|
- How to improve activity-based management is a continual challenge.
- Faaliyet bazlı yönetimin nasıl geliştirileceği sürekli bir sorundur.
- But we still have not worked out how to cut the Gordian knot around Kosovo, despite numerous attempts.
- Ancak sayısız girişime rağmen çetrefilli Kosova sorununu nasıl çözeceğimizi hala bulamadık.
- The issue is how to prioritise the actions that should be taken.
- Sorun, atılması gereken adımların nasıl önceliklendirileceğidir.
- Proposals as to how to realise these objectives will be invited in March this year.
- Bu hedeflerin nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin teklifler bu yılın Mart ayında toplanacaktır.
- The major issue facing democratic leaders is how to respond to this latest atrocity.
- Demokratik liderlerin karşı karşıya olduğu en önemli sorun, bu son vahşete nasıl yanıt verileceğidir.
- The debate is not only on the timetable but on how to move forward in order to prevent war.
- Tartışma sadece takvim üzerine değil, aynı zamanda savaşı önlemek için nasıl ilerleneceği üzerinedir.
- The Goebbels report sets itself the ambitious goal of how to make the international monetary system work better.
- Goebbels raporu, uluslararası para sisteminin nasıl daha iyi çalışacağı konusunda iddialı bir hedef ortaya koymaktadır.
- The next question is how to involve civil society.
- Bir sonraki soru sivil toplumun nasıl dahil edileceğidir.
- The debate on how to carry out evaluation is futile and misleading.
- Değerlendirmenin nasıl yapılacağı konusundaki tartışmalar boşuna ve yanıltıcıdır.
- The discussion on how to organise this must of course include business.
- Bunun nasıl organize edileceğine ilişkin tartışma elbette iş dünyasını da içermelidir.
- The debate is not only on the timetable but on how to move forward in order to prevent war.
- Tartışma sadece zaman çizelgesi üzerine değil, savaşı önlemek için nasıl ilerleneceği üzerinedir.
- And so we must think about how to solve this problem.
- Dolayısıyla bu sorunu nasıl çözeceğimizi düşünmeliyiz.
- The issue of how to improve collaborative work, particularly in the field of legislation, is not a taboo subject either.
- Özellikle mevzuat alanında ortak çalışmanın nasıl geliştirilebileceği konusu da tabu bir konu değildir.
- The issue is how to prioritise the actions that should be taken.
- Mesele, atılması gereken adımların nasıl önceliklendirileceğidir.
- Best practice acquired throughout the world may shed some light on how to approach the non-negotiable issues.
- Dünya genelinde edinilen en iyi uygulamalar, müzakere edilemeyen konulara nasıl yaklaşılacağı konusunda ışık tutabilir.
- How to deal with the ambivalence of Moscow's policy?
- Moskova'nın politikasındaki kararsızlıkla nasıl başa çıkılır?
- As always, the question is how to achieve these goals.
- Her zaman olduğu gibi, asıl soru bu hedeflere nasıl ulaşılacağıdır.
- The discussion on how to organise this must of course include business.
- Bunun nasıl düzenleneceğine ilişkin tartışma elbette iş dünyasını da içermelidir.
- The conclusions contain guidelines on how to achieve the objectives I have mentioned.
- Sonuçlar, sözünü ettiğim hedeflere nasıl ulaşılacağına dair kılavuz ilkeler içermektedir.
- How to copy Steam games to a USB flash drive.
- Steam oyunları bir USB flash sürücüye nasıl kopyalanır.
- How to use the USB flash drive correctly?
- USB flash sürücü nasıl doğru kullanılır?
- The next question to be answered is how to fund these.
- Cevaplanması gereken bir sonraki soru bunların nasıl finanse edileceğidir.
- She's also the nice lady that taught me how to kiss.
- Bana nasıl öpüşüleceğini öğreten de o kibar kadındı.
- I can teach you how to sell.
- Nasıl satış yapılacağını öğretebilirim.
- Please tell me how to do that.
- Lütfen bana bunu nasıl yapacağımı söyleyin.
- I can teach you how to fly.
- Sana nasıl uçulacağını öğretebilirim.
- Show me how to do it.
- Bana nasıl yapılacağını göster.
- Thanks for showing me how to do this.
- Bana bunu nasıl yapacağımı gösterdiğin için teşekkürler.
- She managed to learn how to drive a car.
- O nasıl bir araba süreceğini öğrenmeyi başardı.
- Can you tell me how to do this?
- Bunu nasıl yapacağımı söyleyebilir misin?
- I almost forgot to tell you how to do it.
- Onu nasıl yapacağını sana söylemeyi neredeyse unuttum.
- Are you the one who taught Tom how to do that?
- Tom'a bunu nasıl yapacağını öğreten sen miydin?
- Please tell me how to pronounce this word.
- Lütfen bana bu kelimenin nasıl okunacağını söyle.
- Can you tell me how to do that?
- Bunu nasıl yapacağımı söyleyebilir misiniz?
- Can you tell me how to get to the library?
- Bana kütüphaneye nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?
- Thank you for teaching me how to do this.
- Bunu nasıl yapacağımı bana öğrettiğin için teşekkür ederim.
- Tell me how to find her.
- Bana onu nasıl bulacağımı söyle.
