|
- That is of course, in a way, what they have elected ourselves, as MEPs, to do.
- Elbette bu bir bakıma, AP üyeleri olarak bizleri seçtikleri şeydir.
- I am therefore surprised, as in a way it is the whole human aspect of this report that is deleted by those amendments.
- Bu nedenle şaşırdım, çünkü bir bakıma bu raporun tüm insani yönü bu değişikliklerle siliniyor.
- In a way, I appreciate the efforts that this is costing them.
- Bir bakıma, bunun onlara mal olan çabalarını takdir ediyorum.
- In a way we are parading, at European level, a responsibility and an option without resources.
- Bir bakıma, Avrupa düzeyinde, kaynağı olmayan bir sorumluluk ve bir seçenek sergiliyoruz.
- In a way, every meeting prior to Johannesburg is the cause of ever increasing depression.
- Bir bakıma, Johannesburg'dan önceki her toplantı giderek artan bir depresyona neden olmaktadır.
- In a way, every meeting prior to Johannesburg is the cause of ever increasing depression.
- Bir bakıma Johannesburg'dan önceki her toplantı giderek artan bir depresyona neden oluyor.
- In a way, the agricultural subsidies are, in fact, the EU's best kept secret.
- Tarımsal sübvansiyonlar bir bakıma AB'nin en iyi saklanan sırrıdır.
- Yesterday was also historic in a way, however.
- Ancak dün de bir bakıma tarihi bir gündü.
- In a way, it is bad enough that they have to accept a treaty that we are in the process of amending.
- Bir bakıma, değiştirme sürecinde olduğumuz bir anlaşmayı kabul etmek zorunda olmaları yeterince kötü.
- I believe that things have, in a way, been made too easy for those who follow.
- İzleyenler için işlerin bir bakıma çok kolaylaştırıldığına inanıyorum.
- In a way, the agricultural subsidies are, in fact, the EU's best kept secret.
- Bir bakıma, tarımsal sübvansiyonlar aslında AB'nin en iyi saklanan sırrıdır.
- In a way, that much is recognised in the current proposals.
- Mevcut tekliflerde bir bakıma bu husus kabul edilmektedir.
- In a way, they are lower by definition because otherwise they would not be developing countries.
- Bir bakıma, tanım gereği daha aşağıdalar çünkü aksi takdirde gelişmekte olan ülke olmazlardı.
- Nor, in a way, do I myself think it is much fun looking back.
- Bir bakıma ben de geriye dönüp bakmanın çok eğlenceli olduğunu düşünmüyorum.
- In a way we are parading, at European level, a responsibility and an option without resources.
- Bir bakıma Avrupa düzeyinde, kaynağı olmayan bir sorumluluk ve seçenek sergiliyoruz.
- These are in a way beyond the control and vigilance of everyone.
- Bunlar bir bakıma herkesin kontrolü ve dikkati dışındadır.
- Your opinions are right in a way.
- Fikirleriniz bir bakıma doğru.
- In a way, you're wrong.
- Bir bakıma, yanılıyorsunuz.
- What he's trying to say is quite sensible in a way.
- Söylemeye çalıştığı şey bir bakıma oldukça mantıklı.
- In a way, Susie seems like my mother.
- Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- In a way, you're wrong.
- Bir bakıma, hatalısın.
- What he's trying to say is quite sensible in a way.
- Onun söylemeye çalıştığı şey bir bakıma oldukça mantıklı.
- This is a great invention in a way.
- Bu bir bakıma harika bir icat.
- In a way you are right, but I still have doubts.
- Bir bakıma haklısın ama yine de şüphelerim var.
- Paris is the center of the world, in a way.
- Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
- In a way you are right, but I still have doubts.
- Bir bakıma haklısın ama hâlâ şüphelerim var.
- You are right in a way.
- Bir bakıma haklısın.
- Paris is the center of the world, in a way.
- Paris, bir bakıma dünyanın merkezidir.
- In a way, I'm glad I never met Tom.
- Bir bakıma, Tom'la hiç tanışmadığıma memnunum.
- In a way, I'm glad I never met Tom.
- Bir bakıma Tom'la hiç tanışmadığıma memnunum.
- Your opinions are right in a way.
- Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- In a way, you're right, too.
- Bir bakıma sen de haklısın.
- In a way, you are right.
- Bir bakıma haklısın.
- In a way, you were right.
- Bir bakıma haklıydın.
- In a way, Susie seems like my mother.
- Susie bir bakıma anneme benziyor.
- In a way, you were right.
- Bir bakıma, sen haklıydın.
- In a way, you are right.
- Bir bakıma, haklısın.
Show More (34)
|