Tureng - gel - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	gel	jel	n.
	You'll feel a little cold as this anesthetic gel goes on. Bu anestezik jel cilde işledikçe biraz üşüyeceksiniz. You'll feel a little cold as this anesthetic gel goes on. Bu anestetik jel etki ederken biraz soğukluk hissedeceksin. You'll feel a little cold as this anesthetic gel goes on. Bu anestezik jel uygulandığında biraz üşüyeceksin. Show More (0)

	English	Turkish
1	come	gel	interj.
	Give me a break, come down! Bana bir müsaade et, aşağı gel! Eva, come down. Eva, aşağı gel. Come down and see me later. Daha sonra aşağıya gel ve beni gör. Lane, come down for your snack. Lane, aşağı gel, bir şeyler atıştır. Well, then come down for breakfast. O zaman kahvaltı için aşağıya gel. Galardonne will show you to your room, so please come down when you're ready. Galardonne sana odanı gösterecek, hazır olduğunda lütfen aşağı gel. I want to talk to you; come down. Seninle konuşmak istiyorum, aşağı gel. Come down with me and talk to Mr. Williams. Benimle aşağı gel ve Bay Williams'la konuş. Victor, come down! Victor, aşağı gel! At that time, Sir, just come down and tell me. O zaman, Bayım, aşağı gel ve bana söyle. Get off and come down now. İn ve hemen aşağı gel. Come and see me so that you may know Moses. Musa'yı anlamak için gel beni gör. Korra, come down here, please. Korra, buraya gel lütfen. Francesca, come down! Francesca, aşağı gel! Yes, come down and eat. Evet, aşağı gel ve ye. Come down here to help a friend. Bir arkadaşına yardım etmek için aşağı gel. Kid, come down here. Ufaklık, aşağıya gel. Maya, come down! Maya, aşağı gel! She is working too hard, give her moral support by coming. Çok fazla çalışıyor, gel de ona moral ver. All right, Thomas, come down. Pekala, Thomas, aşağıya gel. Hurry and come down! Acele et ve aşağıya gel! Come down and get it! Aşağı gel ve al! Jenny, come down. Jenny, aşağı gel. Honey, no, please come down. Tatlım, hayır, lütfen aşağı gel. Archie, come down here and walk Pluto. Archie aşağıya gel ve Pluto'yu gezdir. All right, since you're staying, come here. Pekala, madem kalıyorsun, gel benimle. Take two minutes and come down. İki dakikanı ayır ve aşağı gel. Joplin come down and see Jesse. Joplin, aşağı gel, Jesse'ye bak. Come Ozren, come down, and let's go look for them. Gel Ozren, aşağı in ve gidip onları arayalım. We both have to lift it at the same time, come down I'm telling you! İkimizin de aynı anda kaldırması lazım, aşağı gel diyorum! Max, if you want to talk to me, come down here, I'm busy. Max, benimle konuşmak istiyorsan aşağı gel, meşgulüm. All right, Thomas, come down. Tamam, Thomas, aşağı gel. Muchachos, come down. Beyler, aşağı gel. Simi, come down, quick! Simi, aşağı gel, çabuk! Well, then come down for breakfast. O zaman kahvaltı için aşağı gel. Jesse, come down here, please. Jesse, aşağı gel lütfen. Come daughter, come down. Gel kızım, aşağı in. Mary, come down here. Mary, buraya gel. Please, come down. Lütfen, aşağı gel. Monty, come down here! Monty, buraya gel! Come Ozren, come down, and let's go look for them. Gel Ozren, aşağı gel, gidip onlara bir bakalım. Dilg, come down. Dilg, aşağı gel. Come and see this. Gel de şuna bir bak. Come get me. Gel beni al. Please come home right away. Lütfen hemen eve gel. Please come to my room to help me. Lütfen bana yardım etmek için odama gel. Come and stretch me a hand. Gel ve bana elini uzat. Leave Layla and come to live with me. Leyla'yı bırak ve benimle yaşamaya gel. Come and fight with us. Gel ve bizimle dövüş. Come on up, Tom. Yukarı gel, Tom. Come and see us tomorrow. Yarın gel ve bizi gör. Come back later. Daha sonra gel. Come