flamboyant - English Turkish Sentences
English Turkish
flamboyant gösterişli adj.
  • He was always charming but never too flamboyant.
  • Her zaman cazibeliydi ama asla aşırı gösterişli değildi.
  • Tom was so flamboyant.
  • Tom çok gösterişliydi.
  • He likes flamboyant clothes.
  • Gösterişli kıyafetleri sever.
Show More (2)
flamboyant parlak adj.
  • A woman with flamboyant white-blonde hair entered the office.
  • Parlak platin saçları olan bir kadın ofise girdi.
Show More (-2)
flamboyant göz alıcı adj.
  • Tom was so flamboyant.
  • Tom oldukça göz alıcıydı.
Show More (-2)