|
- Regrettably, the companies that have been victims of these activities remain silent for fear of tarnishing their image.
- Ne yazık ki bu faaliyetlerin kurbanı olan şirketler, imajlarının zedelenmesinden korktukları için sessiz kalmaktadırlar.
- For three days, she refused to work with him for fear of catching his cold.
- Üç gün boyunca nezle kapmaktan korktuğu için onunla çalışmayı reddetti.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
- Sizi rahatsız etmekten korktuğum için çağırmadım.
- I took my umbrella for fear of rain.
- Yağmurdan korktuğum için şemsiyemi aldım.
- He closed the window for fear of rain.
- Yağmurdan korktuğu için pencereyi kapattı.
- They kept silent for fear of offending her.
- Onu gücendirmekten korktukları için sessiz kaldılar.
- She sat still for fear of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaktan korktuğu için kıpırdamadan oturdu.
- They kept silent for fear of offending her.
- Ona zarar vermekten korktukları için sessiz kaldılar.
- She doesn't drive for fear of an accident.
- Kaza yapmaktan korktuğu için araba kullanmıyor.
- I walked softly for fear of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.
- She didn't attend the meeting for fear of meeting her ex-husband.
- Eski kocasıyla karşılaşmaktan korktuğu için toplantıya katılmadı.
- She fled for fear of being caught.
- Yakalanmaktan korktuğu için kaçtı.
- My mother never drives for fear of causing an accident.
- Annem kaza yapmaktan korktuğu için asla araba kullanmaz.
Show More (10)
|