|
- Frankly speaking, I don't even know what that word means.
- Açıkçası bu kelimenin anlamını bile bilmiyorum.
- Frankly speaking, his speeches are always dull.
- Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
- Frankly speaking, I don't like her.
- Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.
- Frankly speaking, I don't think you have what it takes to become a teacher.
- Açıkçası, öğretmen olmak için gerekenlere sahip olduğunu sanmıyorum.
- Frankly speaking, I don't like the idea.
- Açıkçası, ben fikri beğenmiyorum.
- Frankly speaking, you made a mistake.
- Açıkçası, bir hata yaptın.
- Frankly speaking, he is untrustworthy.
- Açıkçası, o güvenilmez biri.
- Frankly speaking, his speeches are always dull.
- Açıkçası, konuşmaları her zaman sıkıcıdır.
- Frankly speaking, he is wrong.
- Açıkçası, o hatalı.
- Frankly speaking, I don't like your idea.
- Açıkçası, fikrini beğenmedim.
- Frankly speaking, he was quite shy.
- Açıkçası, o oldukça utangaçtı.
- Frankly speaking, I think he's a good boss.
- Açıkçası, onun iyi bir patron olduğunu düşünüyorum.
- Frankly speaking, I don't like the idea.
- Açıkçası, bu fikirden hoşlanmadım.
- Frankly speaking, he was quite shy.
- Açıkçası, oldukça utangaçtı.
- Frankly speaking, I don't like him.
- Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.
- Frankly speaking, I don't even know what that word means.
- Açıkçası, bu kelimenin ne anlama geldiğini bile bilmiyorum.
- Frankly speaking, you haven't tried your best.
- Açıkçası, siz elinizden gelen gayreti göstermediniz.
- Frankly speaking, in that GP Vettel was driving like a rookie.
- Açıkçası, o GP'de Vettel bir çaylak gibi kullanıyordu.
- Frankly speaking, he's wrong.
- Açıkçası, yanılıyor.
- Frankly speaking, you haven't tried your best.
- Açıkçası, elinizden geleni yapmadınız.
- Frankly speaking, I don't like your idea.
- Açıkçası, senin görüşünü sevmiyorum.
- Frankly speaking, I actually wanted to stay at home, instead of going out.
- Açıkçası, dışarı çıkmak yerine evde kalmak istedim.
Show More (19)
|
|
- This is, frankly speaking, go-it-alone irresponsibility.
- Bu, açık konuşmak gerekirse, tek başına sorumsuzluktur.
- Frankly speaking, you made a mistake.
- Açık konuşmak gerekirse, bir hata yaptınız.
- Frankly speaking, I don't even know what that word means.
- Açık konuşmak gerekirse bu sözcüğün ne anlama geldiğini bilmiyorum bile.
Show More (0)
|