infighting - English Turkish Sentences
English Turkish
infighting iç çatışma n.
  • The political party's infighting weakened its unity.
  • Siyasi partinin iç çatışmaları, parti içi birliği zayıflattı.
Show More (-2)
infighting kuralsız dövüş n.
  • I need to work more on infighting.
  • Kuralsız dövüş üzerine daha çok çalışmalıyım.
Show More (-2)
infighting yakın dövüş n.
  • I need to work more on infighting.
  • Yakın dövüşe biraz daha çalışmam lazım.
Show More (-2)