fiery - English Turkish Sentences
English Turkish
fiery ateşli adj.
  • The committee misunderstood Lauren's fiery comments.
  • Komite, Lauren'in ateşli yorumlarını yanlış anladı.
  • We had a fiery debate in this respect.
  • Bu hususta ateşli bir tartışma yaşadık.
  • They say that Spaniards are very fiery in bed.
  • İspanyolların yatakta çok ateşli olduğunu söylerler.
Show More (2)
fiery kıpkırmızı adj.
  • The city welcomed us with a fiery sunset.
  • Şehir bizi kıpkırmızı bir gün batımıyla karşıladı.
Show More (-2)
fiery kızgın adj.
  • Her fiery temper can sometimes be explosive.
  • Kızgın mizacı bazen patlayıcı olabiliyor.
Show More (-2)
fiery acı adj.
  • After eating the fiery chili, Easton felt terrible.
  • Easton, acı biberi yedikten sonra kendini çok kötü hissetti.
Show More (-2)
fiery hararetli adj.
  • We had a fiery debate in this respect.
  • Bu konuda hararetli bir tartışma yaşadık.
Show More (-2)