|
- All extrajudicial executions and all punitive demolition of homes must stop.
- Tüm yargısız infazlar ve cezalandırma amaçlı ev yıkımları durdurulmalıdır.
- Its resources provide us with food, energy and homes and create opportunities.
- Kaynakları bize gıda, enerji ve ev sağlıyor ve fırsatlar yaratıyor.
- Thousands of black farmers have lost their jobs and their homes and the farms are unworkable.
- Binlerce siyah çiftçi işlerini ve evlerini kaybetti ve çiftlikler çalışamaz durumda.
- How long will those who have lost their homes and are living in precarious conditions have to wait to be housed?
- Evlerini kaybeden ve güvencesiz koşullarda yaşayanlar ev sahibi olmak için ne kadar beklemek zorunda kalacak?
- Some have lost relatives, and many their homes.
- Bazıları akrabalarını ve birçoğu da evlerini kaybetti.
- More than three hundred homes face destruction.
- Üç yüzden fazla ev yıkımla karşı karşıya.
- The same applies to 1 425 homes in the district and 711 businesses.
- Aynı durum ilçedeki 1 425 ev ve 711 işyeri için de geçerlidir.
- There was a destruction of homes, of energy, communication and transport networks.
- Evler, enerji, iletişim ve ulaşım ağları yerle bir oldu.
- Many farmers lost crops, animals and even their homes.
- Pek çok çiftçi ürünlerini, hayvanlarını ve hatta evlerini kaybetti.
- Millions of homes have been affected by the rising water levels.
- Milyonlarca ev yükselen su seviyelerinden etkilenmiştir.
- Many farmers lost crops, animals and even their homes.
- Birçok çiftçi ürünlerini, hayvanlarını ve hatta evlerini kaybetti.
- Millions of homes have been affected by the rising water levels.
- Milyonlarca ev yükselen su seviyelerinden etkilendi.
- This war has seen hundreds of thousands driven from their homes in Chechnya and tens of thousands murdered.
- Bu savaş Çeçenistan'da yüzbinlerce kişinin evlerinden sürülmesine ve onbinlerce kişinin öldürülmesine neden olmuştur.
- Meet new people, play with your friends, visit their homes, and check out their movies.
- Yeni insanlarla tanışın, arkadaşlarınızla oynayın, evlerini ziyaret edin ve filmlerine göz atın.
- Wealthy immigrants from China are happy to pay stratospherical prices for homes in Vancouver.
- Çin'den gelen zengin göçmenler Vancouver'daki evler için çok yüksek fiyatlar ödemekten memnunlar.
- Three homes were completely destroyed.
- Üç tane ev tamamen yıkıldı.
- The cat is a wild animal that inhabits the homes of humans.
- Kedi, insanların evlerinde yaşayan vahşi bir hayvandır.
- The homes of hundreds of families were burned.
- Yüzlerce ailenin evi yakılmıştı.
- I sometimes visit my friends' homes.
- Ben bazen arkadaşlarımın evlerini ziyaret ederim.
- I sometimes visit my friends' homes.
- Bazen arkadaşlarımın evlerini ziyaret ederim.
- People are losing their homes.
- İnsanlar evlerini kaybediyor.
- Tom likes to break into the homes of teenagers to steal and destroy their violent video games.
- Tom, şiddet içeren video oyunlarını çalıp yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi seviyor.
- There are pretty homes in this neighborhood.
- Bu semtte güzel evler vardır.
- They gave us 24 hours to leave our homes.
- Evlerimizi terk etmemiz için bize 24 saat süre verdiler.
- Thirteen homes have been destroyed.
- On üç tane ev yıkıldı.
- Thousands of homes were destroyed.
- Binlerce ev tahrip edildi.
- Old homes, especially traditional Japanese ones, can be damp and unfriendly to modern life.
- Eski evler, özellikle de geleneksel Japon evleri nemli olup modern yaşama elverişli olmayabilir.
- Thirteen homes have been destroyed.
- On üç ev yıkıldı.
- The homes on the coast are very expensive.
- Kıyıdaki evler çok pahalı.
- Many lost their homes after the earthquake.
- Depremden sonra birçok kişi evini kaybetti.
- Many people lost their homes after the earthquake.
- Depremden sonra birçok insan evini kaybetti.
- Thousands of homes were destroyed by the flood.
- Sel yüzünden binlerce ev yıkıldı.
- This billionaire has 5 homes in 4 different countries.
- Bu milyarderin 4 farklı ülkede 5 evi var.
- Many people lost their homes after the earthquake.
- Birçok kişi deprem sonrası evini kaybetti.
- They gave us 24 hours to leave our homes.
- Evlerimizi terk etmemiz için bize 24 saat süre tanıdılar.
- Three homes were completely destroyed.
- Üç ev tamamen yıkıldı.
- Outside the school, she saw people with no homes living in cardboard boxes.
- Okulun dışında, evi olmayan ve karton kutularda yaşayan insanlar gördü.
- The homes of hundreds of families were burned.
- Yüzlerce ailenin evi yakıldı.
- The cat is a wild animal that inhabits the homes of humans.
- Kedi insanların evlerinde yaşayan vahşi bir hayvandır.
- Thousands of homes were destroyed.
- Binlerce ev yıkıldı.
- More than a hundred homes have been damaged by the flood.
- Yüzden fazla ev selden zarar gördü.
- Many lost their homes during the earthquake.
- Deprem sırasında birçok insan evini kaybetti.
- They gave us 24 hours to leave our homes.
- Evlerimizi terk etmemiz için bize 24 saat verdiler.
- Millions of Americans lost their homes during the financial crisis.
- Milyonlarca Amerikalı mali kriz sırasında evlerini kaybetti.
- Thousands lost their homes.
- Binlerce kişi evini kaybetti.
- Thousands lost their homes.
- Binlerce insan evini kaybetti.
- Many lost their homes during the earthquake.
- Deprem sırasında birçok kişi evini kaybetti.
- We're all far from our homes.
- Hepimiz evlerimizden uzaktayız.
- Tom likes to break into the homes of teenagers to steal and destroy their violent video games.
- Tom şiddet içeren video oyunlarını çalıp yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi sever.
- There are pretty homes in this neighborhood.
- Bu mahallede güzel evler var.
- The settlers built their homes along the river.
- Yerleşimciler evlerini nehir boyunca inşa ettiler.
- The homes on the coast are very expensive.
- Sahildeki evler çok pahalıdır.
- They planted bombs outside our homes.
- Onlar evlerimizin dışına bomba yerleştirdiler.
- The settlers built their homes along the river.
- Yerleşimciler evlerini nehir boyunca inşa etti.
- Many lost their homes during the earthquake.
- Depremde birçok kişi evini kaybetti.
- Their homes don't have electricity or running water.
- Evlerinde elektrik ya da akan su yok.
- They planted bombs outside our homes.
- Evlerimizin önüne bombalar yerleştirdiler.
- Thirteen homes were destroyed.
- On üç ev yıkıldı.
- Tom says that he has 4 homes in 5 different countries.
- Tom 5 farklı ülkede 4 evi olduğunu söylüyor.
- Millions of Americans lost their homes during the financial crisis.
- Mali kriz sırasında milyonlarca Amerikalı evlerini kaybetti.
- Many people had no homes at all.
- Birçok insanın hiç evi yoktu.
- Sami bought and sold repossessed homes.
- Sami hacizli evleri alıp satıyordu.
- They were free to return to their homes.
- Evlerine dönmek için özgürdüler.
Show More (60)
|
