|
- I don't have time to deal with another kid.
- Başka bir çocukla ilgilenecek zamanım yok benim.
- This kid's making all the same mistakes.
- Bu çocuk da hep aynı hataları yapıyor.
- This time around, the system had placed me with another kid.
- Bu sefer sistem beni başka bir çocukla bir araya koymuştu.
- Try talking to that kid that's answering the phone at his house.
- Onun evinde telefonlara bakan şu çocukla konuşmayı deneyin.
- This kid will work here from today.
- Bu çocuk bugünden itibaren burada çalışacak.
- All I do is meet up with some kid at a skate park.
- Tek yaptığım paten pistinde bir çocukla görüşmek.
- Being the new kid at school can be tough.
- Okulda yeni çocuk olmak zor olabilir.
- All your kid brothers and sisters married and got children.
- Senden küçük tüm kardeşlerin evlendi, çocukları da oldu.
- Try talking to that kid that's answering the phone at his house.
- Evinde telefona cevap veren o çocukla konuşmayı dene.
- There's a fine line between bravery and suicide, kid.
- Cesaret ile intihar arasında ince bir çizgi vardır, çocuğum.
- Well, like I said, kid, I got some other parties to hit.
- Dediğim gibi çocuğum, katılacağım başka partiler var.
- All I do is meet up with some kid at a skate park.
- Yaptığım tek şey kaykay parkında bir çocukla buluşmak.
- Well, he's a good-looking kid.
- Yani işte, hoş bir çocuk.
- This great kid lost his life today.
- Bu harika çocuk bugün yaşamını yitirdi.
- Well, she's a sweet kid underneath it all.
- Yani, o özünde iyi bir çocuk aslında.
- You'll move up fast, ambitious kid like you.
- Çabuk yükseleceksin, yani senin gibi hırslı bir çocuk.
- Tell them that kid got in an accident.
- Onlara çocuğun kaza geçirdiğini söyle.
- Right now, their job is to be a kid.
- Şu anda onların görevi çocuk olmak.
- She's just a kid who's seen too much.
- O çok şey görmüş geçirmiş bir çocuk, hepsi bu.
- This is about an under-aged kid who needs to get into a shelter.
- Bu, bir sığınma evine girmesi gereken reşit olmayan bir çocukla ilgili.
- This kid's finally paying off.
- Bu çocuk sonunda diyetini ödüyor.
- That ungrateful kid did not deserve this place.
- O nankör çocuk bu yeri hak etmiyordu.
- Parents fight, the kid thinks that it is because of him.
- Ebeveynler kavga ediyor, çocuk bunun onun yüzünden olduğunu sanıyor.
- Seems to be a recurring theme with you, kid.
- Bu senin için adeta hep aynı nakarat, çocuğum.
- At first it's very hard for the kid.
- İlk başta çocuk için çok zor olur.
- It's official business, kid.
- Bu resmi bir iş, çocuğum.
- You'll find a kid in it I picked up.
- İçinde benim seçtiğim bir çocuk bulacaksın.
- At first it's very hard for the kid.
- İlk başta çocuk için çok zor.
- She's a kid who fought for her right for education.
- Eğitim hakkı için savaşan bir çocuk.
- When that o'malley kid cheated on you, - I was ready to knock his teeth out.
- O'Malley denen çocuk seni aldattığında, dişlerini dökmeye hazırdım.
- Last time I pushed this long, I went home with a kid.
- En son bu kadar çok zorladığımda eve bir çocukla dönmüştüm.
- It will be nice to have a kid who knows all that.
- Tüm bunları bilen bir çocuğa sahip olmak güzel olacak.
- I am now a big kid and times have changed.
- Ben artık kocaman bir çocuk oldum ve devir de değişti.
- No kid wants to grow up in that kind of a family.
- Böyle bir ailede büyümeyi hiçbir çocuk istemez.
- This kid's too good for me.
- Bu çocuk benim için fazla iyi.
- This kid's making all the same mistakes.
- Bu çocuk da sürekli aynı hataları yapıyor.
- Hey, kid, turn it off.
- Hey, çocuğum, kapat şunu.
- He's with the weird kid, looking at comics in our flat.
- O tuhaf çocukla birlikte dairemizde çizgi romanlara bakıyor.
- I know that, Richie, I buried my kid brother.
- Biliyorum Richie, çocuk kardeşimi mezara gömdüm ben.
- Just trying to help you with the kid, that's all.
- Sana çocuk konusunda yardım etmeye çalışıyorum işte.
- Arrested, young kid, lookin' at murder one.
- Tutuklanmış, genç bir çocuk, bir numaralı cinayete bakıyor.
- Just trying to help you with the kid, that's all.
- Ben çocuk konusunda sana yardım etmeye çalışıyorum, hepsi bu.
- This kid's finally paying off.
- Bu çocuk sonunda yarım kalan hesabını görüyor.
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık Rocketry kulübündeki o sıska çocuk değilsin.
- Gyung Joon won't deal with me because I'm a kid.
- Gyung Joon çocuğum diye benimle muhatap olmuyor.
- No kid wants to grow up in that kind of a family.
- Hiçbir çocuk böyle bir ailede büyümek istemez.
- Having a kid was a difficult decision for me.
- Çocuk doğurmak benim için zor bir karardı.
- Slow and steady, but the kid's made some progress.
- Yavaş ve istikrarlı gidiyor, ama çocuk biraz ilerleme kaydetti.
- Right, we're nearly done, our kid.
- Evet, neredeyse işimiz bitti, çocuğum.
- Well, I met a new kid at school that wants to play.
- Okulda bunu oynamak isteyen yeni bir çocukla tanıştım.
- You and I know the skipper of that destroyer is a green kid.
- Sen ve ben o muhribin kaptanının acemi bir çocuk olduğunu biliyoruz.
- Turns out the new kid eventually became a doctor.
- Yeni çocuğun en sonunda doktor olduğu ortaya çıktı.
- I just see myself as a normal kid.
- Ben kendimi normal bir çocuk olarak görüyorum işte.
- A bored kid, like I was, might do other things.
- Benim gibi sıkılan bir çocuk daha başka şeyler de yapabilir.
- Learning a new language is a bit like being a kid again.
- Yeni bir dil öğrenmek yeniden çocuk olmaya benziyor.
- Look, that kid threw your present in the garbage, and he called you a poser, and everyone laughed.
- Bakın, o çocuk hediyenizi çöpe attı, size sahtekâr dedi ve herkes güldü.
- Turns out the new kid eventually became a doctor.
- Yeni çocuğun sonunda doktor olduğu ortaya çıktı.
- The penniless kid bought me an expensive dish.
- Meteliksiz çocuk bana pahalı bir yemek aldı.
- I think you have your answer, kid.
- Sanırım cevabını aldın, çocuğum.
- That kid doesn't seem like he can even hold a chicken firmly.
- Bu çocuk bir tavuğu bile sıkıca tutamayacakmış gibi.
- Yvette's at the show, and the kid's asleep upstairs.
- Yvette gösteride, çocuk da yukarıda uyuyor.
- This time around, the system had placed me with another kid.
- Bu sefer sistem beni başka bir çocuğun yanına yerleştirmişti.
- Yvette's at the show, and the kid's asleep upstairs.
- Yvette gösteride ve çocuk da üst katta uyuyor.
- Well, he's a good-looking kid.
- Yani, iyi görünümlü bir çocuk.
