expedite - English Turkish Sentences
English Turkish
expedite hızlandırmak v.
  • We need a professional to expedite the process.
  • Süreci hızlandırmak için bir profesyonele ihtiyacımız var.
  • A genuine decision in favour of a marketing ban would expedite technical developments leading to alternatives.
  • Pazarlama yasağı lehinde alınacak gerçek bir karar, alternatiflere yol açacak teknik gelişmeleri hızlandıracaktır.
  • Social media marketing will expedite your results.
  • Sosyal medya pazarlaması sonuçlarınızı hızlandıracaktır.
Show More (1)