engulf - English Turkish Sentences
English Turkish
engulf derinden etkilemek v.
  • In the end, hatred engulfed the whole team members.
  • Nihayetinde nefret duygusu tüm takım üyelerini derinden etkiledi.
Show More (-2)
engulf tamamen sarmak (alevler vb) v.
  • The flames rapidly engulfed the building.
  • Alevler hızla binayı tamamen sardı.
Show More (-2)
engulf yutmak v.
  • The flood waters are predicted to engulf the town.
  • Sel sularının kasabayı yutacağı tahmin ediliyor.
Show More (-2)