- Hayes, you and the kid follow those two.
- Hayes, sen ve çocuk şu ikisini takip edin.
- I feel like a kid with a good report card.
- Karnesi iyi olan bir çocuk gibi hissediyorum.
- All I do is meet up with some kid at a skate park.
- Tek yaptığım paten parkında bir çocukla tanışıp görüşmek.
- Side window was broken, there's this skinny kid in the parlor making off with my camera.
- Yan cam kırılmıştı, salonda sıska bir çocuk da kameramı almış kaçıyordu.
- I don't have time to deal with another kid.
- Başka bir çocukla uğraşacak vaktim yok.
- All your kid brothers and sisters married and got children.
- Bütün küçük kardeşlerin evlendi ve çocukları oldu.
- Then my kid runs back to her show.
- Sonra çocuğum gösterisine geri dönüyor.
- Football is an excellent game that teaches a kid how to become a man.
- Futbol bir çocuğa nasıl adam olunacağını öğreten mükemmel bir oyundur.
- I knew you were a smart kid the minute I saw you.
- Seni gördüğüm an akıllı bir çocuk olduğunu anladım.
- This time around, the system had placed me with another kid.
- Bu sefer sistem beni başka bir çocuğun yanına yerleştirdi.
- And nobody proves that better than my kid brother, Paulie.
- Ve hiç kimse bunu çocuk kardeşim Paulie'den daha iyi kanıtlayamaz.
- I saw another kid wearing that exact hat three weeks ago.
- Üç hafta önce aynı şapkayı takan başka bir çocuk gördüm.
- This is a case where a kid was angry at his mother.
- Bu, bir çocuğun annesine kızdığı bir olay.
- Parents fight, the kid thinks that it is because of him.
- Anne baba kavga ettiğinde, çocuk bunun kendi yüzünden olduğunu zannediyor.
- I saw another kid wearing that exact hat three weeks ago.
- Üç hafta önce aynı şapkayı takan başka bir çocuk görmüştüm.
- Right now, their job is to be a kid.
- Şu an tek görevleri var, o da çocuk olmak.
- I wonder if a kid like you could take the food here.
- Senin gibi bir çocuğun buradan yemek yiyip yiyemeyeceğini merak ediyorum.
- Jun-hui is a good kid in every aspect, I know.
- Jun-hui'nin her açıdan iyi bir çocuk olduğunun farkındayım.
- And he jumped, he was like a little kid.
- Ve o da atladı, küçük bir çocuk gibiydi.
- And so you see, our son was just playing a joke, and the little fat kid put it on the milk carton.
- Oğlumuz sadece şaka yapıyordu ve küçük şişman çocuk da onu süt kutusunun üzerine koydu.
- I knew you were a smart kid the minute I saw you.
- Seni gördüğüm anda zeki bir çocuk olduğunu anlamıştım.
- Here, kid, take this pistol.
- Gel, çocuğum, şu tabancayı al.
- She's nice, a small-town kid, like me.
- O da hoş bir kasaba çocuğu, benim gibi.
- Be a good kid and go to sleep.
- Uslu bir çocuk ol ve git yat.
- This is a case where a kid was angry at his mother.
- Bu, bir çocuğun annesine kızdığı bir durum.
- Last time I pushed this long, I went home with a kid.
- En son bu kadar ısrar ettiğimde eve bir çocukla dönmüştüm.
- Hayes, you and the kid follow those two.
- Hayes, sen ve çocuk bu ikisini izleyin.
- I wonder if a kid like you could take the food here.
- Acaba senin gibi bir çocuk buradaki yemekleri yiyebilir mi?
- Right now, their job is to be a kid.
- Şu anda onların işi çocuk olmaktır.
- Hey, that kid's pretty good.
- Hey, bu çocuk epey iyi.
- Jimmy, turns out this kid sucks.
- Jimmy, bu çocuğun berbat olduğu ortaya çıktı.
- He thought you'd pass the test for sure, kid.
- Evet, testi kesinlikle geçeceğini sanıyordu, çocuğum.
- Hayes, you and the kid follow those two.
- Hayes, sen ve çocuk bu ikisini takip edin.
- Slow and steady, but the kid's made some progress.
- Yavaş ve istikrarlı olsa da çocuk biraz ilerleme kaydetti.
- She is a very sweet kid and I hope she stays that way.
- Çok tatlı bir çocuk ve umarım böyle kalır.
- They arrive with a kid, a taxi bill and now the family.
- Bir çocukla, bir taksi faturasıyla ve şimdi de aileyle geliyorlar.
- This great kid lost his life today.
- Bu harika çocuk bugün hayatını kaybetti.
- Now I'm stuck with a kid.
- Şimdi de bir çocukla baş başa kaldım.
- Having a kid was a difficult decision for me.
- Çocuk sahibi olmak benim için zor bir karar oldu.
- This kid's too good for me.
- Bu çocuk bana fazla.
- That kid doesn't seem like he can even hold a chicken firmly.
- Bu çocuk bir tavuğu bile sıkıca tutabilecek gibi görünmüyor.
- This kid will work here from today.
- Bu çocuk bugün itibariyle burada çalışacak.
- Sorry I'm a kid flying business class.
- Business class'ta uçan bir çocuk olduğum için üzgünüm.
- You'll find a kid in it I picked up.
- İçinde benim seçip aldığım bir çocuğu bulacaksın.
- Look, that kid threw your present in the garbage, and he called you a poser, and everyone laughed.
- Bak, o çocuk hediyeni çöpe attı, ve sana gösterişçi dedi, ve herkes güldü.
- You know, I should follow and process this kid.
- Biliyor musun, bu çocuğu takip edip incelemeliyim.
- Sorry I'm a kid flying business class.
- Üzgünüm ben business class'ta uçan bir çocuğum.
- We all know there is that one kid.
- Hepimiz öyle bir çocuğun olduğunu biliyoruz.
- And he jumped, he was like a little kid.
- Ardından zıpladı, adeta küçük bir çocuk gibiydi.
- The kid doesn't even like unicorns anymore.
- Çocuk artık tek boynuzlu atlardan bile hoşlanmıyor.
- We all know there is that one kid.
- Hepimiz öyle bir çocuğun var olduğunu biliyoruz.
- You know, I should follow and process this kid.
- Biliyor musun, bu çocuğu takip etmeli ve incelemeliyim.
- Vacations, status symbols, a kid - and then another.
- Tatiller, statü sembolleri, bir çocuk, ve sonra da bir diğeri.
- He just wants to be a normal, happy little kid.
- O normal, mutlu bir çocuk olmak istiyor işte.
- I saw another kid wearing that exact hat three weeks ago.
- Üç hafta önce aynı bu şapkadan takan bir çocuk daha görmüştüm.
- All your kid brothers and sisters married and got children.
- Küçük kardeşlerinizin hepsi evlendi ve çocuk sahibi oldu.
- I wanted to ask you something, kid.
- Sana bir şey sormam gerek, çocuğum.
- She's just a kid who's seen too much.
- Çok fazla şeye şahit olmuş bir çocuk o.
- Being the new kid at school can be tough.
- Okula yeni gelen çocuk olmak zor olabilir.
- Now I'm stuck with a kid.
- Şimdi bir de çocuk çıktı başıma.
- You don't have to be a kid to like Harry Potter.
- Harry Potter'ı sevmek için çocuk olmanıza gerek yok.
- Having a kid was a difficult decision for me.
