English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | fulfill v. | yerine getirmek | ||
It is impossible to fulfill all desires at once fully. Tüm arzuları anında tam olarak yerine getirmek mümkün değildir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | fulfill v. | gidermek | ||
Those who ignore rather than fulfill their need for sleep will soon encounter serious effects on their health. Uyku ihtiyacını gidermek yerine ihmal edenler, sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardır. More Sentences |
||||
General | fulfill v. | karşılamak | ||
Believe me, I eat and drink quite enough to fulfill my needs. İnanın bana, ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar yiyor ve içiyorum. More Sentences |
||||
General | fulfill v. | yerine getirmek | ||
Therefore, these poor beings get over many hardships and fulfill their requirements. Bu nedenle, bu zavallı varlıklar birçok zorluğun üstesinden gelir ve gereksinimlerini yerine getirir. More Sentences |
||||
General | fulfill v. | gerçekleştirmek | ||
Having made an unwavering decision, he started to make plans to fulfill his dreams. Kesin bir karar verdikten sonra hayallerini gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladı. More Sentences |
||||
General | fulfill v. | ifa etmek | ||
Let us make a supreme effort and, conscious of our duty, fulfill our destiny on this earth. Üstün bir çaba gösterelim ve görevimizin bilincinde olarak bu dünyadaki kaderimizi ifa edelim. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | fulfill v. | yerine getirmek | ||
Let us make a supreme effort and, conscious of our duty, fulfill our destiny on this earth. Üstün bir çaba gösterelim ve görevimizin bilincinde olarak bu dünyadaki yazgımızın gereğini yerine getirelim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | fulfill v. | uygulamak | ||
General | fulfill v. | içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan) | ||
General | fulfill v. | tamamlamak | ||
General | fulfill v. | bitirmek | ||
General | fulfill v. | icra etmek | ||
General | fulfill v. | yapmak | ||
General | fulfill v. | meydana getirmek | ||
General | fulfill v. | tatmin etmek | ||
General | fulfill v. | gerekeni yapmak | ||
Law | ||||
Law | fulfill v. | ifa etmek | ||
Technical | ||||
Technical | fulfill v. | yapmak |