|
- I have the feeling that the time for a decision is drawing near.
- Karar verme zamanının yaklaştığını hissediyorum.
- I have the feeling that there have been hardly any interesting series lately.
- Son zamanlarda neredeyse hiç ilginç dizi olmadığını hissediyorum.
- I have the feeling that Tom doesn't know how to do that.
- Tom'un bunu nasıl yapacağını bilmediğini hissediyorum.
- I always had the feeling that Tom and Mary were hiding something.
- Tom ve Mary'nin bir şeyler sakladığını hep hissetmişimdir.
- For the first time, I had the feeling that everything could end.
- İlk defa, her şeyin sona erebileceğini hissettim.
- I have the feeling that I'll sleep well tonight.
- Bu gece iyi uyuyacağımı hissediyorum.
- I had the feeling you were going to ask me that.
- Bana bunu soracağını hissediyordum.
- I have the feeling there's something you haven't told me yet.
- Bana henüz söylemediğin bir şey varmış gibi hissediyorum.
- For the first time, I had the feeling that everything could end.
- İlk defa, her şeyin bitebileceğini hissettim.
- I have the feeling Tom did that.
- Bunu Tom'un yaptığını hissediyorum.
- I have the feeling that my French is improving.
- Fransızcamın geliştiğini hissediyorum.
- I had the feeling that Tom was going to be late.
- Tom'un geç kalacağını hissediyordum.
- I have the feeling that I've seen these shoes somewhere before.
- Bu ayakkabıları daha önce bir yerde gördüğümü hissediyorum.
- I have the feeling that since last Sunday morning, years have gone by.
- Geçen pazar sabahından bu yana yıllar geçmiş gibi hissediyorum.
- I have the feeling that I've met that guy before.
- Bu adamla daha önce tanıştığımı hissediyorum.
- I have the feeling that my French isn't getting much better.
- Fransızcamın daha iyiye gitmediğini hissediyorum.
- I have the feeling that my French isn't improving much.
- Fransızcamın pek gelişmediğini hissediyorum.
Show More (14)
|
