explain (someone or something) to (one) - English Turkish Sentences
English Turkish
explain (someone or something) to (one) (birine birini/bir şeyi) açıklamak v.
  • I also wish to take this opportunity to explain to Parliament the Commission's position on this report.
  • Ayrıca bu vesileyle Parlamentoya Komisyonun bu rapora ilişkin tutumunu açıklamak istiyorum.
  • This would be difficult to explain to consumers lugging their tin cans or to workers losing their jobs.
  • Bunu teneke kutularını taşıyan tüketicilere ya da işlerini kaybeden işçilere açıklamak zor olacaktır.
  • We have to be able to account to the people who elect us and explain to them how their money is spent.
  • Bizi seçen insanlara hesap verebilmeli ve paralarının nasıl harcandığını onlara açıklayabilmeliyiz.
Show More (40)
explain (someone or something) to (one) (birine birini/bir şeyi) anlatmak v.
  • Explain to me in detail how it happened.
  • Bana nasıl olduğunu detaylıca anlatın.
  • I'll explain to you how to use it when I come back.
  • Döndüğümde nasıl kullanacağınızı anlatacağım.
Show More (-1)