- Çocuk sahibi olmak benim için zor bir karardı.
- Yo, Ray, that kid jacked you up, man.
- Ray, o çocuk sana çok zarar verdi dostum.
- Only difference - he's not a normal kid.
- Tek fark şu ki, o normal bir çocuk değil.
- They arrive with a kid, a taxi bill and now the family.
- Bir çocuk, bir taksi faturası geliyor ve şimdi de aileyle geliyorlar.
- So my kid said the funniest thing today.
- Çocuğum bugün çok komik bir şey söyledi.
- You're just an old guy pretending to be a little kid.
- Sen sadece küçük bir çocuk gibi davranan yaşlı bir adamsın.
- Yo, Ray, that kid jacked you up, man.
- Ray, o çocuk seni mahvetti, dostum.
- So grow up fast, kid, I'm waiting for you.
- Çabuk büyü çocuğum, seni bekliyorum.
- Well, I met a new kid at school that wants to play.
- Okulda oyun oynamak isteyen bir çocukla tanıştım.
- A bored kid, like I was, might do other things.
- Benim gibi canı sıkılmış bir çocuk başka şeyler yapabilir.
- The kid wanted to be a princess.
- Çocuk prenses olmak istiyordu.
- Parents fight, the kid thinks that it is because of him.
- Anneyle baba kavga ediyor, çocuk bunun kendi yüzünden olduğunu düşünüyor.
- You're just an old guy pretending to be a little kid.
- Sen de küçük bir çocuk gibi davranan ihtiyar bir adamsın.
- She'll find herself some rich kid.
- Kendine zengin bir çocuk bulacak.
- You'll move up fast, ambitious kid like you.
- Senin gibi hırslı bir çocuk hızla yükselecek.
- And a little kid dressed as a ballerina.
- Ve balerin gibi giyinmiş küçük bir çocuk.
- You and I know the skipper of that destroyer is a green kid.
- Sen de ben de biliyoruz ki o muhribin kaptanı, acemi bir çocuk.
- Hey, that kid's pretty good.
- Hey, bu çocuk oldukça iyi.
- I don't have time to deal with another kid.
- Bir çocukla daha uğraşacak vaktim yok.
- At first it's very hard for the kid.
- İlk başlarda çocuk için çok güç bir durum.
- This kid is like a pup with a bone.
- Bu çocuk adeta kemik bulmuş bir yavru köpek gibi.
- Only difference - he's not a normal kid.
- Tek fark, o normal bir çocuk değil.
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık Roketçilik kulübündeki o sıska çocuk değilsin.
- That ungrateful kid did not deserve this place.
- O nankör çocuk burada olmayı hak etmedi.
- Gyung Joon won't deal with me because I'm a kid.
- Gyung Joon çocuk olduğum için benimle uğraşmıyor.
- Jun-hui is a good kid in every aspect, I know.
- Jun-hui her açıdan iyi bir çocuk, biliyorum.
- So my kid said the funniest thing today.
- Çocuğum bugün aşırı komik bir şey dedi.
- Jimmy, turns out this kid sucks.
- Jimmy, bu çocuk berbat çıktı.
- She's nice, a small-town kid, like me.
- O iyi biri, benim gibi küçük bir kasaba çocuğu.
- He just wants to be a normal, happy little kid.
- Sadece normal, mutlu küçük bir çocuk olmak istiyor.
- She's a kid who fought for her right for education.
- O, eğitim hakkı için mücadele eden bir çocuk.
- This is about an under-aged kid who needs to get into a shelter.
- Bu, sığınma evine ihtiyacı olan reşit olmayan bir çocukla ilgili.
- Learning a new language is a bit like being a kid again.
- Yeni bir dil öğrenmek, tekrardan çocuk olmak gibidir biraz.
- Vacations, status symbols, a kid - and then another.
- Tatiller, statü sembolleri, bir de çocuk; ve sonra bir tane daha.
- Learning a new language is a bit like being a kid again.
- Yeni bir dil öğrenmek biraz da yeniden çocuk olmak gibi.
- When that o'malley kid cheated on you, - I was ready to knock his teeth out.
- O'Malley denen çocuk seni aldattığında onun dişlerini ağzına dökmeye hazırdım.
- Football is an excellent game that teaches a kid how to become a man.
- Futbol, bir çocuğa nasıl erkek olunacağını öğreten mükemmel bir oyundur.
- Only difference - he's not a normal kid.
- Tek bir fark var, o normal bir çocuk değil.
- You're just an old guy pretending to be a little kid.
- Sen ufacık bir çocuk gibi davranan yaşlı bir adamsın işte.
- I feel like a kid with a good report card.
- Kendimi iyi karne getiren bir çocuk gibi hissediyorum.
- Be a good kid and go to sleep.
- İyi bir çocuk ol ve git uyu.
- He's a kid, Dad, and Freddie's things don't matter.
- O bir çocuk, baba, ve Freddie'nin eşyalarının hiçbir önemi yok.
- That rich kid bumped against my beer.
- O zengin çocuk birama çarpıp döktü.
- The first thing you should consider is how old your kid is.
- Dikkate almanız gereken ilk şey çocuğunuzun kaç yaşında olduğudur.
- I just see myself as a normal kid.
- Kendimi normal bir çocuk olarak görüyorum ben.
- She is a very sweet kid and I hope she stays that way.
- O çok tatlı bir çocuk ve umarım öyle kalır.
- Well, I met a new kid at school that wants to play.
- Okulda oyunu oynamak isteyen yeni bir çocukla tanıştım.
- That rich kid bumped against my beer.
- O zengin çocuk benimle çarpışıp biramı döktü.
- I don't want her marrying this kid any more than you do.
- Bu çocukla evlenmesini ben de en az senin kadar istemiyorum.
- You and I know the skipper of that destroyer is a green kid.
- Siz de ben de biliyoruz ki o muhribin kaptanı acemi bir çocuk.
- When it comes to the bedroom, the kid will be passionate enough to forget all these details.
- Konu yatak odasına gelince, çocuk tüm bu detayları unutacak kadar tutkulu olur.
- Don't let the kid play with knives.
- Çocuğun bıçakla oynamasına izin verme.
- Tom is a perfectly normal, perfectly healthy kid.
- Tom tamamen normal, tamamen sağlıklı bir çocuk.
- I loved to climb trees when I was a kid.
- Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
- The kid is peeing.
- Çocuk işiyor.
- Tom is like a kid himself sometimes.
- Tom bazen çocuk gibi oluyor.
- I don't like that fat kid who ate your lunch.
- Öğle yemeğini yiyen o şişman çocuktan hoşlanmıyorum.
- You should build a fire under the kid.
- Çocuğa fitil vermelisin.
- I heard that Tom didn't sing very often when he was a kid.
- Tom'un çocukken çok sık şarkı söylemediğini duydum.
- The teacher says I'm a smart kid.
- Öğretmen zeki bir çocuk olduğumu söyler.
- This kid seems to be rather happy.
- Bu çocuk oldukça mutlu görünüyor.
- I came here a lot when I was a kid.
- Çocukken buraya çok gelirdim.
- I think Tom is a terrific kid.
- Bence Tom harika bir çocuk.
- That kid has a crazy future!
- Bu çocuğun çılgın bir geleceği var!
- Tom sounds like a pretty cool kid.
- Tom oldukça havalı bir çocuk gibi görünüyor.
- Tom says I look like a kid.
