1 |
give away |
vermek |
v. |
|
- Now, anyone who loves to cook needs to pay attention because today we are giving away all our trade secrets.
- Şimdi, yemek yapmayı seven herkes dikkatli dinlesin çünkü bugün tüm meslek sırlarımızı vereceğiz.
- Now, anyone who loves to cook needs to pay attention because today we are giving away all our trade secrets.
- Şimdi, yemek yapmayı seven herkes dikkatini buraya vermeli çünkü bugün tüm meslek sırlarımızı açıklıyoruz.
- Don't give away all your secrets.
- Bütün sırlarını verme.
- I gave away the table because it does not fit in the living room.
- Masayı verdim çünkü oturma odasına sığmıyor.
- Tom gave away all of his belongings.
- Tom bütün eşyalarını verdi.
- Who gave away the bride?
- Kim gelini verdi?
- He gave away all his old furniture.
- Bütün eski mobilyalarını verdi.
- Who gave away the bride?
- Gelini kim verdi?
- She gave away all her dolls.
- O, bütün oyuncak bebeklerini başkalarına verdi.
- Why must you give away all of my secrets?
- Neden bütün sırlarımı vermek zorundasınız?
- You gave away the ending.
- Sonunu verdin.
- Don't give away all my secrets.
- Bütün sırlarımı verme.
- It's not mine to give away.
- O benim değil ki vereyim.
- I gave away my car.
- Arabamı verdim.
- He gave away about one-tenth of his income to the poor.
- Gelirinin yaklaşık onda birini yoksullara verdi.
- Don't give away my secret.
- Sırrımı verme.
- Sami gave away millions of dollars to help protect the environment.
- Sami çevreyi korumak için milyonlarca dolar verdi.
- Mary has a ton of old dresses to give away, about ten of which have never been worn.
- Mary'nin vermek istediği bir ton eski elbisesi var, bunlardan yaklaşık on tanesi hiç giyilmemiş.
- I gave away my house.
- Evimi verdim.
- I gave away my bike.
- Bisikletimi verdim.
Show More (17)
|
2 |
give away |
bağışlamak |
v. |
|
- Tom gave away all his money, then committed suicide.
- Tom tüm parasını bağışladı sonra intihar etti.
- He gave away all his money.
- O, tüm parasını bağışladı.
- Tom gave away all his money.
- Tom bütün parasını bağışladı.
- Sami gave away millions of dollars to help protect the environment.
- Sami çevreyi korumak için milyonlarca dolar bağışladı.
- The charity is named after a man who gave away some two billion yen.
- Hayır kurumuna, yaklaşık iki milyar yen bağışlayan bir adamın adı verildi.
- Tom gave away most of his money before he died.
- Tom ölmeden önce parasının çoğunu bağışladı.
- He gave away his whole fortune.
- O bütün servetini bağışladı.
- He gave away all his money to charity.
- Bütün parasını hayır kurumlarına bağışladı.
- She gave away all her dresses.
- O, bütün elbiselerini bağışladı.
- Mary gave away all her dolls.
- Mary bütün bebeklerini bağışladı.
- He gave away all his money to charity.
- O bütün parasını hayır kurumuna bağışladı.
Show More (8)
|
3 |
give away |
hediye olarak vermek |
v. |
|
- I gave away the table because it does not fit in the living room.
- Oturma odasına uymadığı için masayı hediye olarak verdim.
- Do you really want me to give away all your stuff?
- Bütün eşyanı hediye olarak vermemi gerçekten istiyor musun?
Show More (-1)
|
4 |
give away |
hediye etmek |
v. |
|
- I gave away my bike.
- Bisikletimi hediye ettim.
- I gave away my car.
- Arabamı hediye ettim.
Show More (-1)
|
5 |
give away |
hibe vermek |
v. |
|
- The charity is named after a man who gave away some two billion yen.
- Hayır kuruluşu adını birkaç milyar yen hibe veren bir adamdan alıyor.
Show More (-2)
|
6 |
give away |
sırrı dışarı vermek |
v. |
|
- Why must you give away all of my secrets?
- Neden bütün sırlarımı dışarı vermek zorundasın?
Show More (-2)
|
7 |
give away |
hibe etmek |
v. |
|
- I gave away my house.
- Evimi hibe ettim.
Show More (-2)
|
8 |
give away |
ele vermek |
v. |
|
- Maybe they don't want to give away their positions.
- Belki de pozisyonlarını ele vermek istemiyorlar.
Show More (-2)
|