humiliation - English Turkish Sentences
English Turkish
humiliation aşağılanma n.
  • After such humiliation, she lacked the courage to face her friends.
  • Böylesine aşağılandıktan sonra arkadaşlarıyla yüz yüze gelmeye cesareti yoktu.
  • This humiliation will continue if we somehow sanction the invasion of Iraq after the event.
  • Bu olaydan sonra Irak'ın işgalini bir şekilde onaylarsak bu aşağılanma devam edecektir.
  • Europe's contradictions and prevarications only lead to incomprehension and humiliation.
  • Avrupa'nın çelişkileri ve ikiyüzlülüğü sadece anlaşılmazlığa ve aşağılanmaya yol açmaktadır.
Show More (10)
humiliation utandıran durum n.
  • Mr. Marshall couldn't endure the humiliation of failing his responsibilities.
  • Bay Marshall, sorumluluklarını yerine getirememesi karşısında duyduğu utanca dayanamıyordu.
Show More (-2)
humiliation küçük düşürme n.
  • How can you bear such a humiliation?
  • Böyle bir küçük düşürmeye nasıl katlanabilirsin?
Show More (-2)
humiliation aşağılama n.
  • How do you put up with that kind of humiliation?
  • O tür aşağılamaya nasıl katlanıyorsun?
Show More (-2)