1 |
get along |
anlaşmak |
v. |
|
- To my surprise, some of my fellow-MEPs get along better with that concept than with freedom of religion.
- Şaşırtıcı bir şekilde bazı milletvekili arkadaşlarım bu kavramla din özgürlüğünden daha iyi anlaşıyorlar.
- To my surprise, some of my fellow-MEPs get along better with that concept than with freedom of religion.
- Şaşırtıcı bir şekilde, bazı milletvekili arkadaşlarım bu kavramla din özgürlüğünden daha iyi anlaşıyorlar.
- I am afraid they don't get along very well.
- Korkarım pek iyi anlaşamıyorlar.
- We're going to get along great.
- Çok iyi anlaşacağız.
- I knew you two would get along.
- Siz ikinizin anlaşacağını biliyordum.
- I hope that Tom and Mary get along.
- Umarım Tom ve Mary iyi anlaşırlar.
- He gets along badly with his boss.
- Patronuyla çok kötü anlaşıyor.
- Tom and Mary didn't get along.
- Tom ve Mary anlaşamadılar.
- We get along very well.
- Çok iyi anlaşıyoruz.
- We don't get along very well.
- Çok iyi anlaşamıyoruz.
- How did you and Tom get along?
- Tom'la nasıl anlaşıyordunuz?
- I've always gotten along very well with Tom.
- Tom'la her zaman çok iyi anlaştım.
- I'm glad to see the two of you are getting along.
- İkinizin iyi anlaştığını gördüğüme sevindim.
- Don't you two get along?
- Siz ikiniz anlaşamıyor musunuz?
- Do you guys get along?
- İyi anlaşıyor musunuz çocuklar?
- Tom and I get along pretty well.
- Tom ve ben gayet iyi anlaşıyoruz.
- They don't get along.
- Anlaşamıyorlar.
- Tom and Mary get along very well.
- Tom ve Mary çok iyi anlaşırlar.
- I'm so glad you and Tom get along so well.
- Tom'la böyle iyi anlaşmanıza çok sevindim.
- Tom seemed to get along fine with Mary.
- Tom, Mary ile iyi anlaşıyor gibiydi.
- I knew you two would get along.
- İkinizin iyi anlaşacağını biliyordum.
- Tom was glad to see Mary and John getting along so well.
- Tom, Mary ve John'un çok iyi anlaştıklarını görmekten memnundu.
- Those two don't get along.
- Bu ikisi anlaşamıyor.
- Do Tom and Mary get along?
- Tom ve Mary iyi anlaşıyor mu?
- Tom and his brother didn't use to get along very well.
- Tom ve erkek kardeşi birbirleriyle çok iyi anlaşmazlardı.
- I wish you two could get along together.
- Keşke ikiniz iyi anlaşabilseydiniz.
- You and I never did get along very well.
- Sen ve ben hiç iyi anlaşamadık.
- Some people don't get along.
- Bazı insanlar anlaşamaz.
- Tom and I get along great.
- Tom ve ben harika anlaşıyoruz.
- We got along great.
- Çok iyi anlaşıyorduk.
- It's normal for friends not to get along sometimes.
- Arkadaşların bazen anlaşamaması normaldir.
- I don't understand why you and Tom don't get along.
- Tom'la neden anlaşamadığınızı anlamıyorum.
- Tom and I never got along.
- Tom ve ben hiç anlaşamadık.
- Tom and Mary got along very well.
- Tom ve Mary çok iyi anlaşıyorlardı.
- Tom and I never did get along very well.
- Tom ve ben hiç iyi anlaşamadık.
- Tom and I don't get along at all.
- Tom ve ben hiç anlaşamıyoruz.
- Tom and I got along very well.
- Tom ve ben çok iyi anlaşıyorduk.
- Tom and Mary get along very well.
- Tom ve Mary çok iyi anlaşıyorlar.
- Tom and Mary didn't get along very well.
- Tom ve Mary pek iyi anlaşamıyorlardı.
- Unfortunately, my wife and my lover don't get along very well together.
- Ne yazık ki, karım ve sevgilim pek iyi anlaşamıyorlar.
- My neighbors and I don't get along.
- Komşularım ve ben anlaşamıyoruz.
- Tom and Mary don't get along.
- Tom ve Mary anlaşamıyorlar.
- I take it you and Tom didn't get along.
- Sanırım sen ve Tom anlaşamadınız.
- Are Tom and Mary getting along?
- Tom ve Mary iyi anlaşıyor mu?
- Tom and I get along very well.
- Tom ve ben çok iyi anlaşıyoruz.
- Tom and Mary aren't getting along very well with each other nowadays.
- Tom ve Mary bugünlerde birbirleriyle pek iyi anlaşamıyorlar.
- He gets along very well with his friends.
- O arkadaşlarıyla çok iyi anlaşır.
- I'll get along somehow.
- Bir şekilde anlaşacağım.
- We don't get along very well with each other.
- Birbirimizle pek iyi anlaşamıyoruz.
- Tom and Mary don't get along very well.
- Tom ve Mary pek iyi anlaşamıyorlar.
- Tom gets along very well with Mary.
