|
- Tomatoes weren't on the list you gave me.
- Bana verdiğin listede domates yoktu.
- The list of pollutants from air transport is a long one.
- Hava taşımacılığından kaynaklanan kirleticilerin listesi uzun bir liste.
- We are making a start this year at micro level by asking all the institutions to draw up a list of negative priorities.
- Bu yıl mikro düzeyde bir başlangıç yaparak tüm kurumlardan olumsuz öncelikler listesi hazırlamalarını istiyoruz.
- Animal feeds are, after all, food, and we need the positive list.
- Hayvan yemleri sonuçta gıdadır ve pozitif listeye ihtiyacımız var.
- The Commission is convinced of the usefulness of a positive list.
- Komisyon, pozitif bir listenin faydalı olacağına inanmaktadır.
- We have now lost the first species on our list of protected species.
- Şu anda koruma altındaki türler listemizdeki ilk türü kaybetmiş durumdayız.
- There is also an extensive list of decisions outstanding in the field of cooperation over criminal issues.
- Ayrıca cezai konularda iş birliği alanında bekleyen kapsamlı bir karar listesi bulunmaktadır.
- The voting list shows that Amendment No 3 should be voted first.
- Oylama listesi, 3 No.lu Değişikliğin ilk olarak oylanması gerektiğini göstermektedir.
- Every list that obtains seats, even if this is only one, is recognised as a group.
- Sadece bir tane bile olsa sandalye elde eden her liste bir grup olarak kabul edilir.
- As a result, the European Union list is obviously not ready.
- Sonuç olarak, Avrupa Birliği listesinin hazır olmadığı açıktır.
- For the completion of this list, the Commission presented three options for discussion.
- Bu listenin tamamlanması için Komisyon tartışmaya üç seçenek sunmuştur.
- I would like to ask whether they would like to go through their own amendment list one more time.
- Kendi değişiklik listelerini bir kez daha gözden geçirmek isteyip istemediklerini sormak istiyorum.
- It does not, however, mean deleting any additives from the list.
- Ancak bu, listeden herhangi bir katkı maddesinin silinmesi anlamına gelmez.
- It is indicated in today's voting list.
- Bugünkü oylama listesinde belirtilmiştir.
- Eleven of the 13 ships figure on their priority list of the 40 ships in the worst condition.
- 13 gemiden on biri, en kötü durumdaki 40 gemiden oluşan öncelik listesinde yer almaktadır.
- Of course, the positive list does not mean that we have nothing to worry about.
- Elbette olumlu liste endişelenecek bir şey olmadığı anlamına gelmiyor.
- I would like to request that the vote on the Damião report on asbestos be added to the voting list today.
- Asbestle ilgili Damião raporuna ilişkin oylamanın bugünkü oylama listesine eklenmesini talep ediyorum.
- For most, it comes very low down on their list of priorities.
- Çoğu için bu, öncelikler listesinde çok alt sıralarda yer alır.
- Therefore, I would hope we could include this on the voting list tomorrow.
- Bu nedenle, bunu yarınki oylama listesine dahil edebileceğimizi umuyorum.
- A positive list means that substances that are not on the list are forbidden.
- Pozitif liste, listede yer almayan maddelerin yasak olduğu anlamına gelir.
- Second, the review and update of the list of allergenic ingredients to reflect scientific advances.
- İkincisi, bilimsel gelişmeleri yansıtmak üzere alerjen maddeler listesinin gözden geçirilmesi ve güncellenmesi.
- Comprehensive international commitment and a clear list of demands are therefore needed.
- Bu nedenle kapsamlı bir uluslararası taahhüde ve net bir talep listesine ihtiyaç vardır.
- There is no point in repeating the list of shortcomings in the action plan adopted.
- Kabul edilen eylem planındaki eksikliklerin listesini tekrarlamanın bir anlamı yok.
- At the top of the list were the United States, Canada and then the UK.
- Listenin başında Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve ardından İngiltere yer aldı.
- The voting list shows that Amendment No 3 should be voted first.
- Oylama listesi, 3 No'lu Değişikliğin ilk olarak oylanması gerektiğini göstermektedir.
- I will not go through the entire list of points, however.
- Bununla birlikte, tüm hususlar listesinin üzerinden geçmeyeceğim.
- What is the status of the European list of ports that are likely to receive doomed ships?
