in contact - Turkish English Dictionary

in contact

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "in contact" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
in contact adv. birbirine değme durumunda
Colloquial
in contact expr. temas halinde

Meanings of "in contact" with other terms in English Turkish Dictionary : 65 result(s)

English Turkish
General
get in contact (with) v. bağlantı kurmak
Sami was trying to get in contact with Layla.
Sami, Leyla ile bağlantı kurmaya çalışıyordu.

More Sentences
get in contact (with) v. temasa geçmek
Sami was trying to get in contact with Layla.
Sami, Layla ile temasa geçmeye çalışıyordu.

More Sentences
stay in contact v. temas halinde kalmak
I stay in contact with Tom.
Tom ile temas halinde kalmak istiyorum.

More Sentences
in contact with prep. ile temas halinde
Tom has been in contact with Mary.
Tom, Mary ile temas halindeydi.

More Sentences
Phrases
in contact with (one) expr. (biriyle) temas halinde
We will work with them and are of course already in contact with them, as this makes sense.
Onlarla birlikte çalışacağız ve elbette bu mantıklı olduğu için onlarla zaten temas halindeyiz.

More Sentences
in contact with (one) expr. (biriyle) irtibat halinde
I've been in contact with him.
Onunla irtibat halindeyim.

More Sentences
Colloquial
in contact (with someone or something) adj. (biriyle/bir şeyle) temas halinde
We've been in contact.
Temas halindeydik.

More Sentences
General
be in personal contact v. birebir bağlantıda olmak
be in contact with v. ile teması sürdürmek
be in contact with v. ile ilişkiyi koparmamak
be in contact with v. bağlantıyı koparmamak
be in contact with v. irtibat halinde olmak
get in contact with v. iletişime geçmek
be in contact with v. ilişki içinde olmak
be in contact with v. ilişki içinde bulunmak
be in contact v. irtibatta olmak
get in contact (with) v. ilişki kurmak
get in contact (with) v. başvurmak
be in contact with v. görüşme halinde olmak
keep in contact v. temas içinde olmak
keep in contact v. temas halinde olmak
be/keep in contact with v. iletişim içinde olmak
be/keep in contact with v. iletişim içerisinde olmak
fail to keep in contact v. görüşememek
designed to be in contact with food adj. gıda maddeleriyle temas etmek için tasarlanmış
Phrasals
come in contact with v. buluşmak
come in contact with v. görüşmek
come in contact with v. rastlaşmak
Phrases
in contact with (one) expr. (biriyle) iletişim içerisinde
in contact with (one) expr. (biriyle) iletişim/temas/irtibat kurmuş
in contact with (one) expr. (biriyle) iletişime/irtibata/temasa geçmiş
Colloquial
in contact (with someone or something) adj. (biriyle/bir şeyle) irtibat halinde
in contact with expr. temas halinde
Idioms
be in contact with (one) v. (biriyle) iletişim kurmak
be in contact with (one) v. (birine) ulaşmak
be in contact with (one) v. (biriyle) temas kurmak
be in contact with (one) v. (biriyle) irtibat kurmak
come in contact v. buluşmak
come in contact v. görüşmek
come in contact v. rastlaşmak
come in contact v. deneyimlemek
come in contact v. tecrübe etmek
come in contact v. karşılaşmak
come in contact v. rast gelmek
Speaking
if you have to get in contact with me again expr. benimle tekrar temasa geçmeniz gerekirse
Law
be in contact v. ilişkide bulunmak
Politics
in close contact with expr. ile yakın ilişkide olarak
Technical
geotextiles in contact with geosynthetic barriers n. jeosentetik setlerle temas halinde olan jeotekstiller
staining in contact with organic material n. organik maddelerle temas halinde meydana gelecek lekelenme
aggregate in direct contact with a free water surface n. serbest su yüzeyi ile doğrudan temasta olan agrega
low-alloyed ferrous material in direct contact with soil n. toprakla doğrudan temas halinde olan düşük alaşımlı demirli malzeme
non-alloyed ferrous material in direct contact with soil n. toprakla doğrudan temas halinde olan alaşımsız demirli malzeme
machine parts in contact with textile processing oils n. tekstil işlem yağlarıyla temas halindeki makine parçaları
ceramic cookware in contact with food n. yiyeceklerle temasta olan seramik pişirme kapları
designed to be in contact with foods adj. gıda maddeleriyle temas etmek için tasarlanan
Textile
moving yarn in contact with a solid material n. katı madde ile temas ve hareket halindeki iplik
Petrol
flammability characteristics of fluids in contact with hot surfaces n. sıcak yüzeylerle temas eden akışkanların tutuşabilirlik özellikleri
Optics
lenses mounted in frames and contact lenses n. çerçeve ve kontakt lenslere monte edilen lensler
Food Engineering
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıdalarla temas eden malzemeler ve parçalar
method of analysis for the official control of the vinyl chloride monomer level in materials and articles which are intended to come into contact with foodstuffs n. gıda maddeleri ile temas eden madde ve malzemelerdeki vinil klorür monomer miktarı analiz yöntemi
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıdalarla temas eden madde ve mamuller
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıda maddeleri ile temasta olan malzeme ve eşyalar
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıdalarla temas eden madde ve mamüller
Military
detachment left in contact n. temasta bırakılan müfreze
Sport
be in contact v. temas etmek