- I can teach you how to hunt.
- Sana nasıl avlanacağını öğretebilirim.
- Show me how to do that.
- Bana onu nasıl yapacağımı göster.
- Can you show me how to do this?
- Bunu nasıl yapacağımı bana gösterebilir misin?
- Are you telling me how to do my job?
- Bana işimi nasıl yapacağımı mı söylüyorsun?
- Can you show me how to do this?
- Bunu nasıl yapacağımı gösterebilir misin?
- Could you tell me how to adjust the volume?
- Sesi nasıl ayarlayacağımı bana söyleyebilir misiniz?
- Tell me how to get to Tom's house.
- Tom'un evine nasıl gideceğimi söyle.
- Please tell us how to do that.
- Lütfen bize bunu nasıl yapacağımızı söyleyin.
- Can you tell me how to get to the train station?
- Bana tren istasyonuna nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?
- Please tell me how to start the engine.
- Lütfen bana motoru nasıl çalıştıracağımı söyle.
- She taught me how to make a web site.
- Bana bir web sitesinin nasıl yapılacağını öğretti.
- Please tell me how to get to the airport.
- Lütfen bana havaalanına nasıl gideceğimi söyle.
- The engineer demonstrated how to operate the sophisticated system.
- Mühendis karmaşık sistemin nasıl çalıştırılacağını gösterdi.
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyle.
- Are you certain it was Tom who taught Mary how to do that?
- Onu nasıl yapacağını Mary'ye öğretenin Tom olduğundan emin misin?
- Teach them how to make a salad.
- Onlara nasıl salata yapılacağını öğret.
- She asked him how to turn on the machine.
- Makineyi nasıl açacağını sordu.
- Tell me how to find her.
- Onu nasıl bulacağımı söyle.
- Tell me how to get to the restaurant we're going to be eating at.
- Bana yemek yiyeceğimiz restorana nasıl gideceğimi söyle.
- Tell us how to get to Tom's house.
- Bize Tom'un evine nasıl gideceğimizi söyle.
- Teach me how to do it.
- Bana nasıl yapılacağını öğret.
- Can anybody tell me how to do this?
- Bunun nasıl yapılacağını biri bana anlatabilir mi?
- Can you teach me how to swim?
- Bana nasıl yüzeceğimi öğretebilir misin?
- Could you please show Tom how to do that?
- Tom'a bunu nasıl yapacağını gösterebilir misin?
- She advises him on how to stay healthy.
- Ona nasıl sağlıklı kalacağı konusunda tavsiyelerde bulundu.
- Teach me how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımı öğret bana.
- Please teach me how to drive.
- Lütfen bana nasıl araba kullanılacağını öğret.
- I can teach you how to repair a computer.
- Sana bir bilgisayarı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.
- She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.
- She showed them how to fasten their seat belts.
- Emniyet kemerlerini nasıl bağlayacaklarını onlara gösterdi.
- Can you tell me how to get there?
- Oraya nasıl gidileceğini bana söyleyebilir misin?
- Tell Tom how to spell your name.
- Tom'a ismini nasıl hecelediğini söyle.
- Can you tell me how to get to the library?
- Kütüphaneye nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?
- Teach me how to count in Berber.
- Bana Berbericede nasıl sayı sayılacağını öğret.
- Please explain how to get there.
- Lütfen oraya nasıl gidileceğini tarif et.
- Aren't you the one who taught Tom how to do that?
- Onu nasıl yapacağını Tom'a öğreten kişi sen değil misin?
- Tell me what you need and I'll tell you how to get along without it.
- Bana neye ihtiyacınız olduğunu söyleyin, ben de size onsuz nasıl geçineceğinizi anlatayım.
- She advised him on how to stay healthy.
- Ona nasıl sağlıklı kalabileceği konusunda tavsiyelerde bulundu.
- Can you show me how to do that?
- Bana nasıl yapılacağını gösterebilir misin?
- Please show me how to make cakes.
- Lütfen bana nasıl kek yapıldığını göster.
- Tell Tom how to do that.
- Onu nasıl yapacağını Tom'a söyle.
- She showed him how to use the new software.
- Ona yeni yazılımı nasıl kullanacağını gösterdi.
- Tell me how to do it.
- Nasıl yapacağımı söyle.
- Please tell me how to make my bed.
- Bana yatağımı nasıl toplayacağımı anlatın, lütfen.
- Any ideas on how to fix this?
- Bunu nasıl düzelteceğimize dair bir fikrin var mı?
- Could you please show me how to do that?
- Lütfen bana nasıl yapıldığını gösterir misin?
- Please tell me how to get to Tom's house.
- Lütfen bana Tom'un evine nasıl gideceğimi söyle.
- Sami wanted to know how to convert to Islam.
- Sami nasıl Müslüman olunacağını öğrenmek istedi.
- I can teach you how to do this.
- Bunun nasıl yapılacağını size öğretebilirim.
- The basic job of an advertising agency is to figure out how to turn a desire into a need.
- Bir reklam ajansının temel işi, bir arzuyu nasıl ihtiyaca dönüştüreceğini bulmaktır.
- Can you teach me how to fight?
- Bana nasıl dövüşüleceğini öğretebilir misin?
- Can you tell me how to get to the train station?
