|
- My second concern is that the first and last mention of Parliament is in May, in relation to the employment guidelines.
- İkinci endişem ise Parlamentonun ilk ve son kez Mayıs ayında istihdam kılavuzlarıyla ilgili olarak söz almasıdır.
- The alleged massacres of 500 Maoist guerrillas in May, if it is true, will only make the situation worse.
- Mayıs ayında 500 Maoist gerillanın katledildiği iddiası, eğer doğruysa, durumu daha da kötüleştirecektir.
- Was the existence of this shipment known of in May of this year?
- Bu sevkiyatın varlığı bu yılın Mayıs ayında biliniyor muydu?
- The association agreement with Chile will, we hope, be signed in Madrid in May.
- Şili ile ortaklık anlaşmasının Mayıs ayında Madrid'de imzalanacağını umuyoruz.
- The Commission submitted a proposal for a directive on this in May last year.
- Komisyon geçen yıl Mayıs ayında bu konuda bir yönerge teklifi sunmuştur.
- Parliament received the proposal in May, and we are now in November.
- Parlamento teklifi Mayıs ayında aldı ve şu anda Kasım ayındayız.
- We held our first debate on the Commission's Sixth Community Environment Action Programme in May last year.
- Komisyon'un Altıncı Topluluk Çevre Eylem Programına ilişkin ilk tartışmamızı geçen yıl Mayıs ayında gerçekleştirmiştik.
- The study is well under way and will be presented in May of this year.
- Çalışma devam etmektedir ve bu yılın Mayıs ayında sunulacaktır.
- We must, therefore, all encourage Zimbabwe to move towards elections in May.
- Dolayısıyla hepimiz Zimbabve'yi Mayıs ayında yapılacak seçimlere doğru ilerlemesi için teşvik etmeliyiz.
- In May, the message was that the insurgents would be defeated before long.
- Mayıs ayında verilen mesaj, isyancıların çok geçmeden yenilgiye uğratılacağı yönündeydi.
- You mentioned cooperation with Russia, and in May of this year you will be travelling to a meeting in St Petersburg.
- Rusya ile işbirliğinden bahsettiniz ve bu yılın Mayıs ayında St Petersburg'da bir toplantıya katılacaksınız.
- The communication which the Commission published on this subject in May was welcomed by Parliament and the Council.
- Komisyonun Mayıs ayında bu konuda yayınladığı tebliğ Parlamento ve Konsey tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.
- Was it in May that I was born?
- Mayıs ayında mı doğdum?
- I will be sixteen in May.
- Mayıs ayında on altı yaşıma gireceğim.
- I expect to take a vacation in May.
- Mayıs ayında bir tatil yapmayı umuyorum.
- Our gardener Tom and the charwoman Mary will get married in May.
- Bahçıvanımız Tom ve hayırsever Mary Mayıs ayında evlenecekler.
- In England, Labor Day is in May.
- İngiltere'de İşçi Bayramı Mayıs ayındadır.
- I expect to take a vacation in May.
- Mayıs ayında tatile çıkmayı planlıyorum.
- A general election will be held in May.
- Mayıs ayında genel seçim yapılacak.
- I think this photo was taken in May.
- Sanırım bu fotoğraf Mayıs ayında çekildi.
- It can be cold here even in May.
- Mayıs ayında bile hava soğuk olabilir.
- I paid him a visit on a warm afternoon in May.
- Mayıs ayında sıcak bir öğleden sonra onu ziyaret ettim.
- We have a soccer tournament in May.
- Mayıs ayında bir futbol turnuvamız var.
- It can be cold here even in May.
- Mayıs ayında bile burada hava soğuk olabilir.
- Kazu told her that he would go to Brazil in May.
- Kazu ona Mayıs ayında Brezilya'ya gideceğini söyledi.
- In Switzerland, spring comes in May.
- İsviçre'de bahar, Mayıs ayında gelir.
- It can be very cold here even in May.
- Mayıs ayında bile çok soğuk olabiliyor.
- It's even very cold in May.
- Hatta Mayıs ayı çok soğuk olur.
- I believe that this photo was taken in May.
- Bu fotoğrafın mayıs ayında çekildiğine inanıyorum.
- My father will be forty-five in May.
- Babam Mayıs ayında kırk beş yaşında olacak.
- They were supposed to have gotten married in May.
- Mayıs ayında evlenmeleri gerekiyordu.
- They have their annual conference in May.
