inflame - English Turkish Sentences
English Turkish
inflame iltihaplanmak v.
  • This infected membrane becomes swollen or inflamed, and cold symptoms begin.
  • Enfekte olan bu zar şişer veya iltihaplanır ve soğuk algınlığı semptomları başlar.
  • This infected membrane becomes swollen or inflamed, and cold symptoms begin.
  • Enfekte olan bu zar şişer veya iltihaplanır ve soğuk algınlığı belirtileri başlar.
  • This infected membrane becomes swollen or inflamed, and cold symptoms begin.
  • Bu enfekte zar şişer veya iltihaplanır ve soğuk algınlığı semptomları başlar.
Show More (1)
inflame alevlendirmek v.
  • That would further inflame opinion in the Islamic world.
  • Bu, İslam dünyasındaki görüşleri daha da alevlendirecektir.
  • This is precisely what inflames the surrounding Arab peoples.
  • Çevredeki Arap halklarını alevlendiren de tam olarak budur.
Show More (-1)