|
- I wish Tom wouldn't keep telling everyone I'm his brother.
- Keşke Tom herkese onun kardeşi olduğumu söyleyip durmasaydı.
- Tom keeps telling everyone how rich he is.
- Tom herkese ne kadar zengin olduğunu söyleyip duruyor.
- I kept telling Tom to calm down.
- Tom'a sakin olmasını söyleyip durdum.
- I keep telling you I don't want your help.
- Yardımını istemediğimi söyleyip duruyorum.
- I keep telling you I don't want to study French.
- Sana Fransızca öğrenmek istemediğimi söyleyip duruyorum.
- You keep telling me that I can't do anything.
- Bana hiçbir şey yapamayacağımı söyleyip duruyorsun.
- I keep telling my kids that, too.
- Ben de çocuklarıma bunu söyleyip duruyorum.
- That's what Tom keeps telling me.
- Tom'un bana söyleyip durduğu şey bu.
- I keep telling Tom to clean his room.
- Tom'a odasını temizlemesini söyleyip duruyorum.
- Tom keeps telling everyone how busy he is.
- Tom herkese ne kadar meşgul olduğunu söyleyip duruyor.
- I keep telling him to listen, but he won't.
- Dinlemesini söyleyip duruyorum ama dinlemiyor.
Show More (8)
|