- Mahvolmuş gemileri kabul etmesi muhtemel Avrupa limanları listesinin durumu nedir?
- Thank you for amending the list of speakers so that I could rise as well.
- Benim de ayağa kalkabilmem için konuşmacı listesini değiştirdiğiniz için teşekkür ederim.
- When does the Council intend to remove the People's Mujahedeen from the list of terrorist organisations?
- Konsey, Halkın Mücahitleri'ni terör örgütleri listesinden ne zaman çıkarmayı planlıyor?
- It would appear that there is going to be a new list, known as the quick-start list.
- Görünüşe göre hızlı başlangıç listesi olarak bilinen yeni bir liste oluşturulacak.
- Therefore, the very medicines we are discussing are excluded from the list in question.
- Bu nedenle tartışmakta olduğumuz ilaçlar söz konusu listeden çıkarılmıştır.
- Moreover, we have reservations as to whether such a list can in practice be used at all.
- Ayrıca böyle bir listenin pratikte kullanılıp kullanılamayacağı konusunda çekincelerimiz var.
- Third, the addition of celery and mustard and their derived products to the list of allergenic substances.
- Üçüncü olarak, kereviz, hardal ve bunlardan elde edilen ürünlerin alerjen maddeler listesine eklenmesi.
- I would therefore prefer it if there were no list of these occupations.
- Bu nedenle bu mesleklerin bir listesinin olmamasını tercih ederim.
- I therefore strongly urge support for my amendment on the continuous monitoring of the list.
- Bu nedenle, listenin sürekli izlenmesine ilişkin değişikliğimin desteklenmesini şiddetle tavsiye ediyorum.
- Moreover, there would inevitably be a long discussion on the potential beneficiaries to be included in the list.
- Ayrıca, listeye dahil edilecek potansiyel faydalanıcılar konusunda uzun bir tartışma yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
- They call for a positive list.
- Olumlu bir liste çağrısında bulunuyorlar.
- The list of partners is no less impressive than that of any previous initiative.
- Ortakların listesi daha önceki girişimlerden daha az etkileyici değildir.
- This amendment seeks to extend the list of terrorist organisations to a number of organisations.
- Bu değişiklik terör örgütleri listesini bir dizi örgütü kapsayacak şekilde genişletmeyi amaçlamaktadır.
- The United States has issued the Commission with a list of 27 individuals and organisations.
- ABD, Komisyona 27 kişi ve kuruluştan oluşan bir liste vermiştir.
- It is a non-exhaustive list because of space.
- Yer nedeniyle kapsamlı olmayan bir liste.
- Finally, the third trap that was avoided was the victim list.
- Son olarak, kaçınılan üçüncü tuzak kurban listesiydi.
- Let us have an end to the laundry list economic summit!
- Çamaşır listesi ekonomik zirvesine bir son verelim!
- The Commission will shortly present the study which has been undertaken on the positive list.
- Komisyon, pozitif liste üzerinde yürüttüğü çalışmayı kısa süre içinde sunacaktır.
- I have a list of several who wish to ask supplementary questions.
- Ek soru sormak isteyen birkaç kişinin listesi elimde.
- Naturally we do not need a WHO list for this; subsidiarity will apply as usual.
- Doğal olarak bunun için bir DSÖ listesine ihtiyacımız yok; her zamanki gibi yetki ikamesi geçerli olacaktır.
- We are, of course, concerned that the list of projects does not enjoy adequate financial backing.
- Elbette, proje listesinin yeterli mali desteğe sahip olmamasından endişe duyuyoruz.
- It is a non-exhaustive list because of space.
- Yer nedeniyle kapsamlı olmayan bir listedir.
- A whole raft of amendments has been tabled to expand the list of derogations.
- Derogasyonlar listesini genişletmek üzere bir dizi değişiklik önergesi sunulmuştur.
- There is no Europe-wide mandatory list governing the broadcasting of sporting events.
- Spor etkinliklerinin yayınlanmasını düzenleyen Avrupa çapında zorunlu bir liste bulunmamaktadır.
- I have a list of several who wish to ask supplementary questions.
- Elimde ek soru sormak isteyen birkaç kişinin listesi var.
- My questions relate to the positive list for animal feed.
- Sorularım hayvan yemi için pozitif liste ile ilgilidir.
- There is also an extensive list of decisions outstanding in the field of cooperation over criminal issues.
