infant - English Turkish Sentences
English Turkish
infant bebek n.
  • He was merely an infant when they moved to Korea.
  • Kore'ye taşındıklarında o daha bebekmiş.
  • It is found at high concentrations, in particular in breast milk, with a significant risk of contamination in infants.
  • Özellikle anne sütünde yüksek konsantrasyonlarda bulunur ve bebeklerde önemli bir bulaşma riski vardır.
  • They attributed the low death rate of infants to the progress of medicine.
  • Bebeklerin ölüm oranının düşük olmasını tıbbın ilerlemesine bağladılar.
Show More (19)
infant anaokulu çağında olan adj.
  • He is in his first term in infant school.
  • Anaokulundaki ilk dönemini geçiriyor.
Show More (-2)
infant çocuk n.
  • They attributed the low death rate of infants to the progress of medicine.
  • Onlar çocuklarla ilgili düşük ölüm oranını tıbbın ilerlemesine bağladı.
Show More (-2)
infant küçük çocuk n.
  • Mary has three infants.
  • Mary'nin üç tane küçük çocuğu var.
Show More (-2)