- Tom çocuk gibi göründüğümü söylüyor.
- Do you know what Tom's nickname was when he was a kid?
- Tom'un çocukken lakabının ne olduğunu biliyor musun?
- I hated spinach when I was a kid.
- Çocukken ıspanaktan nefret ediyordum.
- I read this book when I was a kid.
- Ben çocukken bu kitabı okudum.
- Our kid is learning to speak.
- Çocuğumuz konuşmayı öğreniyor.
- You're a pretty tough kid.
- Sen oldukça sert bir çocuksun.
- Tom is a cute kid.
- Tom sevimli bir çocuk.
- I feel like a kid again.
- Tekrar çocuk gibi hissediyorum.
- The kid is a pain in the neck.
- Çocuk bir baş belasıdır.
- I moved here when I was just a kid.
- Buraya daha çocukken taşındım.
- What a cute kid!
- Ne tatlı bir çocuk!
- The kid kept all of his coins in a piggy bank.
- Çocuk tüm bozuk paralarını bir kumbarada tuttu.
- Tom is an unbelievable kid.
- Tom inanılmaz bir çocuk.
- You seem like a nice kid.
- İyi bir çocuğa benziyorsun.
- I collected stamps when I was a kid.
- Çocukken pul koleksiyonu yapardım.
- Tom is the smartest kid in our class.
- Tom sınıfımızdaki en zeki çocuk.
- Tom is a normal kid.
- Tom normal bir çocuk.
- Tom seems like a decent kid.
- Tom düzgün bir çocuğa benziyor.
- I always said Tom was a smart kid.
- Tom'un akıllı bir çocuk olduğunu her zaman söyledim.
- That kid has a crazy future!
- O çocuğun çılgın bir geleceği var!
- Tom was such a cute kid.
- Tom çok tatlı bir çocuktu.
- Sami and Layla were friends with that kid.
- Sami ve Layla o çocukla arkadaştı.
- Tom treats me like I'm still a kid.
- Tom bana hâlâ çocukmuşum gibi davranıyor.
- Tom was just a kid at that time.
- Tom o zaman sadece bir çocuktu.
- Tom was a really good kid.
- Tom gerçekten iyi bir çocuktu.
- Tom is such a talented kid.
- Tom öyle yetenekli bir çocuk ki.
- Did you live in Boston when you were a kid?
- Çocukken Boston'da mı yaşıyordun?
- Tom has one kid.
- Tom'un bir çocuğu var.
- The kid has a keen sense of hearing.
- Çocuğun çok iyi bir işitme duyusu var.
- Tom is my kid brother.
- Tom benim çocuk erkek kardeşim.
- Tom is the dumbest kid in the class.
- Tom sınıftaki en aptal çocuk.
- You're a great kid.
- Sen harika bir çocuksun.
- Sami was just a kid.
- Sami sadece bir çocuktu.
- I came here a lot when I was a kid.
- Çocukken buraya çok geldim.
- He is the dumbest kid in the class.
- Sınıftaki en aptal çocuk.
- They adopted a kid.
- Bir çocuğu evlat edindiler.
- Tom is a big kid.
- Tom büyük bir çocuk.
- A boy is a kid.
- Çocuk çocuktur.
- Tom is a good kid, isn't he?
- Tom iyi bir çocuk, değil mi?
- I have a wife and a kid.
- Bir karım ve bir çocuğum var.
- Tom thinks I'm still a kid.
- Tom hala çocuk olduğumu düşünüyor.
- Tom certainly is a talented kid.
- Tom kesinlikle yetenekli bir çocuktur.
- Don't treat me like a kid.
- Bana bir çocuk gibi davranma.
- That kid is so bad.
- O çocuk çok kötü.
- The kid has already gone to bed.
- Çocuk çoktan yatağa gitti.
- I was a kid at that time.
- O zamanlar çocuktum.
- How often did you go to the dentist when you were a kid?
- Sen bir çocukken ne sıklıkla dişçiye gittin?
- Oh, that kid went to sleep without eating supper.
- Aa, bu çocuk akşam yemeğini yemeden uyumuş.
- You're a really nice kid.
- Sen gerçekten iyi bir çocuksun.
- I'm just a kid from Boston.
- Ben sadece Boston'dan gelen bir çocuğum.
- Tom is a friendly kid.
- Tom samimi bir çocuk.
- Tom is a regular kid.
- Tom normal bir çocuktur.
- This kid just isn't possible.
- Bu çocuk mümkün değildir.
- Tom is a nice kid, isn't he?
- Tom hoş bir çocuk, değil mi?
- He's not a bad kid.
- O kötü bir çocuk değil.
- I feel like a little kid.
- Ben küçük bir çocuk gibi hissediyorum.
- Give the kid a break.
- Çocuğu rahat bırak.
- How often did you go to the dentist when you were a kid?
- Çocukken ne sıklıkta dişçiye giderdin?
- Compared to you, Tom is just a kid.
- Sana nazaran, Tom sadece bir çocuk.
- He's a good kid.
- O iyi bir çocuk.
- You're not a kid anymore.
- Artık çocuk değilsin.
- I came here when I was a kid.
- Buraya çocukken gelmiştim.
- Tom seems like a great kid.
- Tom harika bir çocuğa benziyor.
- Tom is a really confident kid.
- Tom gerçekten kendine güvenen bir çocuk.
- Our kid can't even crawl yet.
- Çocuğumuz daha emekleyemiyor bile.
- She has one kid.
- Onun bir çocuğu var.
- When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
- Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en hippi şey transistörlü radyoydu.
- I played violin when I was a kid.
- Çocukken keman çalardım.
- Don't forget that Tom is just a kid.
- Tom'un sadece bir çocuk olduğunu unutma.
- I was a creative kid.
- Yaratıcı bir çocuktum.
- Tom is a regular kid.
- Tom sıradan bir çocuk.
- I was just a kid then.
- O zamanlar daha çocuktum.
- The kid is old enough to go to school.
- Çocuk okula gidecek yaşa geldi.
- The kid watched her mother cook.
- Çocuk annesini yemek yaparken izledi.
- Put the kid into these clothes.
- Çocuğa bu kıyafetleri giydirin.
- When I was a kid, I liked to read fairy tales.
- Çocukluğumda peri masallarını okumayı severdim.
- They have one kid.
- Onların bir çocuğu var.
- I was kind of a chubby kid.
- Biraz tombul bir çocuktum.
- I was just a little kid then.
- O zamanlar küçük bir çocuktum.
- Which kid is your favorite?
- Hangi çocuk en sevdiğindir?
- Who's your favorite kid?
- Senin en sevdiğin çocuk kim?
- Tom was a very noisy kid.
- Tom çok gürültü yapan bir çocuktu.
- You're a bright kid.
- Sen zeki bir çocuksun.
- The multi-talented kid speaks 5 languages and plays 6 musical instruments.
- Çok yetenekli çocuk 5 dil konuşuyor ve 6 müzik aleti çalıyor.
- Tom is the smartest kid in our class.
- Tom, sınıfımızdaki en zeki çocuk.
- You can't keep treating me like a kid.
- Bana çocukmuşum gibi davranmaya devam edemezsin.
- Did your father hug you much when you were a kid?
- Çocukken baban sana çok sarılır mıydı?
- Tom is no longer a kid.
- Tom artık bir çocuk değil.
- I have a kid.
- Bir çocuğum var.
- Tom is a versatile kid.
