interior - English Turkish Sentences
English Turkish
interior adj.
  • I'm looking for an interior designer for a project.
  • Bir proje için mimar arıyorum.
  • Dan remembers the red interior of his grandfather's car.
  • Dan büyükbabasının arabasının kırmızı kaplamasını hatırlar.
  • Tom is an interior designer.
  • Tom bir mimar olmak istedi.
Show More (2)
interior iç kısım n.
  • Dan remembers the red interior of his grandfather's car.
  • Dan, büyükbabasının arabasının kırmızı iç kısmını hatırlıyor.
  • These boxes have plenty space on the interior.
  • Bu kutuların iç kısmında bol alanı var.
  • She lives in a small town in the interior.
  • O iç kısımda küçük bir kasabada yaşıyor.
Show More (1)
interior iç mekan n.
  • The interior can be customized according to your desire.
  • İç mekan isteğinize göre özelleştirilebilir.
  • The interior was completely new.
  • İç mekan tamamen yeniydi.
Show More (-1)
interior iç kesim n.
  • She lives in a small town in the interior.
  • İç kesimlerdeki küçük bir kasabada yaşıyor.
  • He is the owner of four very big farms in the interior of Sao Paulo.
  • Sao Paulo'nun iç kesimlerinde çok büyük dört çiftliğin sahibi.
Show More (-1)
interior n.
  • The lights along the floor made the interior of the house even more interesting.
  • Zemin boyunca uzanan ışıklar evin içini daha da ilginç hale getiriyordu.
Show More (-2)