| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | fear for (someone or something) v. | (biri/bir şey) için korkmak | ||
|
Sami claimed he feared for his life. Sami hayatı için korktuğunu iddia etti. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | for fear of (something) expr. | (bir şeyden) korktuğu için | ||
|
Regrettably, the companies that have been victims of these activities remain silent for fear of tarnishing their image. Ne yazık ki bu faaliyetlerin kurbanı olan şirketler, imajlarının zedelenmesinden korktukları için sessiz kalmaktadırlar. More Sentences |
||||
| Colloquial | for fear that (something) expr. | (bir şey) korkusuyla | ||
|
She left home early in the morning for fear that she might miss the first train. O, ilk treni kaçırabileceği korkusuyla sabah erkenden evden çıktı. More Sentences |
||||
| Colloquial | for fear that (something) expr. | (bir şeyden) korktuğu için | ||
|
She is on a diet for fear that she will put on weight. Kilo alacağından korktuğu için diyet yapıyor. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | fear for (someone or something) v. | (biri/bir şey) için endişe etmek | ||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | for fear of (something) expr. | (bir şey) korkusuyla | ||
| Colloquial | for fear of (something) expr. | (bir şey) korkusundan | ||
| Colloquial | for fear of something/of doing something expr. | bir şey/bir şey yapma korkusuyla | ||
| Colloquial | for fear of something/of doing something expr. | bir şey/bir şey yapma korkusundan | ||
| Colloquial | for fear of something/of doing something expr. | bir şeyden/bir şey yapmaktan korktuğu için | ||
| Colloquial | for fear that (something) expr. | (bir şey) korkusundan | ||