- Tren istasyonuna nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?
- Could you tell how to get to the nearest supermarket?
- En yakın süpermarkete nasıl gidebileceğini söyleyebilir misin?
- I can teach you how to drive.
- Sana nasıl sürüleceğini öğretebilirim.
- A woman wrote 30 books about how to become happy, and then committed suicide.
- Bir kadın nasıl mutlu olunacağı hakkında 30 kitap yazdı ve sonra intihar etti.
- Please tell me how to get to the bank.
- Lütfen bana bankaya nasıl gideceğimi söyleyin.
- I can teach you how to sell.
- Sana nasıl satacağını öğretebilirim.
- She showed the passengers how to fasten their seat belts.
- Yolculara emniyet kemerlerini nasıl bağlayacaklarını gösterdi.
- Tell Tom how to get to the airport.
- Tom'a havaalanına nasıl gideceğini söyle.
- Tell Tom how to get to the airport.
- Tom'a havalimanına nasıl gideceğini söyle.
- Could you show me how to use that machine?
- O makinenin nasıl kullanılacağını bana gösterir misiniz?
- Can you tell me how to get to the Hilton Hotel?
- Bana Hilton Oteli'ne nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?
- All of my kids want to learn how to swim.
- Çocuklarımın hepsi nasıl yüzüleceğini öğrenmek istiyor.
- Tell me how to use the washing machine.
- Bana çamaşır makinesinin nasıl kullanıldığını söyle.
- Tell me how to solve the problem.
- Sorunu nasıl halledeceğimi bana söyle.
- Can you all tell me how to get to the airport?
- Havaalanına nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Teach us how to do that.
- Onun nasıl yapılacağını bize öğret.
- Could you teach me how to do that?
- Bunu nasıl yapacağımı bana öğretir misin?
- Are you certain it was Tom who showed Mary how to do that?
- Mary'ye bunun nasıl yapılacağını gösteren kişinin Tom olduğundan emin misin?
- Can you show me how to do it?
- Bana onu nasıl yapacağımı gösterebilir misin?
- Can you teach me how to steal?
- Bana nasıl çalınacağını öğretebilir misin?
- Could you show Tom how to use this application?
- Bu uygulamanın nasıl kullanılacağını Tom'a gösterir misin?
- Thank you for showing me how to do that.
- Nasıl yapılacağını gösterdiğin için teşekkürler.
- I can teach you how to pray.
- Sana nasıl dua edeceğini öğretebilirim.
- I can never remember how to spell your name.
- Senin adını nasıl heceleyeceğimi asla hatırlamıyorum.
- Sami wanted to learn how to control his anger.
- Sami öfkesini nasıl kontrol edeceğini öğrenmek istiyordu.
- Can't you tell me how to do this?
- Bunu nasıl yapacağımı söyleyemez misin?
- Both Tom and Mary want to learn how to do that.
- Hem Tom hem de Mary onun nasıl yapılacağını öğrenmek istiyorlar.
- Could you tell me how to adjust the volume?
- Sesi nasıl ayarlayacağımı söyler misiniz?
- Could you please tell me how to get to the airport?
- Lütfen bana havaalanına nasıl gideceğimi söyler misiniz?
- Can someone guide me on how to use this site?
- Biri bana bu siteyi nasıl kullanacağım konusunda yol gösterebilir mi?
- Sami needs to know how to defend himself.
- Sami'nin kendini nasıl savunacağını bilmesi gerekiyor.
- Are you the one who taught Tom how to drive?
- Tom'a nasıl araba kullanacağını öğreten kişi sen misin?
- How to say this sentence in your language?
- Sizin dilinizde bu cümle nasıl söylenir?
- She knows well how to deal with children.
- O, çocuklarla nasıl başa çıkılacağını iyi bilir.
- Could you teach me how to do that?
- Bana bunu nasıl yapacağımı öğretir misin?
- Show me how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımı göster.
- Sami wanted to learn how to shoot.
- Sami nasıl ateş edileceğini öğrenmek istiyordu.
- One way or another, we'll figure out how to fix this.
- Öyle ya da böyle, bunu nasıl düzelteceğimizi bulacağız.
- Show me how to do it, please.
- Nasıl yapılacağını gösterin lütfen.
- I can teach you how to drive.
- Nasıl araba süreceğini sana öğretebilirim.
- Please ask Tom to show you how to do that.
- Lütfen Tom'dan bunu nasıl yapacağını sana göstermesini iste.
- Can you teach me how to play that song?
- Bana bu şarkıyı nasıl çalacağımı öğretebilir misin?
- Show me how to do it, please.
- Onun nasıl yapılacağını bana gösterin, lütfen.
- Are you sure it was Tom who showed Mary how to do that?
- Mary'ye nasıl yapılacağını gösterenin Tom olduğuna emin misin?
- Could you please tell me how to do this?
- Lütfen bana bunu nasıl yapacağımı söyler misin?
- Tell me how to get back to the hotel.
- Bana otele nasıl döneceğimi söyle.
- Tell me how to find them.
- Onları nasıl bulacağımı anlat bana.
- Both Tom and Mary want to learn how to do that.
- Hem Tom hem de Mary bunu nasıl yapacaklarını öğrenmek istiyorlar.
