furious - English Turkish Sentences
English Turkish
furious öfkeli adj.
  • Agricultural organisations and farmers' representatives in the European Parliament were furious.
  • Avrupa Parlamentosu'ndaki tarım örgütleri ve çiftçi temsilcileri öfkeliydi.
  • She looked furious.
  • Öfkeli görünüyordu.
  • I think Tom will be furious.
  • Bence Tom öfkeli olacak.
Show More (74)
furious kızgın adj.
  • I'm absolutely furious.
  • Ben kesinlikle kızgınım.
  • She looked furious.
  • O kızgın görünüyordu.
  • Tom's furious.
  • Tom kızgın.
Show More (16)
furious çok öfkeli adj.
  • I had to say that because I am simply furious.
  • Bunu söylemek zorundayım çünkü çok öfkeliyim.
  • Tom is furious at what Mary did.
  • Tom, Mary'nin yaptıklarına çok öfkeli.
  • Tom was furious.
  • Tom çok öfkeliydi.
Show More (12)
furious çok kızgın adj.
  • I'm furious with them.
  • Onlara çok kızgınım.
  • I'm furious with Tom.
  • Tom'a çok kızgınım.
  • I'm furious with you.
  • Sana çok kızgınım.
Show More (6)
furious şiddetli adj.
  • A furious argument was taking place outside the school.
  • Okulun dışında şiddetli bir tartışma yaşanıyordu.
  • It was a furious battle.
  • Çok şiddetli bir savaş oldu.
Show More (-1)
furious hiddetli adj.
  • The customer services was jammed with furious calls.
  • Müşteri hizmetleri hiddetli telefon aramalarıyla dolup taşıyordu.
Show More (-2)
furious küplere binmiş adj.
  • If Tom was angry before, he'll be furious now.
  • Tom daha önce kızgınsa, şimdi küplere binmiştir.
Show More (-2)