fisherman - English Turkish Sentences
English Turkish
fisherman balıkçı n.
  • The decision, though, as to whether or not to scrap a vessel, is one that every fisherman will have to take for himself.
  • Bununla birlikte, bir tekneyi hurdaya çıkarıp çıkarmama kararı, her balıkçının kendi vermesi gereken bir karardır.
  • As a result of all of this, hundreds of indigenous black African fisherman are continuing to die.
  • Tüm bunların sonucunda yüzlerce yerli siyah Afrikalı balıkçı ölmeye devam ediyor.
  • Whenever a fisherman has his ship scrapped using public funds, the upper limit is reduced by the tonnage in question.
  • Bir balıkçı gemisini kamu fonlarını kullanarak hurdaya çıkardığında, üst sınır söz konusu tonaj kadar azaltılır.
Show More (26)