history - English Turkish Sentences
English Turkish
history tarih n.
  • Throughout history, women have made extraordinary contributions to their societies.
  • Tarih boyunca kadınlar toplumlarına olağanüstü katkılarda bulunmuşlardır.
  • The 1940s were the darkest period of the world's long history.
  • 1940'lar uzun dünya tarihinin en karanlık dönemiydi.
  • You have had the foresight, Prime Minister, to give Raoul Wallenberg the place he deserves in history.
  • Raoul Wallenberg'e tarihte hak ettiği yeri verme basiretini gösterdiniz Sayın Başbakan.
Show More (540)
history geçmiş n.
  • The doctor asked for my medical history of migraine.
  • Doktor migrenle ilgili tıbbi geçmişimi öğrenmek istedi.
  • We are all quite familiar with the history of this framework decision.
  • Hepimiz bu çerçeve kararın geçmişine oldukça aşinayız.
  • It has a history of political assassination, blowing up the South Korean cabinet in Rangoon a few years back.
  • Birkaç yıl önce Rangoon'da Güney Kore kabinesini havaya uçurmak gibi bir siyasi suikast geçmişi vardır.
Show More (72)
history öykü n.
  • Sami had a history of depression.
  • Sami'nin bir depresyon öyküsü vardı.
  • Tom has no history of any mental disorder.
  • Tom'un herhangi bir ruhsal bozukluk öyküsü yoktur.
  • Sami had no history of heart disease.
  • Sami'nin kalp hastalığı öyküsü yoktu.
Show More (2)
history tarihçe n.
  • In our term paper, we researched the history of the French Revolution.
  • Dönem ödevimizde Fransız Devrimi'nin tarihçesini araştırdık.
  • There was nothing exceptional about the house or its history.
  • Evle veya tarihçesiyle ilgili olağanüstü bir durum yoktu.
Show More (-1)
history hikaye n.
  • It is a true history.
  • Bu gerçek bir hikaye.
  • The rest is history.
  • Gerisi hikaye.
Show More (-1)
history tarih dersi n.
  • Today in history we studied Picasso's life.
  • Bugün tarih dersinde Picasso'un hayatını gördük.
Show More (-2)
history kayıtlar n.
  • Layla had a criminal history.
  • Layla'nın sabıka kaydı varmış.
Show More (-2)