- Mayıs ayında yıllık konferansları var.
- In Switzerland, spring comes in May.
- İsviçre'de ilkbahar, Mayıs ayında gelir.
- We were to be married in May but had to postpone the marriage until June.
- Mayıs ayında evlenecektik ancak evliliği Haziran ayına kadar ertelemek zorunda kaldık.
- I was born in Mexico on a beautiful day in May.
- Mayıs ayının güzel bir gününde Meksika'da doğdum.
- Their next attack was northeast of Paris in May.
- Bir sonraki saldırıları Mayıs ayında Paris'in kuzeydoğusundaydı.
Show More (33)
|
|
- The award is to be presented in May 2004, some weeks before the election.
- Ödül Mayıs 2004'te, seçimlerden birkaç hafta önce takdim edilecek.
- The Commission tabled this proposal when talks between the social partners broke down in May 2001.
- Komisyon, sosyal ortaklar arasındaki görüşmelerin Mayıs 2001'de kesilmesi üzerine bu teklifi sunmuştur.
- The last inspection took place in May 2001.
- Son teftiş Mayıs 2001'de gerçekleştirilmiştir.
- The EU hosted the UN Conference on the Least Developed Countries in May 2001 in Brussels.
- AB, Mayıs 2001'de Brüksel'de BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansına ev sahipliği yapmıştır.
- The award is to be presented in May 2004, some weeks before the election.
- Ödül Mayıs 2004'te seçimlerden birkaç hafta önce takdim edilecek.
- The Commission tabled this proposal when talks between the social partners broke down in May 2001.
- Komisyon, sosyal ortaklar arasındaki görüşmelerin Mayıs 2001'de kesilmesi üzerine bu öneriyi sunmuştur.
- It was also the Cuban authorities that, in May 2000, withdrew their request to sign up to the Cotonou agreement.
- Mayıs 2000'de Cotonou anlaşmasına katılma talebini geri çeken de Kübalı yetkililer olmuştur.
- The party of Allah has been lord and master ever since Israel's military withdrawal from the border area in May 2000.
- İsrail ordusunun Mayıs 2000'de sınır bölgesinden çekilmesinden bu yana Allah'ın partisi efendi ve efendi olmuştur.
- Stupid too is the Interinstitutional Agreement on budgetary discipline, which was concluded in May 1999.
- Mayıs 1999'da imzalanan bütçe disiplinine ilişkin Kurumlar Arası Anlaşma da aptalcadır.
- In May 1992, the draft directive on the marketing of financial services was submitted.
- Mayıs 1992'de, mali hizmetlerin pazarlanmasına ilişkin taslak direktif sunuldu.
- In May 2000, the Ministry of the Interior ordered a review of corruption in the Turkish administration.
- Mayıs 2000'de, İçişleri Bakanlığı, Türk yönetimindeki yolsuzluğun gözden geçirilmesini emretmiştir.
- The party of Allah has been lord and master ever since Israel's military withdrawal from the border area in May 2000.
- Allah'ın partisi, İsrail'in Mayıs 2000'deki sınır bölgesinden askeri çekilmesinden bu yana bölgenin tek hakimi olmuştur.
- In May 1992, the draft directive on the marketing of financial services was submitted.
- Mayıs 1992'de mali hizmetlerin pazarlanmasına ilişkin taslak direktif sunulmuştur.
- The last issue appeared in May 2003.
- Son sayı Mayıs 2003'te yayınlandı.
- Tom and I are getting married in May.
- Tom ve ben Mayıs'ta evleniyoruz.
- It can be very cold here even in May.
- Mayısta bile burada hava çok soğuk olabilir.
- It's even very cold in May.
- Mayısta bile hava çok soğuk.
- Was it in May that I was born?
- Mayıs'ta mı doğdum?
- Kazu told her that he would go to Brazil in May.
- Kazu ona Mayıs'ta Brezilya'ya gideceğini söyledi.
- In England, Labor Day is in May.
- İngiltere'de işçi bayramı Mayıs'tadır.
- He goes to China in May.
- Mayıs'ta Çin'e gidecek.
- We were to be married in May but had to postpone the marriage until June.
- Mayıs'ta evlenecektik ama Haziran'a ertelemek zorunda kaldık.
- They were supposed to have gotten married in May, but they didn't.
- Mayıs'ta evlenmeleri gerekiyordu ama evlenmediler.
- I was born in May.
- Mayıs'ta doğdum.
Show More (21)
|
