flask - English Turkish Sentences
English Turkish
flask matara n.
  • The soldier used to carry hip flasks filled with cognac for many reasons.
  • Askerler birçok nedenden ötürü konyak dolu mataralar taşırlardı.
  • Tom took a swig from his flask.
  • Tom matarasından bir yudum aldı.
  • Tom took another swig from his flask.
  • Tom matarasından bir yudum daha aldı.
Show More (1)
flask şişe n.
  • Are the flasks made of glass or plastic?
  • Şişeler camdan mı yoksa plastikten mi yapılmış?
  • Tom carries a flask of Tequila with him wherever he goes.
  • Tom nereye giderse gitsin yanında bir şişe tekila taşır.
  • Tom took a swig from his flask.
  • Tom şişesinden bir yudum aldı.
Show More (1)
flask termos n.
  • Emely poured some hot tea into her steel flask.
  • Emely çelik termosuna biraz sıcak çay doldurdu.
Show More (-2)
flask deney tüpü n.
  • The lab flasks' narrow necks prevent spillage.
  • Laboratuvardaki deney tüplerinin dar boyunları sıvının dökülmesine engel olur.
Show More (-2)