- Could you show me how to use that machine?
- Bana bu makineyi nasıl kullanacağımı gösterebilir misiniz?
- I can teach you how to do this.
- Bunu nasıl yapacağını öğretebilirim.
- Tell me how to find Tom.
- Bana Tom'u nasıl bulacağımı söyleyin.
- Please teach us how to do that.
- Lütfen bize bunu nasıl yapacağımızı öğretin.
- She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.
- Please show me how to do that.
- Lütfen bana onun nasıl yapılacağını göster.
- Can you tell me how to get to the city hall?
- Bana belediye binasına nasıl gidebileceğimi söyleyebilir misiniz?
- Sami wanted to know how to perform tayammum.
- Sami teyemmümün nasıl yapıldığını öğrenmek istedi.
- Show me how to do it.
- Nasıl yapılacağını göster.
- Are you sure it was Tom who taught Mary how to do that?
- Bunu nasıl yapacağını Mary'ye öğretenin Tom olduğundan emin misin?
- Please show me how to do that.
- Lütfen bana bunu nasıl yapacağımı göster.
- Can you show us how to do that?
- Bunu nasıl yapacağımızı gösterebilir misin?
- She asked how to cook the fish.
- Balığın nasıl pişirileceğini sordu.
- Could you show me how to start this machine?
- Bana bu makineyi nasıl çalıştıracağımı gösterebilir misin?
- Thanks for showing me how to do this.
- Bunu nasıl yapacağımı bana gösterdiğin için teşekkürler.
- She wants to know how to lose weight safely.
- Kadın nasıl güvenli kilo verebileceğini bilmek istiyor.
- She's forgotten how to do it.
- Nasıl yapılacağını unutmuş.
- Show me how to get there.
- Bana oraya nasıl gideceğimi göster.
- The nurse will tell you how to do it.
- Hemşire onu nasıl yapacağını sana söyleyecek.
- Teach me how to count in Berber.
- Bana Berberice nasıl sayılacağını öğret.
- Please teach me how to play this game.
- Lütfen bu oyunu nasıl oynayacağımı bana öğret.
- She explained to me how to use the hair drier.
- Bana saç kurutma makinesini nasıl kullanacağımı anlattı.
- Can you tell me how to get to the nearest station?
- En yakın istasyona nasıl gidebileceğimi söyler misiniz?
- How to thank him in Turkish?
- Türkçe nasıl teşekkür edilir?
- Can you tell me how to do this?
- Bunu nasıl yapacağını bana söyleyebilir misin?
- Can you show me how to do that?
- Bana onun nasıl yapılacağını gösterebilir misin?
- Can you teach me how to defend myself?
- Kendimi nasıl savunacağımı bana öğretebilir misin?
- Tell me how to find them.
- Bana onları nasıl bulacağımı söyle.
- Please show us how to do that.
- Lütfen bunu nasıl yapacağımızı bize göster.
- Thank you for teaching me how to do this.
- Bana bunu nasıl yapacağımı öğrettiğin için teşekkür ederim.
- She explained to me how to use the hair drier.
- Saç kurutma makinesinin nasıl kullanılacağını bana açıkladı.
- Please tell me how to spell your name.
- Lütfen bana adının nasıl yazıldığını söyle.
- Could you show me how to do that?
- Bunu nasıl yapacağımı gösterebilir misin?
- She explained to him how to solve the puzzle.
- Ona bulmacayı nasıl çözeceğini açıkladı.
- Can you teach me how to fly?
- Bana nasıl uçulacağını öğretebilir misin?
- She showed me how to make spaghetti.
- Bana spagettinin nasıl yapıldığını gösterdi.
- Could you find out how to get there?
- Oraya nasıl gideceğini öğrenebildin mi?
- Please tell me how to pronounce this word.
- Lütfen bana bu kelimeyi nasıl telaffuz edeceğimi söyleyin.
- Can you teach me how to fly?
- Bana nasıl uçacağımı öğretebilir misin?
- Could you please tell me how to get to the station?
- İstasyona nasıl gideceğimi lütfen bana söyleyebilir misiniz?
- Please tell me how to cook sukiyaki.
- Sukiyakinin nasıl pişirileceğini lütfen bana anlat.
- Thanks for showing me how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımı gösterdiğiniz için teşekkürler.
- Can you show us how to do that?
- Onu nasıl yapacağımızı bize gösterebilir misiniz?
- Tell us how to get to Tom's house.
- Tom'un evine nasıl gideceğimizi söyle.
- I almost forgot to tell you how to do it.
- Neredeyse nasıl yapacağını söylemeyi unutuyordum.
- She showed the passengers how to fasten their seat belts.
- O, emniyet kemerlerini nasıl bağlayacaklarını yolculara gösterdi.
- I asked Tom how to do that.
- Tom'a bunu nasıl yapacağımı sordum.
- Teach me how to make a salad.
- Bana nasıl salata yapılacağını öğret.
- How to arouse a woman's desire?
- Bir kadının arzusunu nasıl harekete geçirirsin?
- Tell me how to get to the beach.
- Sahile nasıl gideceğimi söyle.
- Could you show Tom how to do that?
- Tom'a onu nasıl yapacağını gösterir misin?
- Tell me how to find them.
- Bana onları nasıl bulacağımı söyleyin.