downstairs. Aşağıya gel. Come along with me and go fishing. Benimle gel ve balığa çık. Please come to my office. Lütfen ofisime gel. Come on up to my office. Büroma kadar gel. Come alone. Yalnız gel. Come and give me a kiss. Gel ve bana bir öpücük ver. Come and dance with me. Gel ve benimle dans et. Just come up here. Sadece buraya gel. Come whenever you'd like. İstediğin zaman gel. Come whenever you want. Lütfen ne zaman istersen gel. Come to lunch with us. Bizimle öğle yemeğine gel. Come on in. İçeri gel. Come get us. Gel bizi al. Please come to see me tomorrow. Lütfen yarın beni görmeye gel. Come to my quarters tonight. Bu gece benim odama gel. Come to my house at eight. Saat sekizde evime gel. Do come again. Tekrar gel. Come again soon. Yakında tekrar gel. Come downstairs. Alt kata gel. Come and see me right now. Hemen gel ve beni gör. Come get it. Gel onu al. Come and see for yourself. Gel ve kendin gör. Please come to my birthday party. Lütfen doğum günü partime gel. Come down for a minute. Bir dakika aşağıya gel. Come over for dinner sometime. Bir ara yemeğe gel. Come and see! Gel de gör! Come this way. Bu tarafa gel. Come back here, you young whippersnapper! Buraya gel, seni genç zıpır! Come and see me soon. Yakında beni görmeye gel. Come and tell me all about yourself. Gel ve kendin hakkındaki her şeyi bana anlat. Come immediately. Derhal gel. Please come back tomorrow. Lütfen yarın gel. Come back here right now. Hemen buraya gel. Come and support a good cause. Gel ve iyi bir amaca destek ol. Come see me. Beni görmeye gel. Come and see my garden tomorrow. Yarın bahçemi görmeye gel. Come to my house this afternoon. Bu öğleden sonra benim evime gel. Come on Tuesday, if possible. Mümkünse, salı günü gel. Get dressed and come downstairs. Giyin ve aşağı gel. Come aboard. Gemiye gel. Come into my room. Odama gel. Come get some. Gel biraz al. Please come visit us more often. Lütfen bizi daha sık ziyaret etmeye gel. Come and give it a try. Gel ve bir kere dene. Come and fight with us. Gel ve bizimle mücadele et. Do come again. Yine gel. Come on over here. Buraya gel. Come party with us. Bizimle partiye gel. Come stay with me. Gel benimle kal. Come to the office tomorrow morning without fail. Yarın sabah mutlaka ofise gel. Come back and pick us up later. Sonra gel ve bizi al. Come see what I got for you. Gel bak sana ne aldım. Come see me if you are free tonight. Bu gece boşsan beni görmeye gel. Come to my office at the end of this month. Bu ayın sonunda ofisime gel. Please come to our office any time. Lütfen istediğin zaman bizim ofise gel. Come at any time you like. İstediğin zaman gel. Come back in a day. Bir gün sonra gel. Come even if you'll be late. Geç kalacak olsan bile gel. Come see us again tomorrow. Yarın tekrar bizi görmeye gel. Come out here. Buraya gel. Please come on time. Lütfen zamanında gel. Please come on in. Lütfen içeri gel. Please come back inside. Lütfen içeri gel. Come to my room between three and four. Saat üç ile dört arasında odama gel. Come back in a year's time! Bir yıl sonra tekrar gel! Come to watch us play music sometime. Bir ara bizi müzik çalarken izlemeye gel. Come and keep me company. Gel ve bana eşlik et. Come visit us sometime. Bir ara bizi ziyarete gel. Come first, talk later. Önce gel, sonra konuş. Come and have tea with me. Gel benimle çay iç. Come down here. Buraya gel. Come eat with us. Gel bizimle ye. Come over to my place. Evime gel. Come watch us play music sometime. Bir ara gel de bizi müzik çalarken izle. Come by my house if you want. İstersen evime gel. Come back and see us again. Tekrar gel ve bizi yine gör. Come on over to have a try. Gel de bir dene. Come