get along - English Turkish Sentences
English Turkish
get along anlaşmak v.
  • To my surprise, some of my fellow-MEPs get along better with that concept than with freedom of religion.
  • Şaşırtıcı bir şekilde bazı milletvekili arkadaşlarım bu kavramla din özgürlüğünden daha iyi anlaşıyorlar.
  • To my surprise, some of my fellow-MEPs get along better with that concept than with freedom of religion.
  • Şaşırtıcı bir şekilde, bazı milletvekili arkadaşlarım bu kavramla din özgürlüğünden daha iyi anlaşıyorlar.
  • I am afraid they don't get along very well.
  • Korkarım pek iyi anlaşamıyorlar.
Show More (66)
get along geçinmek v.
  • I take it you and Tom didn't get along.
  • Sanırım sen ve Tom geçinmediniz.
  • My neighbors and I don't get along.
  • Komşularım ve ben geçinemiyoruz.
  • How are you and Tom getting along?
  • Sen ve Tom nasıl geçiniyorsunuz?
Show More (20)
get along birbiriyle geçinmek v.
  • You know that Jamal and Sarah don't get along with each other.
  • Jamal ve Sarah'nın birbirleriyle geçinemediklerini biliyorsun.
  • They don't get along.
  • Onlar birbirleriyle geçinmiyorlar.
  • We never seem to be able to get along with each other.
  • Birbirimizle geçinebilecek gibi görünmüyoruz.
Show More (1)
get along idare etmek v.
  • We can get along very well without you.
  • Sensiz çok iyi idare edebiliriz.
  • I don't have much money, but I can get along somehow.
  • Fazla param yok ama bir şekilde idare edebiliyorum.
Show More (-1)
get along devam etmek v.
  • Even in music, minor and major don't get along without one another.
  • Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez.
Show More (-2)
get along yaşlanmak v.
  • Tom is certainly getting along in years.
  • Tom'un yaşlandığı kesin.
Show More (-2)