- How to explain it?
- Onu nasıl açıklayabilirsin?
- I can teach you how to fool people.
- İnsanların nasıl kandırılacağını size öğretebilirim.
- Sami wanted to know how to convert to Islam.
- Sami nasıl İslam'a geçeceğini öğrenmek istedi.
- Our country needs to learn how to compete in the new global economy.
- Ülkemizin yeni küresel ekonomide nasıl rekabet edeceğini öğrenmesi gerekiyor.
- Could you please tell me how to get to the station?
- İstasyona nasıl gidebileceğimi söyleyebilir misiniz, lütfen?
- I asked Tom to show Mary how to do that.
- Tom'dan Mary'ye onun nasıl yapılacağını göstermesini istedim.
- Could you show Tom how to do that?
- Tom'a bunu nasıl yapacağını gösterebilir misin?
- I can teach you how to repair your car.
- Size arabanızı nasıl tamir edeceğinizi öğretebilirim.
- I can teach you how to dance.
- Sana nasıl dans edileceğini öğretebilirim.
- Can you tell me how to do that?
- Onun nasıl yapılacağını bana söyleyebilir misiniz?
- Please tell me again how to do this.
- Lütfen bunu nasıl yapacağımı bana tekrar söyle.
- Show me how to do that!
- Bunu nasıl yapacağımı göster!
- I attended his classes and learned how to draw.
- Onun derslerine katıldım ve nasıl çizim yapılacağını öğrendim.
- Could you show me how to use this pump?
- Bu pompayı nasıl kullanacağımı bana gösterir misiniz?
- Could you show me how to use this pump?
- Bana bu pompayı nasıl kullanacağımı gösterebilir misiniz?
- Could you teach me how to play the piano?
- Bana piyanoyu nasıl çalacağımı öğretir misin?
- Are you certain it was Tom who showed Mary how to do that?
- Mary'ye nasıl yapılacağını gösterenin Tom olduğundan emin misin?
- The nurse will tell you how to do it.
- Hemşire size nasıl yapacağınızı söyleyecek.
- Are you the one who taught Tom how to do that?
- Tom'a onu nasıl yapacağını öğreten kişi siz misiniz?
- Show me how to do it.
- Bunu nasıl yapacağımı bana göster.
- Can you tell me how to get to the nearest station?
- En yakın istasyona nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misin?
- How to distribute abundance is a great problem.
- Bereketin nasıl dağıtılacağı büyük bir meseledir.
- Teach me how to do it.
- Onun nasıl yapılacağını bana öğret.
- How to merely get tea?
- Sadece çay nasıl alınır?
- She wants to know how to lose weight safely.
- Güvenli biçimde nasıl kilo verilir bilmek istiyor.
- Can you teach me how to do that?
- Bana bunu nasıl yapacağımı öğretebilir misin?
- Please show us how to do that.
- Lütfen bize bunu nasıl yapacağımızı göster.
- Can anybody tell me how to do this?
- Biri bana bunu nasıl yapacağımı söyleyebilir mi?
- I asked around, but nobody seemed to have any idea how to fix the problem.
- Etrafa sordum ama kimsenin sorunu nasıl çözeceğine dair bir fikri yok gibiydi.
- Can you tell me how to get to the Hilton Hotel?
- Hilton Oteli'ne nasıl gideceğimi söyleyebilir misiniz?
- She was advised by him on how to stay healthy.
- Nasıl sağlıklı kalacağı konusunda ondan tavsiye aldı.
- She asked how to cook the fish.
- O, balığı nasıl pişireceğini sordu.
- Can you teach me how to apologize in French?
- Bana Fransızca olarak nasıl özür dileneceğini öğretebilir misin?
- I asked Tom to show me how to do that.
- Tom'dan onun nasıl yapılacağını bana göstermesini istedim.
- Tell me how to find him.
- Bana onu nasıl bulacağımı söyleyin.
- Can you tell me how to get to the city hall?
- Belediye binasına nasıl gidildiğini söyler misiniz?
- I can teach you how to argue.
- Nasıl tartışılacağını öğretebilirim.
- She showed her guests how to eat what she had prepared.
- O misafirlere hazırladığı şeyi nasıl yiyeceklerini gösterdi.
- By the way, Mike, please tell me how to get to your house.
- Bu arada, Mike, lütfen bana evine nasıl gideceğimi söyle.
- Can you teach me how to fight?
- Bana nasıl dövüşeceğimi öğretebilir misin?
- Please show me how to do it.
- Lütfen bunu bana nasıl yapacağımı göster.
- She knows well how to deal with children.
- Çocuklarla nasıl başa çıkacağını iyi bilir.
- Please tell me how to cook sukiyaki.
- Lütfen, bana sukiyaki'nin nasıl pişirildiğini tarif et.
- Are you sure it was Tom who showed Mary how to do that?
- Mary'ye bunu nasıl yapacağını gösterenin Tom olduğuna emin misin?
- I am not sure how to pronounce the word.
- Kelimeyi nasıl telaffuz edeceğimden emin değilim.
- She taught me how to write a poem.
- Bana nasıl şiir yazılacağını öğretti.
- I can teach you how to do that.
- Onu nasıl yapacağını sana öğretebilirim.
