English | Turkish | |
---|---|---|
Phrases | ||
Phrases | in harmony adj. | ahenk içinde |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | live in harmony v. | ahenk içinde yaşamak | ||
Furthermore, mutual aid is an example of living in harmony with one another instead of having conflict. Ayrıca karşılıklı yardımlaşma, çatışma yerine birbirimizle ahenk içinde yaşamanın bir örneğidir. More Sentences |
||||
General | work in harmony v. | uyum içinde çalışmak | ||
Our two hands need to work in harmony. İki elimizin uyum içinde çalışması gerekiyor. More Sentences |
||||
Phrases | ||||
Phrases | in harmony (with someone or something) expr. | (biriyle/bir şeyle) uyum içerisinde | ||
We regard these concerns of ours as being in harmony with the Commission's objectives as regards transport. Bu endişelerimizin Komisyon'un ulaştırma konusundaki hedefleriyle uyum içerisinde olduğunu düşünüyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | be in harmony v. | bütünlük içinde olmak | ||
General | live together in harmony v. | birlikte/beraber uyum içinde yaşamak | ||
General | work in harmony v. | ahenk içinde çalışmak | ||
General | in harmony with prep. | ile uyumlu olarak | ||
Phrases | ||||
Phrases | in harmony (with someone or something) expr. | (biriyle/bir şeyle) ahenk içerisinde | ||
Idioms | ||||
Idioms | be in harmony v. | ahenk içinde olmak | ||
Idioms | get in harmony v. | ahenk içinde olmak | ||
Idioms | be in harmony with v. | aynı düşünceleri paylaşmak | ||
Idioms | be in harmony with v. | benzeşmek | ||
Idioms | be in harmony with v. | birbirine çok iyi gitmek | ||
Idioms | be in harmony v. | uyum içinde olmak | ||
Idioms | be in harmony with v. | uyum içinde olmak | ||
Idioms | be in harmony with v. | uyuşmak | ||
Idioms | get in harmony v. | uyum içinde olmak | ||
Idioms | be in harmony with v. | uymak | ||
Politics | ||||
Politics | be in harmony with v. | uyum içinde olmak | ||