frown - English Turkish Sentences
English Turkish
frown kaşını çatmak v.
  • In Milan, it is illegal to frown except during funerals or hospital visits.
  • Milano'da cenazeler veya hastane ziyaretleri dışında kaşlarını çatmak yasa dışıdır.
  • Tom couldn't understand why Mary frowned at him.
  • Tom, Mary'nin ona neden kaşlarını çattığını anlayamadı.
  • Tom frowned at me.
  • Tom bana kaşlarını çattı.
Show More (23)
frown kaş çatmak v.
  • Tom and Mary were both frowning.
  • Tom ve Mary ikisi de kaşlarını çatıyordu.
  • The man who stepped out was frowning.
  • Dışarı çıkan adam kaşlarını çatıyordu.
  • Tom was frowning slightly.
  • Tom hafifçe kaşlarını çatıyordu.
Show More (2)
frown kaş çatma n.
  • In Milan, it is illegal to frown except during funerals or hospital visits.
  • Milano'da cenaze törenleri veya hastane ziyaretleri dışında kaşları çatmak yasaktır.
  • A frown may express anger or displeasure.
  • Kaş çatma, öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.
  • A frown may express anger or displeasure.
  • Kaş çatmak, kızgınlık veya hoşnutsuzluk ifade edebilir.
Show More (0)
frown surat asmak v.
  • In Milan, it is illegal to frown except during funerals or hospital visits.
  • Milano'da cenazeler ve hasta ziyaretleri dışında surat asmak yasaklanmıştı.
  • Turn that frown upside down.
  • Suratını asma.
Show More (-1)
frown kaşlarını çatmak v.
  • The teacher frowned angrily at the noisy students.
  • Öğretmen gürültücü öğrencilere öfkeyle kaşlarını çattı.
Show More (-2)
frown kaşlarını çatmak n.
  • Emma looked at the old house with a confused frown.
  • Emma eski eve kaşlarını çatarak şaşkın şaşkın baktı.
Show More (-2)