|
- This is not the first time we have seen oil slicks, whether intentional or unintentional.
- İster kasıtlı ister kasıtsız olsun, petrol tabakalarını ilk kez görmüyoruz.
- That was intentional, because Taiwan is in a quite different situation.
- Bu kasıtlıydı çünkü Tayvan oldukça farklı bir durumda.
- That was intentional, because Taiwan is in a quite different situation.
- Bu kasıtlıydı çünkü Tayvan şu anda oldukça farklı bir durumda.
- His mistake was intentional.
- Hatası kasıtlıydı.
- It wasn't intentional.
- Kasıtlı değildi.
- I think what Tom did was intentional.
- Bence Tom'un yaptığı şey kasıtlıydı.
- I'm sure it wasn't intentional.
- Bunun kasıtlı olmadığından eminim.
- I think it was intentional.
- Onun kasıtlı olduğunu düşünüyorum.
- His mistake was intentional.
- Onun hatası kasıtlıydı.
- It wasn't intentional.
- O, kasıtlı değildi.
- This appeared to be an intentional murder.
- Bu kasıtlı bir cinayet gibi görünüyor.
- The Arab Spring was not a mistake but an intentional mistake.
- Arap Baharı bir hata değil, kasıtlı bir hataydı.
- I think it was intentional.
- Bence kasıtlıydı.
- Was that intentional?
- Bu kasıtlı mıydı?
- This appeared to be an intentional murder.
- Bu, kasıtlı bir cinayet gibi görünüyordu.
- I know that it wasn't intentional.
- Bunun kasıtlı olmadığını biliyorum.
- I'm sure that wasn't intentional.
- Onun kasıtlı olmadığına eminim.
- It was intentional.
- Bu kasıtlıydı.
- I know what you did wasn't intentional.
- Yaptığın şeyin kasıtlı olmadığını biliyorum.
- This wasn't an intentional act.
- Bu kasıtlı bir davranış değildi.
- It was intentional.
- Kasıtlıydı.
- I'm sure that wasn't intentional.
- Bunun kasıtlı olmadığına eminim.
- I'm sure it wasn't intentional.
- Kasıtlı olmadığına eminim.
- I think what Tom did was intentional.
- Tom'u yaptığı şeyin kasıtlı olduğunu düşünüyorum.
- It was not intentional.
- Kasıtlı değildi.
- This wasn't an intentional act.
- Bu kasıtlı bir hareket değildi.
Show More (23)
|