|
- Finally, such testing extends to both imported and domestically produced products.
- Son olarak, bu tür testler hem ithal hem de yurt içinde üretilen ürünleri kapsamaktadır.
- Research is being carried out on imported stem cells that have been traded.
- Ticareti yapılan ithal kök hücreler üzerinde araştırmalar yürütülmektedir.
- That would wipe out tobacco farming in the European Union, which would then be wholly dependent on imported cigarettes.
- Bu, Avrupa Birliği'nde tütün tarımını ortadan kaldıracak ve tütün tarımı tamamen ithal sigaraya bağımlı hale gelecektir.
- Secondly, we would not be so dependent on imported labour.
- İkinci olarak ithal işgücüne bu kadar bağımlı olmayacağız.
- Secondly, we would not be so dependent on imported labour.
- İkinci olarak, ithal işgücüne bu kadar bağımlı olmayacağız.
- I've decided to serve only imported wine.
- Sadece ithal şarap servis etmeye karar verdim.
- Do you have any imported beer?
- Hiç ithal biranız var mı?
- I don't know where to buy imported cheese.
- İthal peyniri nereden alacağımı bilmiyorum.
- Tom is the only person I know who drinks imported beer.
- Tom ithal bira içen tanıdığım tek kişidir.
- Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
- Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikâyet etmektedir.
- She drives an imported car.
- İthal bir araba kullanıyor.
- Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
- Tokyo'da yaşayan yabancı işadamları genellikle ithal batı yiyeceklerinin yüksek fiyatlarından şikayet ederler.
- Tom told Mary where she could buy imported wine.
- Tom, Mary'ye ithal şarabı nereden alabileceğini söyledi.
- Tom drives an imported car.
- Tom ithal bir araba kullanıyor.
- I don't know where to buy imported cheese.
- Nereden ithal peynir alacağımı bilmiyorum.
- Tom drives an imported car I think.
- Sanırım Tom ithal bir araba sürer.
- A special tax was imposed on imported cars.
- İthal arabalara özel bir vergi konuldu.
- This paper is imported.
- Bu gazete ithal.
- Demand for imported cars is increasing due to lower prices.
- Düşük fiyatlar nedeniyle ithal arabalara olan talep artıyor.
- The car they bought is imported.
- Aldıkları araba ithal.
- A special tax was imposed on imported cars.
- İthal otomobillere özel bir vergi koyuldu.
- Tom is the only person I know who drinks imported beer.
- Tom ithal bira içen tanıdığım tek kişi.
- Tom drives an imported car I think.
- Tom ithal bir araba kullanıyor sanırım.
- This paper is imported.
- Bu kâğıt ithal.
- The car they bought is imported.
- Onun aldığı araba ithaldir.
- Tom told Mary where she could buy imported wine.
- Tom, Mary'ye nereden ithal şarap alabileceğini anlattı.
- There was a shortage of imported oil.
- İthal petrol sıkıntısı vardı.
Show More (24)
|