1 |
ending |
son |
n. |
|
- Paragraph 20 is about ending the payment of export refunds in respect of live animals.
- Paragraf 20, canlı hayvanlara ilişkin ihracat iadelerinin ödenmesine son verilmesiyle ilgilidir.
- I would suggest that this could be done by ending reprocessing now.
- Bunun, yeniden işlemeye şimdi son verilerek yapılabileceğini öneriyorum.
- We just have to give tonight a new ending.
- Bu geceye yeni bir son yazmamız gerek.
- We just have to give tonight a new ending.
- Bu geceye yeni bir son yazmalıyız.
- The small car boom is ending.
- Küçük otomobil furyası sona eriyor.
- A good beginning makes a good ending.
- İyi bir başlangıç iyi bir son getirir.
- Which endings does this verb have in the present tense?
- Bu fiilin şimdiki zamanda hangi sonları vardır?
- Sami and Layla's conflict led to a brutal ending.
- Sami ve Layla'nın çatışması acımasız bir sona yol açtı.
Show More (5)
|
2 |
ending |
bitirme |
n. |
|
- The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
- Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
- People can begin to love when they choose, but they have no choice when it comes to ending love.
- İnsanlar istedikleri zaman sevmeye başlayabilirler, ancak iş aşkı bitirmeye geldiğinde başka seçenekleri yoktur.
Show More (-1)
|
3 |
ending |
uç |
n. |
|
- Wash eggplants and cut their endings.
- Patlıcanları yıka ve uçlarını kes.
- Wash eggplants and cut their endings.
- Patlıcanları yıkayın ve onların uçlarını kesin.
Show More (-1)
|
4 |
ending |
bitiş |
n. |
|
- A good beginning makes a good ending.
- İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yaratır.
Show More (-2)
|
5 |
ending |
takı |
n. |
|
- Which endings does this verb have in the present tense?
- Bu fiil geniş zamanda hangi takıları alır?
Show More (-2)
|