lawmaking - English Turkish Sentences
English Turkish
lawmaking kanun yapma n.
  • Its entry into force brought about active European lawmaking.
  • Yürürlüğe girmesi aktif bir Avrupa kanun yapımını beraberinde getirmiştir.
  • This represents a first step towards the European Union's lawmaking becoming more modern.
  • Bu, Avrupa Birliği'nin kanun yapma sürecinin daha modern hale gelmesine yönelik ilk adımı temsil etmektedir.
  • What we demand of the Council is complete transparency in all aspects of the lawmaking process.
  • Konsey'den talebimiz ise kanun yapma sürecinin her alanında tam bir şeffaflık.
Show More (4)
lawmaking yasa yapma n.
  • Another important aspect has to do with making lawmaking simpler.
  • Bir başka önemli husus da yasa yapımının daha basit hale getirilmesiyle ilgilidir.
  • Briefly, it aims at more transparent, efficient and cost-effective lawmaking.
  • Kısaca, daha şeffaf, etkin ve düşük maliyetli yasa yapımını hedefliyor.
  • What we demand of the Council is complete transparency in all aspects of the lawmaking process.
  • Konsey'den talep ettiğimiz şey yasa yapma sürecinin tüm yönleriyle tam bir şeffaflık içinde yürütülmesidir.
Show More (0)