- Tom çok yönlü bir çocuk.
- Tom wasn't the last kid to go home.
- Tom eve giden son çocuk değildi.
- Which kid is your favorite?
- En sevdiğin çocuk hangisi?
- I'm not a kid.
- Ben bir çocuk değilim.
- That kid needs help rather than punishment.
- O çocuğun cezadan çok yardıma ihtiyacı var.
- Tom was a very popular kid in school.
- Tom okulda çok popüler bir çocuktu.
- Tom is like a kid himself sometimes.
- Tom bazen çocuk gibi davranıyor.
- Tom is a pretty tough kid.
- Tom oldukça sert bir çocuk.
- Tom is a friendly kid.
- Tom arkadaş canlısı bir çocuktur.
- I'd like to stay here and chat, but I have to go to a concert my kid's playing in.
- Burada kalıp sohbet etmek isterdim ama çocuğumun katılacağı bir konsere gitmem gerekiyor.
- Did I ever tell you that you were my hero when I was a kid?
- Çocukken kahramanım olduğunu söylemiş miydim?
- I did that all the time when I was a kid.
- Çocukken ben de hep yapardım.
- I feel like a kid who suddenly realizes that Santa Claus doesn't exist.
- Ben Noel Baba'nın var olmadığını keşfetmek üzere olan bir çocuk gibi hissediyorum.
- How can you do this to a kid?
- Bunu bir çocuğa nasıl yapabilirsin?
- He used to collect beetles when he was a kid.
- Çocukken böcek toplardı.
- I was a little kid once too.
- Ben de bir zamanlar küçük bir çocuktum.
- Here's looking at you, kid.
- İşte sana bakıyorum, çocuk.
- I look like a kid.
- Ben de çocuk gibi görünüyorum.
- Tom is an unusual kid.
- Tom sıradışı bir çocuk.
- I learned that when I was a kid.
- Bunu çocukken öğrendim.
- You were a kid once, right?
- Sen de bir zamanlar çocuktun, değil mi?
- I first met Tom when I was a little kid.
- Tom'la ilk kez küçük bir çocukken tanıştım.
- I was a scrawny kid.
- Ben sıska bir çocuğum.
- I lived in Boston when I was a kid.
- Çocukken Boston'da yaşadım.
- That kid was almost run over when the truck backed up.
- Kamyon geri geri gelirken çocuk neredeyse eziliyordu.
- Tom is by far the smartest kid in our class.
- Tom sınıfımızdaki açık ara en zeki çocuk.
- The kid is watching some lustful Miley Cyrus video.
- Çocuk şehvetli bir Miley Cyrus videosu izliyor.
- I had chicken pox when I was a kid.
- Ben çocukken suçiçeği geçirmiştim.
- The kid threw a stone at the cat.
- Çocuk, kediye bir taş attı.
- You're a bright kid.
- Sen parlak bir çocuksun.
- I wasn't a very good kid.
- Çok iyi bir çocuk değildim.
- A lot has changed since I was a kid.
- Çocukluğumdan beri çok şey değişti.
- Tom was just a kid at that time.
- Tom o zamanlar sadece bir çocuktu.
- I loved that movie when I was a kid.
- Çocukken o filmi severdim.
- I'm a big kid.
- Ben büyük bir çocuğum.
- You're my kid's teacher.
- Sen çocuğumun öğretmenisin.
- That kid looks like Tom.
- Bu çocuk Tom'a benziyor.
- Get lost, kid!
- Kaybol, çocuk!
- Tom is a really confident kid.
- Tom kendine çok güvenen bir çocuk.
- Tom is a normal kid.
- Tom normal bir çocuktur.
- You're a cute kid.
- Sen sevimli bir çocuksun.
- Quit behaving like a kid.
- Çocuk gibi davranmayı bırak.
- When I heard that song, it reminded me of when I was a kid.
- O şarkıyı duyduğumda bana bir çocuk olduğum zamanı hatırlattı.
- Where's the new kid?
- Yeni çocuk nerede?
- You're a pretty smart kid, aren't you?
- Oldukça zeki bir çocuksun, değil mi?
- Tom is a clever kid, isn't he?
- Tom zeki bir çocuk, değil mi?
- The kid threw a stone at the cat.
- Çocuk kediye taş attı.
- I collected stamps when I was a kid.
- Çocukken pul biriktirdim.
- I was kind of a chubby kid.
- Ben biraz tombul bir çocuktum.
- Tom seemed like a decent kid.
- Tom iyi bir çocuk gibi görünüyordu.
- Tom is a kid.
- Tom bir çocuktur.
- They adopted a kid.
- Onlar bir çocuğu evlet edindi.
- Tom is still just a kid.
- Tom hala bir çocuk.
- We had a kid just last year.
- Sadece geçen yıl bir çocuğumuz vardı.
- That kid needs help rather than punishment.
- O çocuğun cezadan ziyade yardıma ihtiyacı var.
- You're the new kid, aren't you?
- Sen yeni çocuksun, değil mi?
- Pizza is the kid's favorite meal.
- Pizza çocuğun en sevdiği yemek.
- She has a kid.
- Onun bir çocuğu var.
- That kid looks like Tom.
- O çocuk Tom gibi görünüyor.
- Tom is still just a kid, so let's forgive him.
- Tom hala bir çocuk, bu yüzden onu affedelim.
- That kid looks like Tom.
- O çocuk Tom'a benziyor.
- We have one kid.
- Bizim bir çocuğumuz var.
- A kid was outdoors and played with a ball.
- Bir çocuk dışarıdaydı ve bir top ile oynadı.
- Tom's a rich kid.
- Tom zengin bir çocuk.
- Sami and Layla were friends with that kid.
- Sami ve Leyla o çocukla arkadaştılar.
- The kid got hurt.
- Çocuk yaralandı.
- You're a weird kid.
- Sen tuhaf bir çocuksun.
- I was a little kid once too.
- Bir zamanlar ben de küçük bir çocuktum.
- A kid was outdoors and played with a ball.
- Bir çocuk dışarıdaydı ve bir topla oynadı.
- I had a hard time putting the kid to bed.
- Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim.
- I liked climbing trees when I was a kid.
- Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
- I learned how to swim when I was a kid.
- Çocukken yüzmeyi öğrenmiştim.
- You're a talented kid.
- Sen yetenekli bir çocuksun.
- Who's the strongest kid?
- En güçlü çocuk kim?
- I learned how to swim when I was a kid.
- Çocukken yüzmeyi öğrendim.
- Tom certainly is an odd kid.
- Tom kesinlikle tuhaf bir çocuk.
- Tom is a lazy kid, isn't he?
- Tom tembel bir çocuk, değil mi?
- I have one kid.
- Bir çocuğum var.
- Tom seemed like a decent kid.
- Tom iyi bir çocuğa benziyordu.
- This kid just isn't possible.
- Bu çocuk mümkün değil.
- I was just a little kid then.
- O zaman sadece küçük bir çocuktum.
- Tom isn't a bad kid.
- Tom kötü bir çocuk değil.
- Tom is a very talented kid.
- Tom çok yetenekli bir çocuk.
- Tom seemed like a great kid.
- Tom harika bir çocuk gibi görünüyordu.
- You have one kid, don't you?
- Bir çocuğun var, değil mi?
- This kid is smarter than average.
- Bu çocuk ortalamadan daha zeki.
- Tom is a strange kid.
- Tom garip bir çocuk.
- I first met Tom when I was a little kid.
