|
- I haven't heard from Tom in years.
- Tom'dan yıllardır haber almadım.
- I hadn't seen her in years.
- Onu yıllardır görmemiştim.
- I haven't been to Boston in years.
- Yıllardır Boston'a gitmedim.
- Last week he saw an old friend whom he hadn't seen in years.
- Geçen hafta yıllardır görmediği eski bir arkadaşını gördü.
- This store hasn't raised prices in years.
- Bu mağaza yıllardır fiyat artırmadı.
- I haven't seen Tom in years.
- Yıllardır Tom'u görmedim.
- I haven't seen you in years.
- Yıllardır seni görmedim.
- Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years.
- Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.
- I haven't eaten meat in years.
- Yıllardır et yemedim.
- I haven't had this much fun in years!
- Yıllardır bu kadar eğlenmemiştim!
- I hadn't seen him in years.
- Onu yıllardır görmemiştim.
- This store hasn't raised prices in years.
- Bu mağaza yıllardır fiyatlarını yükseltmedi.
- Tom and Mary hadn't seen John in years.
- Tom ve Mary yıllardır John'u görmemişti.
- Tom hasn't done that in years.
- Tom bunu yıllardır yapmadı.
- I haven't worn this in years.
- Bunu yıllardır giymedim.
- The price hasn't changed in years.
- Fiyat yıllardır değişmedi.
- I haven't spoken French in years.
- Yıllardır Fransızca konuşmadım.
- We haven't done this in years.
- Bunu yıllardır yapmadık.
- Tom hasn't filed a tax return in years.
- Tom yıllardır vergi beyannamesi vermedi.
- We haven't talked in years.
- Yıllardır konuşmadık.
- Tom and Mary hadn't seen John in years.
- Tom ve Mary, John'u yıllardır görmemişlerdi.
- Mary's closets are full of clothes she hasn't worn in years.
- Mary'nin dolapları yıllardır giymediği kıyafetlerle dolu.
- I haven't done that in years.
- Onu yıllardır yapmadım.
- I haven't seen Tom in years.
- Tom'u yıllardır görmedim.
- Tom hadn't talked to them in years.
- Tom yıllardır onlarla konuşmadı.
- I hadn't seen Tom in years.
- Tom'u yıllardır görmemiştim.
- I haven't had this much fun in years.
- Yıllardır bu kadar eğlenmemiştim.
- Tom and I haven't talked in years.
- Tom ve ben yıllardır konuşmamıştık.
- Our prices haven't changed in years.
- Fiyatlarımız yıllardır değişmedi.
- I haven't laughed like that in years.
- Yıllardır öyle kahkaha atmadım.
- I haven't broken a Christmas ornament in years.
- Yıllardır bir Noel süsünü kırmamıştım.
- I haven't thought about Tom in years.
- Yıllardır Tom'u düşünmemiştim.
- Tom told Mary he hadn't seen John in years.
- Tom Mary'ye John'u yıllardır görmediğini söyledi.
- I haven't heard that name in years.
- O ismi yıllardır duymamıştım.
- I haven't played tennis in years.
- Yıllardır tenis oynamadım.
- We haven't been close in years.
- Yıllardır yakın olmamıştık.
- Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years.
- Dün yıllardır görmediğim Yamada'ya rastladım.
- I haven't seen you in years.
- Yıllardır görmedim.
- This is the best Christmas I've had in years.
- Bu yıllardır geçirdiğim en iyi Noel.
- I haven't been there in years.
- Yıllardır orada bulunmadım.
- Tom's basement is filled with stuff that he hasn't used in years and will probably never use again.
- Tom'un bodrumu yıllardır kullanmadığı ve muhtemelen bir daha hiç kullanmayacağı eşyalarla dolu.
- I haven't laughed like that in years.
- Yıllardır böyle gülmemiştim.
- We haven't been close in years.
- Yıllardır samimi olmamıştık.
- I haven't heard from Tom in years.
- Yıllardır Tom'dan haber almadım.
- We haven't done this in years.
- Biz bunu yıllardır yapmadık.
- I haven't done that in years.
- Bunu yıllardır yapmadım.
- Tom hasn't sung in years.
- Tom yıllardır şarkı söylemedi.
- I haven't seen one of these in years.
- Bunlardan birini yıllardır görmedim.
- I haven't played the ukulele in years.
- Yıllardır ukulele çalmadım.
- Tom hasn't been to Boston in years.
- Tom yıllardır Boston'a gitmedi.
- I haven't used checks in years.
- Yıllardır çek kullanmadım.
- I haven't talked to Tom in years.
- Tom'la yıllardır konuşmadım.
- I haven't seen her in years.
- Onu yıllardır görmemiştim.
- Tom hasn't filed a tax return in years.
- Tom yıllardır vergi beyannamesi vermemiş.
- I haven't touched a tennis racket in years.
- Yıllardır tenis raketine dokunmadım.
- Tom hasn't talked to Mary in years.
- Tom yıllardır Mary ile konuşmadı.
- I haven't walked that far in years.
- Yıllardır o kadar uzağa yürümedim.
- I hadn't seen Tom in years.
- Yıllardır Tom'u görmedim.
- I haven't had a vacation in years.
- Yıllardır tatil yapmadım.
- I haven't seen one of these in years.
- Yıllardır bunlardan birini görmemiştim.
- I haven't sung in years.
- Yıllardır şarkı söylemedim.
- Tom hasn't seen Mary in years.
- Tom, Mary'i yıllardır görmedi.
- I haven't been there in years.
- Yıllardır oraya gitmedim.
- I hadn't seen them in years.
- Onları yıllardır görmemiştim.
- It's one of the best books I've read in years.
- Yıllardır okuduğum en iyi kitaplardan biri.
- Tom hasn't spoken French in years.
- Tom yıllardır Fransızca konuşmuyor.
- I haven't heard that name in years.
- O ismi yıllardır duymadım.
- Tom hasn't played the piano in years.
- Tom yıllardır piyano çalmıyor.
- Tom hadn't talked to them in years.
- Tom yıllardır onlarla konuşmamıştı.
Show More (66)
|