- How to explain it?
- Bunu nasıl açıklayacaksın?
- Tell me how to find Tom.
- Tom'u nasıl bulacağımı söyle.
- Can you tell me how to get to Lincoln Center?
- Lincoln Center'a nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Sam couldn't figure out how to use the machine.
- Sam, makinenin nasıl kullanıldığını çözemedi.
- I can show you how to do that.
- Nasıl yapılacağını gösterebilirim.
- I can teach you how to fight.
- Nasıl dövüşüleceğini öğretebilirim.
- Tell me how to get to the restaurant we're going to be eating at.
- Yemek yiyeceğimiz restorana nasıl gideceğimizi söyle.
- The nurse can tell you how to do it.
- Hemşire sana nasıl yapacağını söyleyebilir.
- I can teach you how to repair your car.
- Arabanızı nasıl tamir edeceğinizi öğretebilirim.
- Can you show me how to do it?
- Bana nasıl yapılacağını gösterebilir misin?
- How to overcome the high value of the yen is a big problem.
- Yenin yüksek değerinin üstesinden nasıl gelineceği büyük bir sorun.
- Please show me how to do it.
- Lütfen bana nasıl yapılacağını göster.
- Tell me how to get to Tom's house.
- Bana Tom'un evine nasıl gideceğimi söyle.
- Can you teach me how to play the bagpipes?
- Gaydanın nasıl çalınacağını bana öğretebilir misin?
- Please show me how to use the headset.
- Lütfen kulaklığı nasıl kullanacağımı bana göster.
- Please explain how to get there.
- Lütfen oraya nasıl gidileceğini anlat.
- I can teach you how to play.
- Nasıl oynayacağını sana öğretebilirim.
- By the way, Mike, please tell me how to get to your house.
- Sırası gelmişken, Mike, evine nasıl gideceğimi lütfen bana söyler misin?
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, yatağımı nasıl yapacağımı söyle.
- Show him how to do this.
- Ona nasıl yapılacağını göster.
- I can teach you how to repair your car.
- Arabanı nasıl tamir edeceğini sana öğretebilirim.
- I am considering how to settle the matter.
- Meseleyi nasıl çözeceğimi düşünüyorum.
- Could you teach me how to drive?
- Bana nasıl araba kullanacağımı öğretir misiniz?
- How to stop procrastinating?
- Ertelemeyi nasıl bırakabilirim?
- I can teach you how to repair your car.
- Sana arabanı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.
- I can teach you how to fool people.
- İnsanları nasıl kandıracağını öğretebilirim.
- I can teach you how to love children.
- Çocukları nasıl seveceğini sana öğretebilirim.
- She explained to me how to make a cake.
- Bana nasıl kek yapılacağını anlattı.
- Can you teach me how to defend myself?
- Kendimi nasıl savunacağımı öğretebilir misin?
- Please tell me how to take the medicine.
- Lütfen bana ilacı nasıl alacağımı söyle.
- Show me how to do this.
- Bana bunu nasıl yapacağımı göster.
- Can you tell me how to fill in this form?
- Bu formu nasıl dolduracağımı anlatır mısınız?
- The nurse can tell you how to do it.
- Hemşire sana onu nasıl yapacağını söyleyebilir.
- Could you find out how to get there?
- Oraya nasıl gidileceğini öğrenebilir misin?
- Can you tell me how to get to Lincoln Center?
- Lincoln Center'a nasıl gidebileceğimi söyleyebilir misiniz?
- Stop telling me how to live my life.
- Bana hayatımı nasıl yaşayacağımı söylemeyi bırak.
- I can show you how to solve that problem.
- Sana bu sorunu nasıl çözeceğini gösterebilirim.
- Tell Tom how to get to the beach.
- Tom'a sahile nasıl gideceğini söyle.
- I can teach you how to argue.
- Nasıl tartışılacağını sana öğretebilirim.
- All of my kids want to learn how to speak French.
- Çocuklarımın hepsi nasıl Fransızca konuşulacağını öğrenmek istiyor.
- Could you tell how to get to the nearest supermarket?
- En yakın süpermarkete nasıl gidileceğini söyleyebilir misin?
- The engineer told us how to use the machine.
- Mühendis bize makineyi nasıl kullanacağımızı anlattı.
- Can someone guide me on how to use this site?
- Bu siteyi nasıl kullanacağım hakkında biri bana rehberlik edebilir mi?
- Can you tell me how to get there?
- Oraya nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?
- Please show me how to use the headset.
- Lütfen bana kulaklığı nasıl kullanacağımı göster.
- I can teach you how to pray.
- Nasıl dua edeceğini öğretebilirim.
- Can you teach me how to play golf?
- Bana nasıl golf oynanacağını öğretebilir misin?
- She's forgotten how to do it.
- Bunu nasıl yapacağını unuttu.
- Are you going to tell me how to do this or not?
- Bunu nasıl yapacağımı söyleyecek misin, söylemeyecek misin?
- Can you all tell me how to get to the airport?
- Hepiniz bana havaalanına nasıl gideceğimi söyleyebilir misiniz?
- Tell Tom how to do that.
- Tom'a bunu nasıl yapacağını söyle.
- Could you please tell Tom how to do that?
- Lütfen onu nasıl yapacağını Tom'a söyler misin?
