insensitive - English Turkish Sentences
English Turkish
insensitive duyarsız adj.
  • Robin remained insensitive to her colleagues.
  • Robin, meslektaşlarına karşı duyarsız kaldı.
  • You will not be insensitive to this, but these women are not in Nairobi.
  • Buna duyarsız kalmayacaksınız ama bu kadınlar Nairobi'de değiller.
  • This director is not insensitive to criticism.
  • Bu yönetmen eleştirilere karşı duyarsız değil.
Show More (20)
insensitive hissiz adj.
  • I cannot believe there are many people who are insensitive to pain.
  • Acıya karşı hissiz olan pek çok insan olduğuna inanamıyorum.
Show More (-2)
insensitive vurdumduymaz adj.
  • The President changed his insensitive attitude to the ongoing trouble.
  • Cumhurbaşkanı yaşanan sorunlara karşı sergilediği vurdumduymaz tavrını değiştirdi.
Show More (-2)
insensitive duygusuz adj.
  • You are very insensitive.
  • Çok duygusuzsun.
Show More (-2)