- İlk kez küçük bir çocukken Tom ile tanıştım.
- You're not a kid anymore, you can take care of yourself.
- Artık bir çocuk değilsin, kendine bakabilirsin.
- Tom has a kid, I think.
- Tom'un bir çocuğu var, sanırım.
- Tom was a nice kid.
- Tom iyi bir çocuktu.
- I look like a kid.
- Ben bir çocuğa benziyorum.
- You look like a kid.
- Bir çocuğa benziyorsun.
- I wish my kid behaved as well as my dog.
- Keşke benim çocuğum benim köpeğim kadar iyi davransa.
- Tom is a really nice kid.
- Tom gerçekten iyi bir çocuk.
- Tom's not a bad kid.
- Tom kötü bir çocuk değil.
- Tom is a strange kid, isn't he?
- Tom tuhaf bir çocuk, değil mi?
- Tom was a kid when that happened.
- O olay olduğunda Tom çocuktu.
- Were you a funny kid?
- Komik bir çocuk muydun?
- You're a good kid.
- Sen iyi bir çocuksun.
- Tom wasn't the most popular kid in school, but he had a lot of friends.
- Tom okuldaki en popüler çocuk değildi ama çok arkadaşı vardı.
- I loved that movie when I was a kid.
- Bir çocukken o filmi severdim.
- I was a chubby kid.
- Tombul bir çocuktum.
- The kid is a pain in the neck.
- Çocuk tam bir baş belası.
- We're not ready to have a kid now.
- Biz şimdi çocuk yapmak için hazır değiliz.
- Don't yell at my kid.
- Çocuğuma bağırma.
- I'm tired of being treated like a kid.
- Bir çocuk gibi muamele görmekten bıktım.
- Tom is a wonderful kid.
- Tom harika bir çocuk.
- He's not a bad kid.
- O, kötü bir çocuk değil.
- Tom says I look like a kid.
- Tom bir çocuğa benzediğimi söylüyor.
- Don't let the kid play with knives.
- Çocuğun bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.
- The kid rocked.
- Çocuk harikaydı.
- Tom is a tough kid.
- Tom sert bir çocuk.
- Mary has one kid.
- Mary'nin bir çocuğu var.
- Tom is the nicest kid I've ever met.
- Tom, şimdiye kadar tanıdığım en güzel çocuk.
- Everyone looked for the missing kid.
- Herkes kayıp çocuğu aradı.
- You're a nice kid.
- Sen hoş bir çocuksun.
- They have a kid.
- Onların bir çocuğu var.
- Tom is a special kid.
- Tom özel bir çocuk.
- You're a talented kid.
- Yetenekli bir çocuksun.
- Tom treated me like a kid.
- Tom bana bir çocuk gibi davrandı.
- When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
- Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en modern şey, bir transistör radyoydu.
- Tom seemed like a good kid.
- Tom iyi bir çocuğa benziyordu.
- Kid, don't touch the mirror!
- Çocuk, aynaya dokunma!
- I heard that she got married and she had a kid.
- Onun evlendiğini ve bir çocuğu olduğunu duydum.
- Tom is one tough kid.
- Tom sert bir çocuk.
- Stop treating me like a kid.
- Bana bir çocuk gibi davranmayı kes.
- I'm not a kid anymore.
- Ben artık çocuk değilim.
- You're just a kid.
- Sen sadece bir çocuksun.
- I had a dog when I was a kid.
- Çocukken benim de bir köpeğim vardı.
- Tom is a great kid.
- Tom harika bir çocuk.
- The teacher says I'm a smart kid.
- Öğretmen akıllı bir çocuk olduğumu söylüyor.
- Learn a bit from that kid.
- O çocuktan biraz ders al.
- Quit treating me like a kid.
- Bana bir çocuk gibi davranmayı bırakın.
- Sami was a kid.
- Sami bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
- Sınıf arkadaşlarına sürekli hava atan bir çocuktu.
- Tom certainly is a strange kid.
- Tom kesinlikle garip bir çocuk.
- He's a good kid - very quick on the uptake and he does whatever needs to be done.
- İyi bir çocuk; çok çabuk kavrıyor ve yapılması gereken her şeyi yapıyor.
- Tom was a very noisy kid.
- Tom çok gürültücü bir çocuktu.
- That kid is a little demon.
- Bu çocuk küçük bir şeytan.
- I was a kid at that time.
- O zaman çocuktum.
- I remember playing the original Pac-Man game when I was a kid.
- Çocukluğumda orijinal Pac-Man oynadığımı hatırlıyorum.
- Tom is a little kid.
- Tom küçük bir çocuk.
- Tom is a bright kid, isn't he?
- Tom zeki bir çocuk, değil mi?
- The kid got hurt.
- Çocuk incindi.
- Tom is a good kid.
- Tom iyi bir çocuk.
- He used to collect beetles when he was a kid.
- O bir çocukken böcekleri toplardı.
- Tom's a rich kid.
- Tom zengin bir çocuktur.
- I'm just a kid from Boston.
- Ben sadece Bostonlu bir çocuğum.
- Tom was the last kid to go home.
- Tom eve giden son çocuktu.
- The kid is old enough to go to school.
- Çocuk okula gidecek kadar büyük.
- Tom was a scrawny kid.
- Tom cılız bir çocuktu.
- Tom has his kid with him.
- Tom onun çocuğuna onunla sahip.
- Tom was a plain, ordinary kid.
- Tom sade, sıradan bir çocuktu.
- You're a strange kid.
- Sen tuhaf bir çocuksun.
- You knew me when I was a kid.
- Çocukluğumda beni tanıyordun.
- Tom didn't want Mary to play with his kid.
- Tom Mary'nin onun çocuğuyla oynamasını istemiyordu.
- Tom seems like a great kid.
- Tom harika bir çocuk gibi görünüyor.
- You're a nice kid.
- Sen iyi bir çocuksun.
- Tom isn't a scrawny kid.
- Tom cılız bir çocuk değil.
- I feel like a little kid.
- Kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyorum.
- The teacher said I'm a smart kid.
- Öğretmen zeki bir çocuk olduğumu söyledi.
- You're a clever kid.
- Sen zeki bir çocuksun.
- I feel like a kid again.
- Kendimi yine bir çocuk gibi hissediyorum.
- Tom didn't want Mary to play with his kid.
- Tom, Mary'nin çocuğuyla oynamasını istemedi.
- Tom is a great kid, isn't he?
- Tom harika bir çocuk, değil mi?
- I know this kid you don't know.
- Senin tanımadığın bu çocuğu tanıyorum.
- I'm not a kid.
- Çocuk değilim.
- You're a smart kid, aren't you?
- Sen akıllı bir çocuksun, değil mi?
- Tom keeps treating me like a kid.
- Tom bana bir çocuk gibi davranmaya devam ediyor.
- What a cute kid!
- Ne sevimli bir çocuk!
- This is no place for a three-year-old kid.
- Burası üç yaşındaki bir çocuğa göre bir yer değildir.
- Tom said his son was a good kid.
- Tom oğlunun iyi bir çocuk olduğunu söyledi.
- This kid is wearing shorts.
- Bu çocuk şort giyiyor.
- We're not ready to have a kid now.
- Şu an çocuk yapmaya hazır değiliz.
- Who gives something like that to a kid?
- Kim bir çocuğa böyle bir şey verir ki?
- She bought a toy for the kid.
