|
- I got bored at the meeting and checked out until someone punched me in the arm.
- Toplantıda sıkılmıştım ve birisi koluma yumruk atıncaya kadar dalmışım.
- I got bored and left early.
- Sıkıldım ve erken çıktım.
- I'm starting to get bored.
- Ben de sıkılmaya başlıyorum.
- Vacations are good for people who get bored during the year.
- Tatiller yıl boyunca sıkılmış insanlar için güzeldir.
- Vacations are good for people who get bored during the year.
- Tatil, yıl boyunca sıkılan insanlar için iyidir.
- Autistic children never get bored.
- Otistik çocuklar asla sıkılmazlar.
- Sooner or later, I'll probably get bored.
- Er ya da geç, muhtemelen sıkılacağım.
- He got bored after fifteen minutes.
- On beş dakika sonra sıkıldı.
- Tom is getting bored, isn't he?
- Tom sıkılıyor, değil mi?
- Tom didn't have time to get bored.
- Tom'un sıkılmak için zamanı yoktu.
- She got bored quickly.
- O çabucak sıkıldı.
- Tom is getting bored.
- Tom sıkılıyor.
- That child got bored.
- O çocuk sıkıldı.
- I hope Tom doesn't get bored.
- Umarım Tom sıkılmaz.
- Don't you get bored when you're alone?
- Yalnız olduğunda sıkılmaz mısın?
- You'll never get bored here.
- Burada hiç sıkılmayacaksın.
- I'm getting bored.
- Sıkılmaya başladım.
- I got bored with his long talk.
- Uzun konuşmasından sıkıldım.
- Aren't you getting bored?
- Sıkılmıyor musun?
- He got bored quickly.
- O çabucak sıkıldı.
- There's still a lot left to do, so I won't get bored.
- Hala yapacak çok şey var, bu yüzden sıkılmayacağım.
- I got bored, that's why I wandered around the city.
- Sıkıldım, bu yüzden şehirde dolaştım.
- Tom got bored after fifteen minutes.
- Tom on beş dakika sonra sıkıldı.
- If you get bored, open a book!
- Sıkılırsan aç bir kitap!
- Don't you get bored when you're alone?
- Yalnızken sıkılmıyor musun?
- I got bored and left early.
- Sıkıldım ve erken ayrıldım.
- Do you not get bored of videogames all afternoon?
- Bütün öğleden sonra video oyunu oynamaktan sıkılmıyor musun?
- You'll never get bored here.
- Burada asla sıkılmazsın.
- I hope you aren't getting bored.
- Umarım sıkılmıyorsundur.
- Are you getting bored?
- Sıkılıyor musun?
- I'm getting bored.
- Sıkılıyorum.
- You never seem to get bored.
- Hiç sıkılmıyor gibisin.
- I can watch TV all day without getting bored.
- Bütün gün sıkılmadan televizyon izleyebilirim.
- She got bored after fifteen minutes.
- O, on beş dakika sonra sıkıldı.
- He made such a long speech that we all got bored.
- O kadar uzun bir konuşma yaptı ki hepimiz sıkıldık.
- If I'd stayed any longer, I would've gotten bored.
- Daha fazla kalmış olsaydım, sıkılırdım.
- I get bored easily.
- Çok çabuk sıkılıyorum.
- You're getting bored, aren't you?
- Sıkılıyorsun, değil mi?
- You will never get bored in her company.
- Onun yanında asla sıkılmazsınız.
- I got bored with his long talk.
- Onun uzun konuşmasından sıkıldım.
- I got bored and left.
- Sıkıldım ve ayrıldım.
- She got bored after fifteen minutes.
- On beş dakika sonra sıkıldı.
- If I'd stayed any longer, I would've gotten bored.
- Daha uzun süre kalsaydım sıkılırdım.
- Tom got bored and left.
- Tom sıkıldı ve gitti.
- Don't you ever get bored doing that?
- Bunu yaparken hiç sıkılmıyor musun?
- I get bored easily.
- Ben kolayca sıkılırım.
- She's more technical, but gets bored easily.
- O daha teknik ama çabuk sıkılıyor.
- I'm starting to get bored.
- Sıkılmaya başlıyorum.
- I wonder how Tom does that all the time without getting bored.
- Tom'un sıkılmadan her zaman onu nasıl yaptığını merak ediyorum.
- Don't you ever get bored singing the same songs every night?
- Her gece aynı şarkıları söylemekten hiç sıkılmıyor musun?
- If you get bored, open a book!
- Eğer sıkılırsan, bir kitap aç!
- Tom didn't have time to get bored.
- Tom'un sıkılmaya vakti yoktu.
- She's more technical, but gets bored easily.
- O daha teknik ama kolayca sıkılıyor.
- Tom got bored after three minutes.
- Tom üç dakika sonra sıkıldı.
- Tom got bored.
- Tom sıkıldı.
- Don't you get bored when you're alone?
- Yalnız olduğun zaman sıkılmadın mı?
- Tom got bored and left.
- Tom sıkıldı ve terk etti.
- Are you getting bored?
- Canınız mı sıkılıyor?
- I wonder how Tom does that all the time without getting bored.
- Tom'un bunu sıkılmadan nasıl yaptığını merak ediyorum.
- I got bored quickly.
- Çabucak sıkıldım.
- I can watch TV all day without getting bored.
- Sıkılmadan bütün gün TV izleyebilirim.
- Don't you get bored when you're alone?
- Sen yalnızken sıkılmıyor musun?
Show More (61)
|