Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Sentences
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Hide
Details
Clear
History :
History
English
Turkish
1
celtic
kelt
adj.
The museum showcased an extensive collection of
Celtic
artefacts.
Müzede, kapsamlı bir
Kelt
eserleri koleksiyonu sergileniyor.
Do you like
Celtic
music?
Kelt
müziğini sever misin?
I love
Celtic
music.
Kelt
müziğini severim.
The museum has a fascinating collection of
Celtic
artifacts.
Müzede büyüleyici bir
Kelt
eserleri koleksiyonu var.
I'm listening to
Celtic
music.
Kelt
müziği dinliyorum.
We're listening to
Celtic
music.
Kelt
müziği dinliyoruz.
That museum has a superb collection of
Celtic
era cultural artifacts.
Bu müzede
Kelt
dönemi kültürel eserlerinden oluşan muhteşem bir koleksiyon var.
Halloween was originally a
Celtic
festival.
Cadılar Bayramı aslında bir
Kelt
festivaliydi.
Tom and Mary had a
Celtic
wedding.
Tom ve Mary bir
Kelt
düğünü yaptılar.
The museum has a fascinating collection of
Celtic
artifacts.
Müze
Kelt
eserlerinden büyüleyici bir koleksiyona sahiptir.
I love
Celtic
music.
Ben
Kelt
müziğini severim.
Tom and Mary had a
Celtic
wedding.
Tom ve Mary'nin bir
Kelt
düğünü vardı.
Mary is fond of
Celtic
music.
Mary
Kelt
müziğine düşkündür.
Show More (10)
2
celt
kelt
n.
The Germans and
Celts
had pants, but the Romans didn't have those.
Almanlar ve
Keltler'in
pantolonları vardı ama Romalıların yoktu.
The Germans and
Celts
had pants, but the Romans didn't have those.
Almanların ve
Keltlerin
pantolonu vardı ama Romalıların yoktu.
Show More (-1)