| 1 |
hostage |
rehine |
n. |
|
- The future must not forever remain the hostage of the past.
- Gelecek sonsuza kadar geçmişin rehinesi olarak kalmamalıdır.
- The fact is, I feel as if I am in a kind of hostage situation.
- Gerçek şu ki kendimi bir tür rehine durumunda hissediyorum.
- The fact is, I feel as if I am in a kind of hostage situation.
- Gerçek şu ki, kendimi bir tür rehine konumunda hissediyorum.
- We have a hostage here.
- Burada bir rehinemiz var.
- There was only one woman, who might almost be regarded as a female hostage.
- Neredeyse bir kadın rehine olarak kabul edilebilecek sadece bir kadın vardı.
- It must be clear that we cannot hold the accession countries hostage to problems we face in one Member State or another.
- Katılım ülkelerini, şu ya da bu Üye Devlette karşılaştığımız sorunların rehinesi olarak tutamayacağımız açık olmalıdır.
- They've got a hostage.
- Ellerinde bir rehine var.
- Send in something to eat or I'll kill a hostage.
- Yiyecek bir şeyler gönder yoksa rehinelerden birini öldürürüm.
- Tom is my hostage.
- Tom benim rehinem.
- Dan finally released his hostage after two days of captivity.
- Dan iki günlük tutsaklıktan sonra nihayet rehinesini serbest bıraktı.
- We have a hostage situation on our hands.
- Kucağımızda bir rehine krizi var.
- Why would they want a hostage?
- Neden bir rehine istesinler ki?
- Tom fed his hostage junk food.
- Tom rehinesini abur cuburla besledi.
- They've got a hostage.
- Onların bir rehinesi var.
- We have a hostage situation.
- Bir rehine durumumuz var.
- I thought Tom and Mary were going to use me as a hostage.
- Tom ve Mary'nin beni rehine olarak kullanacaklarını düşündüm.
- Tom is my hostage.
- Tom benim rehinemdir.
- Tom is in charge of the hostage negotiation.
- Tom rehine müzakeresinden sorumlu.
- Dan finally released his hostage after two days of captivity.
- Dan iki günlük esaretten sonra nihayet rehineyi serbest bıraktı.
- I thought Tom and Mary were going to use me as a hostage.
- Tom ve Mary'nin beni bir rehine olarak kullanacaklarını düşündüm.
- We have a hostage situation on our hands.
- Elimizde bir rehine durumu var.
Show More (18)
|
| 2 |
hostage |
rehin |
n. |
|
- In my country, in my region, workers have taken the managers of their company hostage.
- Benim ülkemde, benim bölgemde, işçiler şirket yöneticilerini rehin aldılar.
- In my country, in my region, workers have taken the managers of their company hostage.
- Benim ülkemde, benim bölgemde işçiler şirket yöneticilerini rehin aldılar.
- Are you being held hostage?
- Rehin mi tutuluyorsun?
- Fadil took Dania's family hostage.
- Fadıl, Dania'nın ailesini rehin aldı.
- He held her hostage in a van.
- Adam onu bir minibüste rehin tuttu.
Show More (2)
|
| 3 |
hostage |
tutsak |
n. |
|
- The fate of the hostages depends on the result of the negotiation.
- Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
Show More (-2)
|
