|
- She applied her favourite shade of lipstick before heading out for the night.
- Dışarı çıkmadan önce en sevdiği rujunu sürdü.
- Most, though, would agree that there is a sufficient choice of soaps, deodorants, perfumes, and lipsticks.
- Yine de çoğu kişi sabun, deodorant, parfüm ve ruj seçeneklerinin yeterli olduğu konusunda hemfikirdir.
- Elka, you can't trade me for lipstick.
- Elka, beni rujla değiş tokuş edemezsin.
- Elka, you can't trade me for lipstick.
- Elka, beni bir rujla takas edemezsin.
- And the darker lipstick colors are also not quite for me.
- Koyu ruj renkleri de pek bana göre değil.
- Elka, you can't trade me for lipstick.
- Elka, rujla beni takas edemezsin.
- What is this lipstick trace on your shirt?
- Gömleğindeki bu ruj izi de ne?
- I like the color of your lipstick.
- Rujunun rengini beğendim.
- Mary unscrewed her lipstick.
- Mary rujunu açtı.
- Mary put on some more lipstick.
- Mary biraz daha ruj sürdü.
- You have lipstick on your cheek.
- Yanağında ruj izi var.
- Mary put on some lipstick.
- Mary ruj sürmüştü.
- Mary wiped off her lipstick.
- Mary rujunu sildi.
- What's your favorite lipstick brand?
- Favori ruj markan hangisi?
- Mary redid her lipstick.
- Mary rujunu tazeledi.
- She puts on a lot of lipstick when applying make up.
- Makyaj yaparken çok fazla ruj sürüyor.
- She redid her lipstick.
- Rujunu yeniledi.
- Mary put on some lipstick.
- Mary biraz ruj sürdü.
- Brian has bought Kate some lipstick.
- Brian Kate için birkaç ruj satın aldı.
- Tom bought some lipstick for Mary.
- Tom, Mary için ruj aldı.
- What is this lipstick trace on your shirt?
- Gömleğindeki bu ruj izi ne?
- Your lipstick's smeared.
- Rujun bulaşmış.
- Please, don't wear this lipstick again.
- Lütfen, bu ruju bir daha sürme.
- Please, don't wear this lipstick again.
- Lütfen, bir daha bu ruju sürme.
- Mary's lipstick is smeared.
- Mary'nin ruju bulaşmış.
- Lipstick is prohibited at school.
- Okulda ruj sürmek yasak.
- Brian bought a lipstick for Kate.
- Brian, Kate için bir ruj satın aldı.
- My favorite color of lipstick is pink.
- Benim en sevdiğim ruj rengi pembedir.
- Your lipstick's smeared.
- Senin rujun bulaşmış.
- What's your favorite lipstick color?
- Favori ruj rengin hangisi?
- Brian bought a lipstick for Kate.
- Brian, Kate için bir ruj aldı.
- She redid her lipstick.
- O, rujunu tazeledi.
- Mary redid her lipstick.
- Mary rujunu yeniledi.
- I like the color of your lipstick.
- Rujunun rengini beğeniyorum.
- I'm looking for a lipstick to go with this nail polish.
- Bu ojeyle gidecek bir ruj arıyorum.
- Brian has bought Kate some lipstick.
- Brian, Kate'e ruj almış.
- You have lipstick on your teeth.
- Dişinde ruj var.
- Lipstick is prohibited at school.
- Okulda ruj sürmek yasaktır.
- He paid $20 for the lipstick.
- Ruj için 20 dolar ödedi.
- You have lipstick on your cheek.
- Yanağında ruj lekesi var.
- He paid $20 for the lipstick.
- O, ruj için 20 dolar ödedi.
- You have lipstick on your teeth.
- Dişlerinde ruj izi var.
- What's your favorite lipstick color?
- En sevdiğin ruj rengi ne?
- Brian bought some lipstick for Kate.
- Brian, Kate için bir ruj satın aldı.
- Mary unscrewed her lipstick.
- Mary rujunu çıkardı.
- My favorite color of lipstick is pink.
- En sevdiğim ruj rengi pembedir.
- I'm looking for a lipstick to go with this nail polish.
- Bu ojeye uyacak bir ruj arıyorum.
- Brian bought some lipstick for Kate.
- Brian, Kate için ruj aldı.
- Emo people wear black lipstick.
- Emolar siyah ruj sürerler.
- Emo people wear black lipstick.
- Emo insanlar siyah ruj sürer.
- What's your favorite lipstick brand?
- En sevdiğin ruj markası hangisi?
Show More (48)
|