- Show him how to do this.
- Bunu nasıl yapacağını ona göster.
- Could you show Tom how to use this application?
- Tom'a bu uygulamayı nasıl kullanacağını gösterebilir misiniz?
- Please tell me how to get to the beach.
- Lütfen bana sahile nasıl gideceğimi söyleyin.
- Thanks for showing me how to do that.
- Nasıl yapacağımı bana gösterdiğin için teşekkürler.
- Tell me how to find him.
- Onu nasıl bulacağımı anlat bana.
- I can show you how to solve that problem.
- Bu sorunu nasıl çözeceğinizi size gösterebilirim.
- Can you tell me how to get to the airport?
- Havaalanına nasıl gideceğimi söyleyebilir misiniz?
- Can you show me how to tie a tie?
- Bir kravat nasıl bağlanır gösterebilir misin?
- Please show me how to make cakes.
- Lütfen nasıl kek yapılacağını göster bana.
- Our problem now is how to persuade Tom to quit.
- Şu anki sorunumuz Tom'u işi bırakmaya nasıl ikna edeceğimiz.
- Tell me how to get back to the hotel.
- Otele nasıl döneceğimi söyle.
- Show me how to do it, please.
- Onu nasıl yapacağımı bana göster, lütfen.
- She taught me how to swim.
- Bana nasıl yüzüleceğini öğretti.
- I can teach you how to bake a pizza.
- Bir pizzanın nasıl pişirileceğini sana öğretebilirim.
- Could you please show me how to do that?
- Bana onu nasıl yapacağımı gösterebilir misiniz?
- How to say this sentence in your language?
- Bu cümle sizin dilinizde nasıl söylenir?
- I can show you how to do that.
- Bunun nasıl yapılacağını sana gösterebilirim.
- Please teach us how to do that.
- Lütfen bize bunu nasıl yapacağımızı öğret.
- How to overcome the high value of the yen is a big problem.
- Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, yatağımı nasıl yapacağımı söyleyin.
- Could you please tell Tom how to do that?
- Tom'a bunu nasıl yapacağını söyler misin lütfen?
- Sam couldn't figure out how to use the machine.
- Sam, makineyi nasıl kullanacağını bulamadı.
- Can't you tell me how to do this?
- Bunu nasıl yapacağımı bana söyleyemez misin?
- Please tell me how to get to your house.
- Lütfen bana evine nasıl gideceğimi söyle.
- She taught me how to swim.
- O, bana nasıl yüzeceğimi öğretti.
- Can you remember how to play that song?
- O şarkıyı nasıl çalacağını hatırlayabiliyor musun?
- I am considering how to settle the matter.
- Meseleyi nasıl halledeceğimi düşünüyorum.
- I asked Tom how to do that.
- Tom'a bunu nasıl yapacağını sordum.
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyleyin.
- I asked around, but nobody seemed to have any idea how to fix the problem.
- Çevreye sordum fakat sorunu nasıl halledeceğimize dair hiç kimsenin fikri yok gibi görünüyordu.
- Tell me how to find Tom.
- Bana Tom'u nasıl bulacağımı söyle.
- How to deal with environmental pollution is a serious matter.
- Çevre kirliliğiyle nasıl başa çıkılacağı ciddi bir mesele.
- Tell me how to play the game.
- Bana oyunu nasıl oynayacağımı söyle.
- Tell Tom how to spell your name.
- Tom'a adını nasıl heceleyeceğini söyle.
- Show me how to get there.
- Oraya nasıl gidileceğini göster.
- Teach us how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımızı bize öğret.
- Can you tell me how to get to the station?
- İstasyona nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?
- Tell me how to get to the bank.
- Bana bankaya nasıl gideceğimi söyle.
- She showed him how to use the new software.
- Yeni yazılımı nasıl kullanacağını ona gösterdi.
- Could you teach me how to tie a tie?
- Bana nasıl kravat bağlanacağını öğretebilir misin?
- As soon as I can figure out how to send money, I'll send you some.
- Nasıl para göndereceğimi öğrenir öğrenmez, sana biraz göndereceğim.
- She asked how to cook fish.
- Balık nasıl pişirilir diye sordu.
- I can teach you how to bewitch men.
- İnsanları nasıl büyüleyeceğini öğretebilirim.
- Can any of you tell me how to do this?
- İçinizden biri bunu nasıl yapacağımı bana söyleyebilir mi?
- Can any of you tell me how to do this?
- Biriniz bana bunu nasıl yapacağımı söyleyebilir mi?
- I can teach you how to bewitch men.
- Ben erkeklerin nasıl büyüleneceğini size öğretebilirim.
- Can you remember how to play that song?
- Bu şarkının nasıl çalındığını hatırlıyor musun?
- A committee of experts determines how to allocate the money.
- Uzmanlardan oluşan bir komite parayı nasıl tahsis edeceğini belirler.
- Could you show me how to start this machine?
- Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bana gösterir misin?
- Please teach me how to play this game.
- Lütfen bana bu oyunu nasıl oynayacağımı öğret.
- She asked him how to get to the station.
- Ona istasyona nasıl gideceğini sordu.
- How to arouse a woman's desire?
- Bir kadının arzusu nasıl uyandırılır?