on any day you like. İstediğin gün gel. Please come and help me. Lütfen gel ve bana yardım et. Come back here, you scoundrel! Buraya gel, seni alçak! Come tomorrow to see me. Yarın beni görmeye gel. Come help me. Gel bana yardım et. Please come to my house. Lütfen evime gel. Come home at six. Saat altıda eve gel. Come immediately. Hemen gel. Come to the party, will you? Partiye gel, tamam mı? Come now. Gel bakalım. Please come again. Lütfen yine gel. Please come to my party tonight. Lütfen bu akşam partime gel. I said come back in an hour. Bir saat sonra gel dedim. Come aboard. Güverteye gel. Come as you are. Olduğun gibi gel. Come get us. Bizi almaya gel. Come down here and eat with us. Buraya gel ve bizimle ye. Come to my house at eight. Sekizde evime gel. Come and let us surprise you. Gel de sana sürpriz yapalım. Come any time after nine. Dokuzdan sonra herhangi bir zamanda gel. Come and see me at eleven o'clock. Gel ve saat on birde beni gör. Come and see me at eleven o'clock. Saat 11'de gel ve beni gör. Come and tell me in my room. Odama gel ve bana anlat. Come see me again tomorrow. Yarın beni tekrar görmeye gel. Please come to meet me at the station. Lütfen beni istasyonda karşılamaya gel. Come, we'll talk outside. Gel, dışarıda konuşalım. Come forward. Öne gel. Come home at once. Hemen eve gel. Please come back later. Lütfen daha sonra tekrar gel. Come talk to me. Gel benimle konuş. Come get me. Beni almaya gel. Come, I'll show you. Gel, sana göstereceğim. Come on up to my office. Ofisime gel. Come and visit us again. Gel ve bizi tekrar ziyaret et. Come inside. İçeri gel. Come home before dark. Karanlık çökmeden eve gel. Come and see me whenever you want to. Her ne zaman istersen beni görmeye gel. Please come to the table. Lütfen masaya gel. Come visit us tomorrow. Yarın bizi ziyaret etmeye gel. Come at any time you like. Lütfen ne zaman istersen gel. Come over any time. İstediğin zaman gel. Come and visit us in Paris sometime soon. Yakın bir zamanda Paris'te bizi ziyaret etmeye gel. Come and see me at midnight. Gece yarısı gel ve beni gör. Come and see for yourself! Gel de kendin gör! Come back in two days. İki gün sonra gel. Come and see me after work. İşten sonra beni görmeye gel. Either go out or come in. Ya dışarı çık ya da içeri gel. Come, I'll show you. Gel, sana göstereyim. Please come to the lobby by 7 o'clock. Lütfen 7'ye kadar lobiye gel. Come to my place. Benim evime gel. Come at ten o'clock sharp. Saat tam onda gel. Come with me to the southern coast of France! Benimle Fransa'nın güney sahiline gel! Get out or come in. Çık ya da gel. Come try. Gel de dene. Come near the fire. Ateşin yanına gel. Come at two o'clock. Saat ikide gel. If you have any trouble, just come to me. Bir sorunun olursa bana gel. Come to the meeting. Toplantıya gel. Come at once. Derhal gel. Please come and see me any time. Lütfen istediğin zaman gel beni gör. Come to my house this afternoon. Öğleden sonra evime gel. Come meet some of your new classmates. Gel de yeni sınıf arkadaşlarınla tanış. Please come to talk to me. Lütfen benimle konuşmaya gel. Come outside with me and look at the constellations. Benimle dışarı gel ve takım yıldızlarına bak. Please come to my party tonight. Lütfen bu gece partime gel. Come under my umbrella, or you'll get wet. Şemsiyemin altında gel, yoksa ıslanacaksın. Come with us to the Bohemian forests! Bizimle Bohemya ormanlarına gel! Come into the room after me. Benden sonra odaya gel. Come by around three. Üç gibi gel. Come enjoy the snow with me! Gel benimle karın tadını çıkar! Come and look at this! Gel de şuna bak! Please come and see me whenever you like. Lütfen ne zaman