|
- Federalism is the making of the European Union into a federal state.
- Federalizm, Avrupa Birliği'nin federal bir devlet haline getirilmesidir.
- Was the United States saved because of its police force or federal intelligence system?
- Amerika Birleşik Devletleri polis gücü veya federal istihbarat sistemi sayesinde mi kurtuldu?
- The federal army will commence operations next year.
- Federal ordu önümüzdeki yıl operasyonlara başlayacak.
- The federal budget of the United States redistributes more than 30% of its national GDP.
- Amerika Birleşik Devletleri'nin federal bütçesi, ulusal GSYİH'sinin %30'undan fazlasını yeniden dağıtmaktadır.
- There is already a federal currency.
- Zaten federal bir para birimi var.
- I have tried to find out how much is invested in the future in a big country like the Federal Republic of Germany.
- Federal Almanya Cumhuriyeti gibi büyük bir ülkede geleceğe ne kadar yatırım yapıldığını bulmaya çalıştım.
- He was, indeed, invested yesterday, by the Federal President, with the Federal Grand Cross of Merit.
- Gerçekten de dün Federal Cumhurbaşkanı tarafından Federal Büyük Liyakat Nişanı ile taltif edildi.
- I am not opposed to a federal structure for the European Union.
- Avrupa Birliği için federal bir yapıya karşı değilim.
- Data is passed on not merely to immigration authorities but to other federal bureaux.
- Veriler sadece göçmenlik makamlarına değil, diğer federal bürolara da aktarılmaktadır.
- Very often that occurs because of the federal structure that exists in a number of our Member States.
- Bazı Üye Devletlerimizde var olan federal yapı nedeniyle bu durum sıklıkla yaşanmaktadır.
- We are very unhappy that it took so long to notify the federal authorities.
- Federal makamları bilgilendirmenin bu kadar uzun sürmesinden dolayı çok mutsuzuz.
- These are issues I will now be taking up with the federal authorities in Germany.
- Bu konuları şimdi Almanya'daki federal makamlarla ele alacağım.
- That, moreover, is the case in those Member States which have a more federal structure, such as Germany.
- Üstelik bu durum Almanya gibi daha federal bir yapıya sahip olan Üye Devletler için de geçerlidir.
- In my opinion, the authority also needs to be federal in nature.
- Bana göre, otoritenin de federal nitelikte olması gerekiyor.
- A federal agency had that information and failed to pass it on.
- Federal bir kurum bu bilgiye sahipti ve bunu aktarmayı başaramadı.
- So there will soon be a Convention which is supposed to give a democratic face to an enforced federal Europe.
- Dolayısıyla yakında federal Avrupa'ya demokratik bir çehre kazandırması beklenen bir Kongre yapılacak.
- In the meantime, the Federal German Government has postponed the introduction of the motorway toll indefinitely.
- Bu arada Federal Alman Hükümeti otoyol geçiş ücretinin uygulamaya konulmasını süresiz olarak erteledi.
- There is as yet no federal European tax.
- Henüz federal bir Avrupa vergisi yoktur.
- A supranational Europol is nothing less than a federal police force.
- Uluslarüstü bir Europol, federal bir polis gücünden başka bir şey değildir.
- In the meantime, the Federal German Government has postponed the introduction of the motorway toll indefinitely.
- Bu arada Federal Alman Hükûmeti otoyol geçiş ücretinin uygulamaya konulmasını süresiz olarak erteledi.
- The federal army will commence operations next year.
- Federal ordu önümüzdeki yıl operasyonlara başlayacaktır.
- I am the Prime Minister of a country with a federal structure.
- Ben federal yapıya sahip bir ülkenin Başbakanıyım.
- Federal law and order are being got ready.
- Federal kanun ve düzen hazırlanıyor.
- As I said earlier, this point is being taken up with the federal authorities.
- Daha önce de söylediğim gibi, bu konu federal makamlarla görüşülmektedir.