- Çocuğa bir oyuncak aldı.
- We pay the kid next door to mow our lawn.
- Çimlerimizi biçmesi için yandaki çocuğa para ödüyoruz.
- I wish my kid behaved as well as my dog.
- Keşke çocuğum da köpeğim gibi uslu dursaydı.
- Who's your favorite kid?
- En sevdiğin çocuğun kim?
- I don't like that fat kid who ate your lunch.
- Senin öğle yemeğini yiyen o şişman çocuğu sevmiyorum.
- That kid is so bad.
- Bu çocuk çok kötü.
- Tom is a strong kid, isn't he?
- Tom güçlü bir çocuk, değil mi?
- That kid got a slap from his mother for being rude.
- O çocuk kaba davrandığı için annesinden bir tokat yedi.
- Tom is a bright kid.
- Tom zeki bir çocuk.
- Tom seemed like a great kid.
- Tom harika bir çocuğa benziyordu.
- She bought a toy for the kid.
- O, çocuk için bir oyuncak aldı.
- Everyone looked for the missing kid.
- Herkes kayıp çocuğu arıyordu.
- This kid is smarter than average.
- Bu çocuk vasattan daha zeki.
- I had a hard time putting the kid to bed.
- Çocuğu yatırırken çok zorlandım.
- Mary has a kid.
- Mary'nin bir çocuğu var.
- I am this kid's companion.
- Ben bu çocuğun arkadaşıyım.
- I'm sick and tired of being called a kid.
- Bana çocuk denmesinden bıktım usandım.
- Tom was a plain, ordinary kid.
- Tom düz, sıradan bir çocuktu.
- The kid kept all of his coins in a piggy bank.
- Çocuk bütün paralarını bir kumbarada saklıyordu.
- Tom is just a kid.
- Tom sadece bir çocuk.
- He has a kid.
- Onun bir çocuğu var.
- The kid has already gone to bed.
- Çocuk zaten yatağa gitti.
- Tom is still just a kid.
- Tom hâlâ sadece bir çocuk.
- That kid kept crying for hours.
- O çocuk, saatlerce ağlamaya devam etti.
- Tom isn't a little kid.
- Tom küçük bir çocuk değil.
- Tom seems like a decent kid.
- Tom iyi bir çocuğa benziyor.
- Quit behaving like a kid.
- Bir çocuk gibi davranmayı bırak.
- Tom is a nice kid.
- Tom iyi bir çocuk.
- I can't believe Tom named his kid after you.
- Tom'un çocuğuna senin adını koyduğuna inanamıyorum.
- We have a kid.
- Bizim bir çocuğumuz var.
- Tom is a strong kid.
- Tom güçlü bir çocuk.
- I'm not a kid anymore.
- Artık çocuk değilim.
- You should build a fire under the kid.
- Çocuğu harekete geçirmelisin.
- Tom is just a kid.
- Tom tam bir çocuk.
- Tom is the tallest kid in his class.
- Tom sınıfındaki en uzun çocuk.
- Tom sounds like a pretty cool kid.
- Tom oldukça havalı bir çocuğa benziyor.
- Tom is a clever kid.
- Tom akıllı bir çocuk.
- Tom was a crazy kid.
- Tom deli bir çocuktu.
- Tom is a friendly kid, isn't he?
- Tom arkadaş canlısı bir çocuk, değil mi?
- You're a pretty smart kid.
- Sen çok akıllı bir çocuksun.
- Tom is a lazy kid.
- Tom tembel bir çocuk.
- Compared to you, Tom is just a kid.
- Seninle karşılaştırıldığında, Tom sadece bir çocuk.
- Our kid can't even crawl yet.
- Çocuğumuz henüz emekleyemiyor bile.
- How can you do this to a kid?
- Bir çocuğa bunu nasıl yaparsınız?
- I always said Tom was a smart kid.
- Her zaman Tom'un zeki bir çocuk olduğunu söylerim.
- I hated spinach when I was a kid.
- Çocukken ıspanaktan nefret ederdim.
- You have a kid, don't you?
- Çocuğun var, değil mi?
- You're a lazy kid.
- Sen tembel bir çocuksun.
- You're a cute kid.
- Çok tatlı bir çocuksun.
- Tom is the dumbest kid in the class.
- Tom sınıfta en aptal çocuk.
- Tom wasn't a bad kid.
- Tom kötü bir çocuk değildi.
- He has one kid.
- Onun bir çocuğu var.
- I heard that Tom didn't swim very often when he was a kid.
- Tom'un çocukken çok sık yüzmediğini duydum.
- I'm still a kid.
- Ben hâlâ bir çocuğum.
- Put the kid into these clothes.
- Çocuğa bu kıyafetleri giydir.
- You're a good kid, Tom.
- Sen iyi bir çocuksun, Tom.
- I heard that she got married and she had a kid.
- Evlendiğini ve bir çocuğu olduğunu duydum.
- I think Tom is a really nice kid.
- Bence Tom gerçekten güzel bir çocuk.
- Tom is still just a kid, so let's forgive him.
- Tom hâlâ sadece bir çocuk, bu nedenle onu bağışlayalım.
- You're a pretty smart kid, aren't you?
- Sen çok zeki bir çocuksun, değil mi?
- I was good at kickball when I was a kid.
- Ben çocukluğumda kickball'da iyiydim.
- Tom is a strange kid.
- Tom tuhaf bir çocuk.
- You're not a kid anymore, you can take care of yourself.
- Artık çocuk değilsin, kendi başının çaresine bakabilirsin.
- Tom treats me like I'm still a kid.
- Tom bana hâlâ bir çocukmuşum gibi davranıyor.
- Tom was such a cute kid.
- Tom çok şirin bir çocuktu.
- The kid is peeing.
- Çocuk çiş yapıyor.
- Who gives something like that to a kid?
- Öyle bir şeyi bir çocuğa kim verir?
- I am this kid's companion.
- Ben bu çocuğun yoldaşıyım.
- Tom has his kid with him.
- Tom'un yanında çocuğu var.
- I lived in Boston when I was a kid.
- Bir çocukken Boston'da yaşadım.
- A kid was outdoors and played with a ball.
- Bir çocuk dışarıdaydı ve topla oynuyordu.
- Behave yourself, kid!
- Kendine gel, çocuk!
- You're a pretty tough kid, aren't you?
- Sen çok sert bir çocuksun, değil mi?
- Tom is a strange kid.
- Tom tuhaf bir çocuktur.
- We had a kid just last year.
- Daha geçen yıl bir çocuğumuz oldu.
- The kid kept all of his money in a piggy bank.
- Çocuk tüm parasını bir kumbarada tuttu.
- Tom has a kid.
- Tom'un bir çocuğu var.
- Tom is a clever kid.
- Tom zeki bir çocuk.
- Tom is the nicest kid I've ever met.
- Tom hayatımda tanıdığım en iyi çocuk.
- My kid was in the car.
- Çocuğum arabadaydı.
- This is no place for a three-year-old kid.
- Burası üç yaşındaki bir çocuğa göre bir yer değil.
- Tom is my kid.
- Tom benim çocuğum.
- Tom was the last kid to go home.
- Tom eve gidecek son çocuktu.
- Did your father hug you much when you were a kid?
- Bir çocukken baban size çok sarılır mıydı.
- This is my kid.
- Bu benim çocuğum.
- Sami is an unusual kid.
- Sami sıra dışı bir çocuk.