istersen gel beni gör. Come and see for yourself! Gel ve kendin gör! Mom, come with me to the store. Anne, benimle dükkana gel. Do come and visit us. Gel ve bizi ziyaret et. Come whenever you like. Ne zaman istersen gel. Come with me. Benimle birlikte gel. If you are ever in Japan, come and see me. Eğer Japonya'ya gelirsen, gel ve beni gör. Please come to Boston. Lütfen Boston'a gel. Come home before it gets dark. Hava kararmadan önce eve gel. Come on Monday afternoon, if possible. Mümkünse, Pazartesi öğleden sonra gel. Come and look for yourself. Gel ve kendin bak. Come to my office. Ofisime gel. Come at once. Bir an önce gel. Please come with us to Boston. Lütfen bizimle Boston'a gel. Please come and see us again. Lütfen tekrar gel ve bizi gör. Come to my office any time. İstediğin zaman ofisime gel. Please come quickly. Lütfen çabuk gel. Come sing with me. Gel benimle şarkı söyle. Please come home with me. Lütfen benimle eve gel. Come over later. Sonra gel. Come and eat your supper. Gel ve yemeğini ye. Come and drop by! Gel ve uğra! Come home. Eve gel. Come again any time. İstediğin zaman yine gel. Come and give it a try. Gel ve bir dene. Come on inside. İçeriye gel. Come to my quarters tonight. Bu gece benim konutuma gel. Come and catch me if you dare. Cesaretin varsa gel de yakala beni. Please come to pick me up. Lütfen arabayla beni almaya gel. Come into the room at once. Derhal odaya gel. Come to see me in my office. Ofisimde beni görmeye gel. Come taste! Gel de tadına bak! Come and see me as soon as you can. En kısa zamanda beni görmeye gel. Please come to our town some day. Lütfen bir gün kasabamıza gel. Come home at six. Altıda eve gel. Please come see us tomorrow. Lütfen yarın bizi görmeye gel. Come along with us. Bizimle birlikte gel. Come and get me. Gel ve beni al. Come into the room at once. Hemen odaya gel. Come, write your name down. Gel, adını yaz. Come meet everybody. Gel herkesle tanış. Come visit us! Bizi ziyaret etmeye gel! Come to lunch with us. Bizimle yemeğe gel. Come and see me once in a while. Arada bir beni görmeye gel. Come to the front of the classroom. Sınıfın önüne gel. Come and see me right now. Derhal gel ve beni gör. Please come over with your wife. Lütfen karınla birlikte gel. Come back next week and the clothing will be ready. Gelecek hafta tekrar gel ve elbise hazır olacak. Come and see me. Gel ve beni gör. Come quick! Çabuk gel! Come visit us tomorrow. Yarın bizi ziyarete gel. Please come! Lütfen gel! Please come with me to Boston. Lütfen benimle Boston'a gel. Please come to the lobby by 7 o'clock. Lütfen saat 7'de lobiye gel. Come and tell me in my room. Gel de odamda anlat. Come to my house whenever you like. Ne zaman istersen evime gel. Come whenever you want. Ne zaman istersen gel. Come run with me. Gel benimle koş. Come to see us! Bizi görmeye gel! Please come downstairs. Lütfen aşağı gel. Come sit down. Gel otur. Come along. Gel bakalım. Come swim with me. Gel benimle yüz. Come along with me and go fishing. Benime gel ve balık tutmaya git. Come get it. Gel de al. Come, sit on my lap. Gel, kucağıma otur. Come give mommy a kiss. Gel annene bir öpücük ver. Come and stay with us in Boston. Gel ve Boston'da bizimle kal. Come along with us if you like. İstersen bizimle gel. Come talk with me. Benimle konuşmaya gel. Come, we'll talk outside. Gel, dışarıda konuşacağız. Come visit us! Bizi ziyarete gel! Come over and help out. Gel de yardım et. Come hither. Buraya gel. Come inside because it's cold outside. İçeri gel çünkü dışarısı soğuk. Come stay with me. Benimle kalmaya gel. Come downtown with us. Bizimle çarşıya gel. Please come home sometimes. Bazen eve gel