- Tom, Mary ile çok iyi anlaşıyor.
- We should get along just fine.
- Gayet iyi anlaşabiliriz.
- Tom gets along fine with Mary.
- Tom Mary ile iyi anlaşır.
- Sami and Layla got along good.
- Sami ve Layla iyi anlaştılar.
- I'm sure we'll get along.
- İyi anlaşacağımıza eminim.
- I take it you two don't get along.
- İkinizin anlaşamadığını varsayıyorum.
- Tom and Mary didn't get along too well.
- Tom ve Mary pek iyi anlaşamıyorlardı.
- We get along really well.
- Gerçekten iyi anlaşıyoruz.
- My dog and my cat get along fine.
- Köpeğim ve kedim iyi anlaşıyor.
- Tom gets along very well with his classmates.
- Tom sınıf arkadaşlarıyla çok iyi anlaşıyor.
- The two boys never get along.
- İki çocuk hiç anlaşamıyor.
- Tom and Mary don't get along because they have nothing in common.
- Tom ve Mary anlaşamıyor çünkü hiçbir ortak noktaları yok.
- Tom and Mary got along really well.
- Tom ve Mary çok iyi anlaşıyorlardı.
- I wanted everyone to get along.
- Herkesin anlaşmasını istedim.
- Are you two not getting along?
- Siz ikiniz anlaşamıyor musunuz?
- They didn't get along.
- Anlaşamadılar.
- Tom's parents and his wife don't get along.
- Tom'un anne babası ve karısı iyi anlaşmıyor.
- Tom and Mary get along.
- Tom ve Mary iyi anlaşıyor.
- Do you and Tom get along?
- Tom'la sen iyi anlaşıyor musunuz?
Show More (66)
|
2 |
get along |
geçinmek |
v. |
|
- I take it you and Tom didn't get along.
- Sanırım sen ve Tom geçinmediniz.
- My neighbors and I don't get along.
- Komşularım ve ben geçinemiyoruz.
- How are you and Tom getting along?
- Sen ve Tom nasıl geçiniyorsunuz?
- How are your parents getting along?
- Ebeveynleriniz nasıl geçiniyor?
- Those two don't get along.
- O ikisi geçinemezler.
- Can't we at least try to get along?
- En azından geçinmeye çalışamaz mıyız?
- Are you two not getting along?
- İkiniz geçinemiyor musunuz?
- Tom and Mary have trouble getting along.
- Tom ve Mary'nin geçinme sorunları var.
- Tom wondered how his ex-wife and her new husband were getting along.
- Tom eski eşinin ve onun yeni kocasının nasıl geçindiğini merak ediyordu.
- I don't have a lot of money, but I get along somehow.
- Çok param yok ama bir şekilde geçiniyorum.
- I'll get along somehow.
- Bir şekilde geçineceğim.
- How are Tom and Mary getting along?
- Tom ve Mary birbiriyle nasıl geçiniyor?
- Don't you two get along?
- Siz ikiniz geçinmiyor musunuz?
- I don't have a lot of money, but I get along somehow.
- Benim çok param yok ama bir şekilde geçiniyorum.
- I don't understand why you and Tom don't get along.
- Sen ve Tom'un neden geçinmediğini anlamıyorum.
- Some people don't get along.
- Bazı insanlar geçinmezler.
- I'm glad you two are getting along.
- Siz ikinizin geçindiğine sevindim.
- How are Tom and Mary getting along?
- Tom ve Mary nasıl geçiniyor?
- How did you and Tom get along?
- Sen ve Tom nasıl geçiniyordunuz?
- How have you been getting along lately?
- Son zamanlarda nasıl geçiniyorsunuz?
- Let's try to get along.
- Geçinmeye çalışalım.
- I'm glad to see the two of you are getting along.
- İkinizin geçindiğini gördüğüme memnun oldum.
- Tom wondered how his ex-wife and her new husband were getting along.
- Tom eski karısıyla yeni kocasının nasıl geçindiğini merak ediyordu.
Show More (20)
|
3 |
get along |
birbiriyle geçinmek |
v. |
|
- You know that Jamal and Sarah don't get along with each other.
- Jamal ve Sarah'nın birbirleriyle geçinemediklerini biliyorsun.
- They don't get along.
- Onlar birbirleriyle geçinmiyorlar.
- We never seem to be able to get along with each other.
- Birbirimizle geçinebilecek gibi görünmüyoruz.
- You know that Tom and Mary don't get along with each other, don't you?
- Tom ve Mary'nin birbirleriyle geçinemediğini biliyorsun, değil mi?
Show More (1)
|
4 |
get along |
idare etmek |
v. |
|
- We can get along very well without you.
- Sensiz çok iyi idare edebiliriz.
- I don't have much money, but I can get along somehow.
- Fazla param yok ama bir şekilde idare edebiliyorum.
Show More (-1)
|
5 |
get along |
devam etmek |
v. |
|
- Even in music, minor and major don't get along without one another.
- Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez.
Show More (-2)
|
6 |
get along |
yaşlanmak |
v. |
|
- Tom is certainly getting along in years.
- Tom'un yaşlandığı kesin.
Show More (-2)
|