|
- It was certainly not our intention to interfere with private consumption.
- Niyetimiz kesinlikle özel tüketime müdahale etmek değildi.
- Will it interfere with the rights of people who are unhappy with the status quo and want to change things?
- Statükodan memnun olmayan ve bir şeyleri değiştirmek isteyen insanların haklarına müdahale edecek mi?
- I hope that is not meant to compete with OLAF or even interfere with its work.
- Umarım bu OLAF ile rekabet etmek veya hatta onun çalışmalarına müdahale etmek anlamına gelmez.
- We cannot interfere with the sacrosanct organisation of the Member States.
- Üye Devletlerin kutsal organizasyonuna müdahale edemeyiz.
- We are not interfering with the statutory pensionable age.
- Yasal emeklilik yaşına müdahale etmiyoruz.
- I believe it is right for the proposal on the Union's powers not to interfere with the systems of the individual States.
- Birliğin yetkilerine ilişkin teklifin tek tek Devletlerin sistemlerine müdahale etmemesinin doğru olduğuna inanıyorum.
- We cannot interfere with the sacrosanct organisation of the Member States.
- Üye Devletlerin kutsal organizasyonlarına müdahale edemeyiz.
- I warn against interfering with the principles of European fisheries policy.
- Avrupa balıkçılık politikasının ilkelerine müdahale edilmemesi konusunda uyarıyorum.
- This is not about interfering with this or that fundamental principle of Community policy or of the Community method.
- Bu, Topluluk politikasının ya da Topluluk yönteminin şu ya da bu temel ilkesine müdahale etmekle ilgili değildir.
- The freedom of the press should not be interfered with.
- Basın özgürlüğüne müdahale edilmemeli.
- Do not interfere with Tom while he is reading.
- Okurken Tom'a müdahale etmeyin.
- Don't interfere with my studying.
- Çalışmama müdahale etme.
- Don't interfere with him while he is reading.
- Okurken ona müdahale etmeyin.
- The big nations should not interfere with the smaller nations.
- Büyük uluslar, küçük uluslara müdahale etmemelidirler.
- Examinations interfere with the real meaning of education.
- Sınavlar eğitimin gerçek anlamına müdahale eder.
- We can't allow our emotions to interfere with our actions.
- Duygularımızın eylemlerimize müdahale etmesine izin veremeyiz.
- He interfered with the fans.
- O, fanatiklere müdahale etti.
- Tom shouldn't have interfered with what Mary was doing.
- Tom, Mary'nin yaptığı şeye müdahale etmemeliydi.
- Don't interfere with my studying.
- Benim eğitimime müdahele etme.
- Don't interfere with him while he is reading.
- Bir şey okurken ona müdahale etme.
- Don't interfere with him if you want him to like you.
- Onun seni sevmesini istiyorsan ona müdahale etme.
- I cannot allow my emotions to interfere with my actions.
- Duygularımın eylemlerime müdahale etmesine izin veremem.
- Please don't interfere with my plan.
- Lütfen benim planıma müdahale etmeyin.
- He interfered with the fans.
- Hayranlara müdahale etti.
Show More (21)
|