lütfen. Come see me after work. İşten sonra beni görmeye gel. Come a bit closer. Biraz daha yakına gel. Come meet Tom. Gel Tom'la tanış. Come outside. Dışarı gel. Come, eat the fruits in the kitchen. Gel, mutfaktaki meyveleri ye. Come and join us. Gel ve bize katıl. Come to watch us play. Çalmamızı izlemeye gel. Come and have a look at this. Gel ve buna bir göz at. Come and have some. Gel ve biraz al. Come and help me. Gel ve bana yardım et. Come out and talk to me, Tom. Dışarı gel ve benimle konuş, Tom. Come home before dark. Karanlık olmadan eve gel. Come, let me show you around. Gel, sana etrafı göstereyim. Come with me! Yanımda gel! Do come in. İçeriye gel. Please come on Monday. Lütfen pazartesi gel. Please come hungry. Lütfen aç gel. Come home right away. Hemen eve gel. Come and see me any time you like. İstediğin zaman beni görmeye gel. Come even if you'll be late. Geç kalsan bile gel. Either come in or go out. Ya içeri gel ya da dışarı git. Come downstairs as soon as possible. Mümkün olduğunca çabuk aşağıya gel. Come soon or there won't be any food left. Çabuk gel yoksa hiç yemek kalmayacak. Come back tomorrow. Yarın tekrar gel. Come down here. Aşağıya gel. Come this way. Bu taraftan gel. Please come here between two and three this afternoon. Lütfen buraya bu öğleden sonra saat iki ve üç arası gel. Come outside with me. Benimle dışarı gel. Come back here, you coward. Buraya gel, korkak. Come visit us again next year. Gelecek yıl bizi tekrar ziyarete gel. Come back here, you little brat! Buraya gel, seni küçük velet! Come along with us if you like. Eğer istiyorsan bizimle birlikte gel. Come fishing with us. Gel bizimle balık tut. Do come in, please. İçeri gel, lütfen. Come and see me anytime you want to. İstediğin zaman gel ve beni gör. Come drink a beer to my health. Gel sağlığıma bir bira iç. Come home before 10 pm. Akşam 10'dan önce eve gel. Come on back here. Buraya gel. Come inside and have something to eat. İçeri gel ve yiyecek bir şey al. Please do come again. Lütfen tekrar gel. Come downtown with us. Bizimle şehir merkezine gel. Come tomorrow morning. Yarın sabah gel. Come down here! Aşağıya gel! Come and sit down. Gel ve otur. Come in and lock the door. İçeri gel ve kapıyı kilitle. Come along. Bizimle gel. If you have the time, come along with me. Zamanın varsa, benimle gel. Come and see me tonight. Bu gece beni görmeye gel. Come into my office. Ofisime gel. Please come and see me next Sunday by all means. Lütfen gelecek Pazar beni görmeye gel. Come soon. Çabuk gel. Hi, come on in. Merhaba, içeri gel. Come and get it. Gel ve al. Come and eat your supper. Gel ve akşam yemeğini ye. Come over and help out. Gel ve yardım et. Please come if you can. İmkânın varsa lütfen gel. Come over. Buraya gel. Come again next week. Önümüzdeki hafta tekrar gel. Come at once. Hemen gel. Come, Jesus replied. Gel, diye yanıtladı İsa. Come if possible. Mümkünse gel. Come quickly. Çabuk gel. If you have any trouble, just come to me. Eğer herhangi bir sorun varsa, sadece bana gel. Come outside with me. Benimle dışarıya gel. Come on back. Geri gel. Come at ten o'clock sharp. Saat tam 10'da gel. Come over to our table. Masamıza gel. Get out or come in. Dışarı çık veya içeri gel. Come and help me out. Gel ve bana yardım et. Come and sit down with me. Gel ve benimle otur. Please come and join us. Lütfen gel ve bize katıl. Come back in a month. Bir ay sonra gel. Come along with us. Bizimle gel. If anything comes up that you don't understand, come to me. Anlamadığın bir şey olursa, bana gel. Come and see me whenever you like. Ne zaman istersen gel ve beni gör. Come down here and eat with us. Buraya gel ve bizimle yemek