1 |
hack |
hacklemek |
v. |
|
- I'm sure it wouldn't be too hard to find out who hacked into our system.
- Eminim sistemimizi kimin hacklediğini bulmak çok zor olmazdı.
- The university disciplined Mark Zuckerberg for hacking its database.
- Üniversite, Mark Zuckerberg'i veri tabanını hacklediği için disipline verdi.
- Sami hacked Layla's computer.
- Sami, Layla'nın bilgisayarını hackledi.
- She accused me of hacking into her account.
- Beni hesabını hacklemekle suçladı.
- Sami hacked Layla's computer.
- Sami, Leyla'nın bilgisayarını hackledi.
Show More (2)
|
2 |
hack |
kesmek |
v. |
|
- Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
- Tom, Mary'nin bacağını paslı bir palayla kesti.
- Tom hacked Mary's arm off with a sword.
- Tom Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.
- Tom hacked Mary's arm off with a sword.
- Tom, Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.
- Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
- Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.
Show More (1)
|
3 |
hack |
hack |
n. |
|
- Sami doesn't know how to hack.
- Sami nasıl hack yapılacağını bilmez.
Show More (-2)
|