grizzle - English Turkish Sentences
English Turkish
grizzle homurdanmak v.
  • He would often grizzle about the smallest inconveniences.
  • Adam, en küçük sıkıntıda sık sık homurdanırdı.
Show More (-2)
grizzle sızlanmak v.
  • The tired toddler began to grizzle in the late afternoon.
  • Yorgun çocuk öğleden sonra sızlanmaya başladı.
Show More (-2)