ye. Come and see me sometime. Bir ara beni görmeye gel. Come to see me in my office. Beni ofisimde görmeye gel. Please come in three days. Üç gün içinde gel lütfen. Come back in a week. Bir hafta sonra gel. Please come home. Lütfen eve gel. Come on down here. Buraya gel. Come and look. Gel ve bak. Come over later. Daha sonra gel. Come and take it! Gel ve onu al! Come on over here, Tom. Buraya gel, Tom. Come and look at this! Gel ve buna bak! Come up here. Buraya gel. Come down. Aşağı gel. Come back here, man! Buraya gel, dostum! Come and windsurf with me. Gel ve benimle rüzgar sörfü yap. Come soon. Yakında gel. Come back here, you coward! Buraya gel, seni korkak! Come home before it gets dark. Hava kararmadan eve gel. Please come into the light so that I can see you better. Lütfen ışığa gel ki seni daha iyi görebileyim. Come and have tea with me. Gel ve benimle birlikte çay iç. Come see for yourself. Gel kendin gör. Come on Tuesday if you can. Yapabilirsen Salı günü gel. Come in! İçeriye gel. Come to my room between three and four. Üç ve dört arasında odama gel. If you want to learn German, then come to my college. Almanca öğrenmek istiyorsan, o zaman benim üniversiteme gel. Come back soon. Yakında tekrar gel. Please come to my house for a while. Lütfen bir süreliğine evime gel. Come the day after tomorrow. Yarından sonraki gün gel. Please come to the point. Lütfen sadede gel. Please come in now. Lütfen içeri gel. Come out with us. Bizimle dışarı gel. Come whenever you'd like. Ne zaman istersen gel. Come down! Aşağı gel! Come and sit out here with us. Buraya gel ve burada bizimle dışarıda otur. Come and see me any time you like. Ne zaman istersen gel beni gör. Come see us again tomorrow. Yarın bizi tekrar görmeye gel. Come back soon. Hemen gel. Please come as soon as possible. Lütfen, en kısa sürede gel. Come to my house. Evime gel. Come to me. Bana gel. Come over to my house. Evime gel. Please come thirsty. Lütfen susamış olarak gel. Come one Tuesday, if possible. Mümkünse bir salı gel. Come in, Tom. İçeri gel, Tom. Come visit Saint Petersburg in the autumn! Sonbaharda Saint Petersburg'u ziyarete gel! Come and visit us in Paris sometime soon. Bir ara Paris'e bizi ziyarete gel. Come and see. Gel ve gör. Come on in here. Buraya gel. Come if you are a man. Erkeksen gel. Come and take it! Gel ve al! Come with me to the station. Benimle istasyona gel. Please come home right after school. Lütfen okuldan hemen sonra eve gel. Come back and see us in the morning. Sabah tekrar gel ve bizi gör. Please come right now. Lütfen hemen gel. Please come and see us sometime during the vacation. Lütfen tatil sırasında bazen bizi görmeye gel. Come to my quarters. Odama gel. Please come right away. Lütfen hemen gel. Leave Layla and come to live with me. Leyla'dan ayrıl ve benimle yaşamaya gel. If you have the time, come along with me. Vaktin varsa, benimle gel. John, come to me! John, bana gel! Come on up here. Gel buraya. Come talk with me. Gel benimle konuş. Come enjoy the snow with me! Gel benimle birlikte karın tadını çıkar. Come outside with me and look at the constellations. Benimle dışarı gel ve takımyıldızlarına bak. Come with me to the hospital. Benimle hastaneye gel. Come join us. Gel bize katıl. Come home soon. Yakında eve gel. Come back in five minutes. Beş dakika sonra gel. Come and see us sometime. Bir ara bizi görmeye gel. Come to see me tomorrow. Yarın beni görmeye gel. Please come into the room. Lütfen odaya gel. Come see me again. Beni tekrar görmeye gel. Come to work early tomorrow. Yarın işe erken gel. Come down for a minute. Bir dakikalığına aşağı gel. Please come to see me from time to time. Lütfen