haze - English Turkish Sentences
English Turkish
haze sis n.
  • The morning haze is common in San Francisco.
  • San Francisco'da sabah sisi yaygındır.
Show More (-2)
haze kafa karışıklığı n.
  • The family is in a haze of shock and grief after his death.
  • Aile onun ölümünden beri şok ve kederin yarattığı kafa karışıklığı içinde.
Show More (-2)
haze canından bezdirmek v.
  • Newcomers are scared of being hazed.
  • Yeni gelenler canından bezdirilmekten korkuyor.
Show More (-2)
haze bulanıklık n.
  • This is a haze, it is incomprehensible.
  • Bu bir bulanıklık, anlaşılmaz bir şey.
Show More (-2)