- I have a kid that goes to the high school.
- Liseye giden bir çocuğum var.
- Tom is by far the smartest kid in our class.
- Tom bugüne kadar sınıfımızda en zeki çocuk.
- I think Tom is a really nice kid.
- Bence Tom gerçekten iyi bir çocuk.
- I'm just a kid.
- Ben sadece bir çocuğum.
- Tom was a normal kid.
- Tom normal bir çocuktu.
- My kid is shy around strangers and always hides behind me.
- Çocuğum yabancıların yanında utangaçtır ve hep arkama saklanır.
- Tom is a smart kid.
- Tom akıllı bir çocuk.
- Sami is an unusual kid.
- Sami alışılmadık bir çocuktur.
- I moved here when I was just a kid.
- Ben sadece bir çocukken buraya taşındım.
- The kid kept all of his money in a piggy bank.
- Çocuk bütün parasını bir kumbarada saklıyordu.
- Tom is just a big kid.
- Tom sadece büyük bir çocuk.
- Pizza is the kid's favorite meal.
- Pizza çocuğun en sevdiği yemektir.
- I wasn't a very good kid.
- Ben çok iyi bir çocuk değildim.
- The kid is drinking the milk.
- Çocuk sütü içiyor.
- I know this kid you don't know.
- Bu çocuğu tanımadığını biliyorum.
- Tom is a smart kid, isn't he?
- Tom zeki bir çocuk, değil mi?
- I learned that when I was a kid.
- Onu bir çocukken öğrendim.
- Whose kid is that?
- Kimin çocuğu bu?
- Tom is a kid.
- Tom bir çocuk.
- Tom used to be the most popular kid in the class.
- Tom sınıftaki en popüler çocuktu.
- I can't believe that you were the smartest kid in your class.
- Sınıfındaki en zeki çocuk olduğuna inanamıyorum.
- The kid was pretty good.
- Çocuk oldukça iyiydi.
- I read this book when I was a kid.
- Bu kitabı çocukken okumuştum.
- You're a really nice kid.
- Sen gerçekten çok hoş bir çocuksun.
- You're not a kid anymore.
- Sen artık bir çocuk değilsin.
- I was a creative kid.
- Ben yaratıcı bir çocuktum.
- Tom certainly is a talented kid.
- Tom kesinlikle yetenekli bir çocuk.
- Tom is a very nice kid.
- Tom çok iyi bir çocuk.
- Tom seemed like a good kid.
- Tom iyi bir çocuk gibi görünüyordu.
- Tom was a crazy kid.
- Tom haşarı bir çocuktu.
- Tom's a bright kid.
- Tom zeki bir çocuk.
- Tom is a scrawny kid.
- Tom cılız bir çocuk.
- You're a smart kid, aren't you?
- Zeki bir çocuksun, değil mi?
- I can't believe Tom named his kid after you.
- Tom'un çocuğuna senin adını verdiğine inanamıyorum.
- Tom is a nice kid, isn't he?
- Tom iyi bir çocuk, değil mi?
- You have a kid, don't you?
- Bir çocuğun var, değil mi?
- I was a scrawny kid.
- Cılız bir çocuktum.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
- Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- The kid vomited.
- Çocuk kustu.
- Tom wasn't the most popular kid in school, but he had a lot of friends.
- Tom okulda en popüler çocuk değildi ama bir sürü arkadaşı vardı.
- She bought a toy for the kid.
- Çocuk için bir oyuncak aldı.
- Who do you think is the smartest kid in your class?
- Sence sınıfındaki en zeki çocuk kim?
- I came here when I was a kid.
- Buraya çocukken geldim.
- Sami was a rich kid.
- Sami zengin bir çocuktu.
- I'm still just a kid.
- Ben hâlâ bir çocuğum.
- You're a weird kid.
- Sen garip bir çocuksun.
- That's a big kid.
- Ne büyük bir çocuk.
- Tom is a smart kid, isn't he?
- Tom akıllı bir çocuk, değil mi?
- You're a good kid.
- Sen hoş bir çocuksun.
- Learn a bit from that kid.
- Şu çocuktan birazcık feyz al.
- You're a tough kid.
- Sen sert bir çocuksun.
- I had a dog when I was a kid.
- Ben bir çocukken bir köpeğe sahiptim.
- Whose kid is that?
- O kimin çocuğu?
- Tom isn't a scrawny kid.
- Tom çelimsiz bir çocuk değil.
- Is Tom your kid?
- Tom senin çocuğun mu?
- You're a smart kid.
- Sen zeki bir çocuksun.
- Tom is a rich kid.
- Tom zengin bir çocuktur.
- He is just a kid.
- O sadece bir çocuk.
- That kid kept crying for hours.
- O çocuk saatlerce ağladı.
- Tom is a rich kid.
- Tom zengin bir çocuk.
- Tom was such a good kid.
- Tom çok iyi bir çocuktu.
- You're a tough kid.
- Sen zorlu bir çocuksun.
- The kid rocked.
- Çocuk sallandı.
- Were you a funny kid?
- Sen komik bir çocuk muydun?
- Don't press your luck, kid.
- Şansını zorlama, çocuk.
- Tom was a good kid.
- Tom iyi bir çocuktu.
- I feel like a kid who suddenly realizes that Santa Claus doesn't exist.
- Noel Baba'nın var olmadığını aniden fark eden bir çocuk gibi hissediyorum.
- This park is a little kid's paradise.
- Bu park tam bir çocuk cenneti.
- You look like a kid.
- Çocuk gibi görünüyorsun.
- I'm told I was a cute kid.
- Bana sevimli bir çocuk olduğum söylendi.
Show More (608)
|
|
- Listen, kid, we're not fighting a war out there.
- Dinle, ufaklık, biz orada savaşmıyoruz.
- So keep your nose clean, kid.
- Bu yüzden beladan uzak dur, ufaklık.
- You know what, kid, maybe I'll stay the night.
- Biliyor musun, ufaklık, belki gece kalırım.
- I'm telling ya, kid, this is the great life.
- İnan bana, ufaklık, bu harika bir hayat.
- You were never meant to be someone's assistant, kid.
- Sen asla birinin yardımcısı olacak insan değilsin, ufaklık.
- Consider yourself relieved of your order, kid.
- Emri yerine getirdin kabul et sen, ufaklık.
- No, kid, 'cause I saw it too.
- Hayır ufaklık, çünkü ben de gördüm.
- Kid, come down here.
- Ufaklık, aşağıya gel.
- Stick to me, kid, and you'll wear diamonds.
- Benimle kal, ufaklık, seni elmaslarla donatayım.
- Hey, don't worry, kid.
- Hey, merak etme, ufaklık.
- This kid is like a pup with a bone.
- O ufaklık kemik bulmuş bir köpekçik gibi.
- Look, kid, I told you, it is a rumour.
- Bak ufaklık, sana söylüyorum, bu bir söylenti.
- Look, kid, we've all made mistakes.
- Bak, ufaklık, hepimiz hata yaparız.
- We've been through some tough ones before, kid.
- Daha önce de bazı zorluklar yaşadık ufaklık.
- Hey, kid, it's good to see you.
- Hey, ufaklık, seni görmek güzel.
- Well, if I must be a solitary drinker, good luck, kid.
- Eh, madem tek içen benim, iyi şanslar, ufaklık.
- I think you have your answer, kid.
- Sanırım aradığın cevap yine sende, ufaklık.
Show More (14)
|