- Cezai konularda işbirliği alanında öne çıkan kararların kapsamlı bir listesi de bulunmaktadır.
- I hope it can be added to the voting list today.
- Umarım bugün oylama listesine eklenebilir.
- This is not about ticking a list and automatically giving a fail if five minuses appear on that list.
- Bu, bir listeyi işaretlemek ve o listede beş eksi çıkarsa otomatik olarak başarısız saymakla ilgili değildir.
- We would like to extend this list.
- Bu listeyi genişletmek istiyoruz.
- Afghanistan was on the list of forgotten countries before 11 September.
- Afganistan 11 Eylül'den önce de unutulmuş ülkeler listesindeydi.
- In addition, all the names on the list are easily identifiable as Arabic/Muslim.
- Ayrıca listedeki tüm isimler kolaylıkla Arap/Müslüman olarak tanımlanabilir.
- The credibility of the European Union does not depend on a to-do list, but on whether or not we keep our promises.
- Avrupa Birliği'nin güvenilirliği yapılacaklar listesine değil, verdiğimiz sözleri tutup tutmadığımıza bağlıdır.
- They have come up with only a unilateral solution and a narrow list.
- Sadece tek taraflı bir çözüm ve dar bir liste ile ortaya çıktılar.
- In your report, you call for a list of sanctions to be drawn up.
- Raporunuzda bir yaptırım listesi hazırlanması çağrısında bulunuyorsunuz.
- This amendment seeks to extend the list of terrorist organisations to a number of organisations.
- Bu değişiklik, terör örgütleri listesini bir dizi örgütü kapsayacak şekilde genişletmeyi amaçlamaktadır.
- They did not need a white list.
- Beyaz listeye ihtiyaçları yoktu.
- Your report contains no reference to an EU-wide list of safe third states and states of origin.
- Raporunuzda AB çapında bir güvenli üçüncü dünya ülkeleri ve menşe ülkeler listesine atıfta bulunulmamaktadır.
- We are therefore against the topic of North Korea being removed from the list of topical and urgent matters for debate.
- Bu nedenle Kuzey Kore konusunun güncel ve acil tartışma konuları listesinden çıkarılmasına karşıyız.
- You would think twice before putting the USA on a list of this kind.
- ABD'yi bu tür bir listeye koymadan önce iki kez düşünürsünüz.
- But we should bear in mind that a positive list would not include MPA.
- Ancak olumlu bir listenin MPA'yı içermeyeceğini unutmamalıyız.
- At times it appears to be addictive, as that list gets longer and longer.
- Bu liste uzadıkça zaman zaman bağımlılık yapıyor gibi görünüyor.
- One of the committee's most important tasks will be to set up a list of herbal substances.
- Komitenin en önemli görevlerinden biri bitkisel maddelerin bir listesini oluşturmak olacaktır.
- The voting list shows that Amendment No 3 should be voted first.
- Oylama listesi 3 No'lu Değişikliğin ilk olarak oylanması gerektiğini gösteriyor.
- Thirdly, there is the positive list.
- Üçüncü olarak, pozitif liste var.
- In other words, we feel that the summit declaration is a list of missing items and missed opportunities.
- Başka bir deyişle, zirve bildirgesinin eksik maddeler ve kaçırılmış fırsatlar listesi olduğunu düşünüyoruz.
- That full list will be published in the Minutes of today's sitting.
- Bu listenin tamamı bugünkü oturum tutanaklarında yayınlanacaktır.
- To avoid admitting this, the text begins by saying that the European Parliament has the right to draw up a list.
- Bunu kabul etmemek için metin, Avrupa Parlamentosu'nun bir liste hazırlama hakkına sahip olduğunu söyleyerek başlıyor.
- The government lets them do as they will and the list of the dead gets longer.
- Hükûmet istediklerini yapmalarına izin veriyor ve ölülerin listesi uzuyor.
- I may have missed it in the list she gave out.
- Verdiği listede gözden kaçırmış olabilirim.
- The rapporteur proposes a long list of measures, including better application of the existing legislation in the area.
- Raportör, bu alandaki mevcut mevzuatın daha iyi uygulanması da dahil olmak üzere uzun bir önlemler listesi önermektedir.
- The proposal added a further two sweeteners to the positive list of permitted sweeteners.
- Öneri, izin verilen tatlandırıcıların pozitif listesine iki tatlandırıcı daha eklemiştir.