- An additional EUR 2.5 billion will be required for unemployment benefit and for the Federal Institute for Employment.
- İşsizlik parası ve Federal İstihdam Enstitüsü için 2,5 milyar Avro daha gerekecektir.
- It has a single currency but it does not have a genuine federal budget.
- Tek bir para birimi var ama gerçek bir federal bütçesi yok.
- One of the federal agencies in Germany knew about this for quite some time and failed to inform the federal authorities.
- Almanya'daki federal kurumlardan biri bunu uzun süredir biliyordu ve federal makamları bilgilendirmedi.
- Very often that occurs because of the federal structure that exists in a number of our Member States.
- Bu durum çoğu zaman bazı Üye Devletlerimizde var olan federal yapı nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
- In the meantime, they have been forming governments in German federal states.
- Bu arada Alman federal eyaletlerinde de hükümetler kurmaya başladılar.
- They must enjoy self-government within a federal democratic Iraq.
- Federal demokratik bir Irak içerisinde kendi kendilerini yönetme hakkına sahip olmalıdırlar.
- It is aimed only at driving the EU towards a federal constitution.
- Sadece AB'yi federal bir anayasaya doğru yönlendirmeyi amaçlamaktadır.
- Right now the federal center has an opportunity to help regions.
- Şu anda federal merkezin bölgelere yardım etme olanağı var.
- Right now the federal center has an opportunity to help regions.
- Şu anda federal merkezin bölgelere yardım etme imkanı var.
- Right now the federal center has an opportunity to help regions.
- Şu anda federal merkezin bölgelere yardım etme şansı var.
- The US Federal Reserve has raised interest rates to 1%.
- US Federal Reserve faiz oranlarını %1'e yükseltti.
- Federal negotiators reached a compromise.
- Federal müzakereciler bir uzlaşmaya vardı.
- Tom is a federal prosecutor.
- Tom federal bir savcıdır.
- Germany is a federal republic.
- Almanya federal bir cumhuriyettir.
- Germany is a federal state.
- Almanya federal bir devlettir.
- The Federal Republic of Germany was established in 1949.
- Federal Almanya Cumhuriyeti 1949 yılında kuruldu.
- A huge federal budget deficit has been plaguing the American economy for many years.
- Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.
- Tom is a federal prosecutor.
- Tom federal bir savcı.
- Federal negotiators reached a compromise.
- Federal arabulucular uzlaşmaya vardılar.
- Please send this by Federal Express.
- Lütfen bunu Federal Express ile gönderin.
- Please send this by Federal Express.
- Lütfen bunu Federal Express'le gönderin.
- Sami is serving his sentence in a federal medical center.
- Sami cezasını federal bir tıp merkezinde çekiyor.
- 20 people were detained by the Federal Police.
- 20 kişi, Federal Polis tarafından gözaltına alındı.
- A federal law passed in 2003 gives Mexicans the right to bilingual education.
- 2003'te kabul edilen federal bir yasa Meksikalılara iki dilli eğitim hakkı veriyor.
- A federal law passed in 2003 gives Mexicans the right to bilingual education.
- 2003'te kabul edilen federal bir yasa, Meksikalılara iki dilde eğitim hakkı veriyor.
- Tom was sentenced to three years in federal prison.
- Tom federal ceza evinde üç yıla mahkum edildi.
- Sami studied federal law.
- Sami federal hukuk okudu.
- The Federal Republic of Germany was established in 1949.
- Federal Almanya Cumhuriyeti 1949'da kuruldu.
- Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.
- Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşur.
- 20 people were detained by the Federal Police.
- 20 kişi Federal Polis tarafından gözaltına alındı.
- Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.
- Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşmaktadır.
- Americans pay both federal taxes and state taxes.
- Amerikalılar hem federal hem de eyalet vergisi öderler.
- Konrad Adenauer was the first chancellor of the Federal Republic of Germany.
- Konrad Adenauer, Federal Almanya Cumhuriyeti'nin ilk şansölyesiydi.
Show More (54)
|