- She showed her guests how to eat what she had prepared.
- Misafirlerine hazırladıklarını nasıl yiyeceklerini gösterdi.
- I am learning how to drive.
- Nasıl araba sürüleceğini öğreniyorum.
- Please ask Tom to show you how to do that.
- Lütfen Tom'dan bunu nasıl yapacağını size göstermesini isteyin.
- I can teach you how to do that.
- Sana nasıl yapılacağını öğretebilirim.
- Could you show me how to do that?
- Onu nasıl yapacağımı bana gösterebilir misin?
- Can you show me how to do that job?
- Bana bu işi nasıl yapacağımı gösterebilir misin?
- She asked how to cook fish.
- Nasıl balık pişirileceğini sordu.
- Tell me how to spell the word.
- Bana kelimeyi nasıl heceleyeceğimi söyle.
- Tell me how to find him.
- Bana onu nasıl bulacağımı söyle.
- Please tell me how to get to your house.
- Lütfen evinize nasıl gideceğimi söyleyin.
- I asked Tom to show Mary how to do that.
- Tom'dan Mary'ye bunu nasıl yapacağını göstermesini istedim.
- I can teach you how to hunt.
- Nasıl avlanılacağını sana öğretebilirim.
- Please tell me how to take the medicine.
- Bu ilacı nasıl almam gerektiğini söylerseniz sevinirim.
- Please tell me how to get to the post office from here.
- Lütfen bana buradan postaneye nasıl gideceğimi söyle.
- She showed them how to fasten their seat belts.
- Onlara emniyet kemerlerini nasıl bağlayacaklarını gösterdi.
- Teach them how to make a salad.
- Onlara bir salata nasıl yapılır öğret.
- Tell Tom how to get to the bank.
- Tom'a bankaya nasıl gideceğini söyle.
- I can teach you how to love children.
- Çocukları nasıl seveceğinizi öğretebilirim.
- A committee of experts determines how to allocate the money.
- Uzmanlardan oluşan bir komite paranın nasıl tahsis edileceğine karar verir.
- Tell me how to solve the problem.
- Bana problemi nasıl çözeceğimi söyle.
- Show us how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımızı göster.
- An expert is someone who knows some of the worst mistakes that can be made in his field, and how to avoid them.
- Bir uzman, kendi alanında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve bunlardan nasıl kaçınılacağını bilen kişidir.
- Can you tell me how to fill in this form?
- Bu formu nasıl dolduracağımı bana söyler misin?
- She advises him on how to stay healthy.
- Ona nasıl sağlıklı kalınacağına dair nasihat ediyor.
- I asked Tom to show me how to do that.
- Tom'dan bunu nasıl yapacağımı göstermesini istedim.
- Show us how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımızı bize göster.
- Show me how to do it.
- Onun nasıl yapılacağını bana göster.
- Please tell me how to get to Boston.
- Lütfen bana Boston'a nasıl gideceğimi söyle.
- I can teach you how to play.
- Nasıl oynanacağını öğretebilirim.
- Teach me how to do that.
- Onun nasıl yapılacağını bana öğret.
- I can teach you how to do the waltz.
- Sana nasıl vals yapılacağını öğretebilirim.
- Please tell me again how to do this.
- Lütfen bunu nasıl yapacağımı tekrar söyleyin.
- Can you tell me how to get to the station?
- İstasyona nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- She's at a loss how to make ends meet.
- İki yakasını nasıl bir araya getireceğini bilemedi.
- Please tell me how to do that.
- Lütfen bana onu nasıl yapacağımı söyle.
- I can teach you how to fight.
- Sana nasıl dövüşeceğini öğretebilirim.
- Tell me how to get to the bank.
- Bankaya nasıl gideceğimi söyle.
- Sami wanted to know how to perform tayammum.
- Sami nasıl teyemmüm yapılacağını öğrenmek istiyordu.
- How to thank him in Turkish?
- Ona Türkçe olarak nasıl teşekkür edebiliriz?
- Please tell me how to start the engine.
- Lütfen motoru nasıl çalıştıracağımı söyleyin.
- Thank you for showing me how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımı bana gösterdiğin için sana teşekkür ederim.
- Tell me how to do it.
- Bana onu nasıl yapacağını söyle.
- Can you tell me how to get to the airport?
- Bana havaalanına nasıl gidebileceğimi söyleyebilir misin?
- I can teach you how to repair a computer.
- Sana bir bilgisayarın nasıl tamir edileceğini öğretebilirim.
- Could you please tell me how to do this?
- Bunu nasıl yapacağımı lütfen bana söyleyebilir misin?
- Sami wanted to know how to perform tayammum.
- Sami nasıl teyemmüm edeceğini öğrenmek istemişti.
- A young boy, who couldn't have been more than five years old, asked Tom how to get to the post office.
- Beş yaşından büyük durmayan küçük bir çocuk Tom'a postaneye nasıl gideceğini sordu.
- Tell me how to use the washing machine.
- Bana çamaşır makinesini nasıl kullanacağımı söyle.
- Tell us how to get out of here.
- Bize buradan nasıl çıkacağımızı söyle.
- I can never remember how to spell your name.
- Adını nasıl yazacağımı hiç hatırlayamıyorum.
Show More (386)
|
