English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | fairy-tale n. | palavra |
General | fairy-tale adj. | masala özgü |
General | fairy-tale adj. | masala yakışır |
General | fairy-tale adj. | üstün veya gerçek dışı güzellikte olan |
General | fairy-tale adj. | üstün veya gerçek dışı zarafete sahip |
General | fairy-tale adj. | üstün veya gerçek dışı bir mükemmelliğe sahip |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | fairy tale n. | masal | ||
I guess men who eat breakfast only exist in myths or fairy tales. Sanırım kahvaltı eden erkekler sadece efsanelerde ya da masallarda var. More Sentences |
||||
General | ||||
General | fairy tale n. | peri masalı | ||
General | a fairy tale wedding ceremony n. | dillere destan bir düğün | ||
General | fairy tale land n. | masal dünyası | ||
General | fairy tale n. | kurgusal ve fantastik hikaye | ||
General | fairy tale n. | kurgusal ve fantastik açıklama | ||
General | fairy tale n. | mantıksızlık veya yalan barındıran hikaye | ||
General | fairy tale n. | yanıltmak veya göz boyamak için tasarlanmış hikaye |