zaman zaman beni görmeye gel. Come out with us. Bizimle gel. Come and get it. Gel ve onu al. Please come around someday when you aren't busy. Lütfen meşgul olmadığın bir gün gel. Come inside and have something to eat. İçeri gel ve bir şeyler ye. Please come and see me whenever you like. Lütfen ne zaman istersen gel ve beni gör. Come and see me once in a while. Ara sıra beni görmek için gel. Please come in. Lütfen içeri gel. Come on Tuesday, if it's possible. Mümkünse salı günü gel. Come back here immediately! Hemen buraya gel! Do come by all means. Kesinlikle gel. Come in for a minute. Bir dakikalığına içeri gel. Please come to the counter at least an hour before your flight. Uçuşundan en az bir saat önce kontuara gel, lütfen. Come with me to Boston. Benimle Boston'a gel. Please come into my room to help me. Bana yardım etmek için odama gel lütfen. Come in and sit down. İçeri gel ve otur. Come again whenever you want to. Ne zaman istersen yine gel. Come to your own conclusion. Kendi sonucuna gel. Come and warm yourself by the fire. Gel ve ateşin yanında kendini ısıt. Come towards me. Bana doğru gel. Come without delay. Gecikmeden gel. Please come inside. Lütfen içeriye gel. Come in! İçeri gel! Come home with me. Benimle eve gel. Come to see me after work. İşten sonra beni görmeye gel. Get dressed and come downstairs. Giyin ve aşağıya gel. Come into the room. Odaya gel. Come quickly! Çabuk gel! Come anytime. İstediğin zaman gel. Come to the party. Partiye gel. Come and have a look at this. Gel de şuna bir bak. Come again. Tekrar gel. Please come downstairs. Lütfen aşağıya gel. Please come home sometimes. Lütfen bazen eve gel. Come back in an hour. Bir saat sonra gel. Finish the cigarette and then come inside. Sigaranı bitir ve sonra içeri gel. Come on in and sit down. İçeri gel ve otur. Come back and pick me up later. Sonra gel ve beni al. Come and tell me all about yourself. Gel ve bana kendinden bahset. Come over to the house. Eve gel. Do come and see us tomorrow. Yarın bizi görmeye gel. Come and see us tomorrow. Yarın bizi görmeye gel. Please come and get me. Lütfen gel ve beni al. Come one Tuesday, if possible. Mümkünse bir salı günü gel. You may as well come with me. Benimle birlikte gel bari. Come under my umbrella, or you'll get wet. Şemsiyemin altına gel, yoksa ıslanacaksın. Come fishing with me. Benimle balığa gel. Come as soon as possible. Mümkün olduğunca çabuk gel. Come home at once. Derhal eve gel. Come! Gel! Come have a glass of wine with me. Gel benimle bir kadeh şarap iç. Come on back here. Buraya geri gel. Come to my place. Benim oraya gel. Come home before six. Altıdan önce eve gel. Come along with me. Benimle gel. Come on over. Buraya gel. Come first, talk later. Önce gel, sonra konuşuruz. Come have dinner with me. Gel benimle yemek ye. Come to bed with me. Benimle yatmaya gel. Come on any day you like. İstediğin herhangi bir günde gel. Be sure to come at 3. Saat üçte mutlaka gel. Please come and see me again. Lütfen, gel ve beni tekrar gör. Do come in. İçeri gel. Do come to the party. Partiye gel. I said come alone. Yalnız gel dedim. Come and see me whenever you want to. Ne zaman istersen gel ve beni gör. Come on, I'll show you. Gel, sana göstereyim. Come with me to the southern coast of France! Benimle Fransa'nın güney sahillerine gel! Come on in, Tom. İçeri gel, Tom. Come along with me. Benimle birlikte gel. Come and warm yourself by the fire. Gel ve ateşin yanında ısın. Come to work early tomorrow. Yarın erkenden çalışmaya gel. Come taste! Gel tat! Please stop beating around the bush and come straight to the point. Lütfen lafı dolandırmayı bırak ve sadede gel. Show More (499)