| 1 |
farther |
daha uzağa |
adv. |
|
- He is too tired to go any farther.
- Daha uzağa gidemeyecek kadar yorgun.
- They moved farther away from the fire.
- Ateşten daha uzağa gittiler.
- The school is farther than the station.
- Okul istasyondan daha uzaktır.
- Are you going much farther?
- Daha uzağa mı gidiyorsun?
- As I recall, Tom's house is a little farther in from the main road.
- Hatırladığım kadarıyla, Tom'un evi ana yoldan biraz daha uzak.
Show More (2)
|
| 2 |
farther |
daha ileri |
adj. |
|
- I subsequently went through the whole budget again, and we have now got this far but, unfortunately, no farther.
- Daha sonra tüm bütçeyi tekrar gözden geçirdim ve şimdi buraya kadar geldik ama ne yazık ki daha ileri gidemedik.
- I was too tired to walk any farther.
- Daha ileri yürüyemeyecek kadar yorgundum.
- I can't go any farther.
- Daha ileri gidemem.
- He was too tired to go any farther.
- Daha ileri gidemeyecek kadar yorgundu.
Show More (1)
|
| 3 |
farther |
daha fazla |
adj. |
|
- I can't walk any farther.
- Daha fazla yürüyemem.
- He was too tired to walk any farther.
- Daha fazla yürüyemeyecek kadar yorgundu.
- We cannot go any farther without a rest.
- Dinlenmeden daha fazla ilerleyemeyiz.
- I was too tired to walk any farther.
- Daha fazla yürüyemeyecek kadar çok yorgundum.
Show More (1)
|
| 4 |
farther |
uzaktaki |
adj. |
|
- How much farther is it?
- Ne kadar uzakta?
- How much farther?
- Ne kadar uzakta?
Show More (-1)
|
| 5 |
farther |
uzak |
adj. |
|
- Temperatures in the Arctic are rising 2 to 3 times faster than temperatures farther south.
- Kuzey kutup bölgesindeki sıcaklıklar uzak güneydeki sıcaklıklardan 2 ila 3 kat daha hızlı artıyor.
- How much farther is it?
- O ne kadar uzak?
Show More (-1)
|
| 6 |
farther |
öteye |
adv. |
|
- They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
- He went no farther than the gate.
- Kapıdan öteye gitmedi.
Show More (-1)
|
| 7 |
farther |
ileri |
adv. |
|
- You will see the café shop farther down the street.
- Sokağın ilerisinde kafeyi göreceksiniz.
Show More (-2)
|
| 8 |
farther |
daha fazla |
adv. |
|
- Elliot needed to go into details farther.
- Elliot'ın daha fazla ayrıntıya girmesi gerekiyordu.
Show More (-2)
|
| 9 |
farther |
daha uzak |
adj. |
|
- The farther part of the city is the business district.
- Şehrin daha uzak kısmı iş bölgesidir.
Show More (-2)
|
| 10 |
farther |
daha öte |
adj. |
|
- He went no farther than the gate.
- Kapıdan daha öteye gitmedi.
Show More (-2)
|
| 11 |
farther |
daha uzaktaki |
adj. |
|
- The school is farther than the station.
- Okul istasyondan daha uzakta.
Show More (-2)
|