- Of course, it ratified the list of the ten new future members of the European Union, which is wonderful!
- Tabii ki, Avrupa Birliği'nin gelecekteki on yeni üyesinin listesini onayladı, ki bu harika!
- There is insufficient time to dwell on the matters on the agenda, but the list is not really that important.
- Gündemdeki konular üzerinde durmak için yeterli zaman yok ancak liste gerçekten o kadar da önemli değil.
- The Council proposed that the beneficiaries should be named in a list annexed to each programme for 2004.
- Konsey, yararlanıcıların 2004 yılı için her programa ekli bir listede belirtilmesini önermiştir.
- This list of activities is very restrictive.
- Bu faaliyet listesi çok kısıtlayıcıdır.
- Now we are in the process of putting a vital player in a peace process on the EU's list of terrorist organisations.
- Şimdi de barış sürecinin hayati bir aktörünü AB'nin terör örgütleri listesine alma sürecindeyiz.
- That is why it appears on the parliamentary staff's list of votes.
- Bu nedenle parlamento personelinin oy listesinde yer alıyor.
- This will result in a list that is a little one-sided from a geographical point of view.
- Bu, coğrafi açıdan biraz tek taraflı bir listeyle sonuçlanacaktır.
- There is always something that can be done with it, and why should it not be included in a list of measures?
- Bu konuda her zaman yapılabilecek bir şeyler vardır ve bu neden bir tedbirler listesine dahil edilmesin?
- The Commission is seeking a reduction in the list of 39 data elements from the United States.
- Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri'nden 39 veri unsurundan oluşan listenin azaltılmasını istemektedir.
- It does not make sense for us to follow the voting list, because we would then have to vote on the same content twice.
- Oylama listesini takip etmemiz mantıklı değil çünkü bu durumda aynı içeriği iki kez oylamak zorunda kalacağız.
- We would also like to have a positive list of additives.
- Ayrıca pozitif bir katkı maddeleri listesine sahip olmak isterdik.
- With 17 chapters, Malta heads the list of those candidates which were able to open negotiations only in 2000.
- Malta, 17 fasılla müzakereleri ancak 2000 yılında açabilen adaylar listesinin başında yer almaktadır.
- This indicates how low down it has been on the list of our political priorities.
- Bu da konunun siyasi önceliklerimiz listesinde ne kadar alt sıralarda yer aldığını göstermektedir.
- This is noted also in the voting list.
- Bu husus oylama listesinde de belirtilmiştir.
- As the list is relatively short, I will comment on them all.
- Liste nispeten kısa olduğu için hepsi hakkında yorum yapacağım.
- Can the Council provide a list of ECHR judgments which Turkey continues to ignore?
- Konsey, Türkiye'nin görmezden gelmeye devam ettiği AİHM kararlarının bir listesini verebilir mi?
- They are in favour of the Council's approach with a positive list on the basis of the Europol mandate.
- Europol'ün yetkileri temelinde Konsey'in pozitif liste yaklaşımını destekliyorlar.
- The decision allowing for a list of people and organisations active in the European Union is significant.
- Avrupa Birliği'nde faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların bir listesinin çıkarılmasına imkan tanıyan karar önemlidir.
- It is my belief that Parliament must take part in the discussions on this list.
- Parlamentonun bu liste üzerindeki tartışmalara katılması gerektiğine inanıyorum.
- That will be the appropriate time to make any changes to the list of projects or the funding conditions.
- Proje listesinde veya finansman koşullarında herhangi bir değişiklik yapmak için uygun zaman bu olacaktır.
- Parliament requested a list of current fraud and corruption inquiries; again tick.
- Parlamento mevcut dolandırıcılık ve yolsuzluk soruşturmalarının bir listesini talep etti; yine onaylandı.
- On this occasion, however, the contents of this list are very important.
- Ancak bu vesileyle bu listenin içeriği çok önemlidir.
- It is very possible, moreover, that today or tomorrow we will continue to add to this doleful list.
- Dahası, bugün ya da yarın bu sıkıntılı listeye yenilerini eklememiz de çok olasıdır.
- At the moment the list is, as I say, a negative list and it is added to as required.
- Şu anda liste, dediğim gibi, negatif bir liste ve gerektiğinde eklemeler yapılıyor.
- Peat is not mentioned in the list of renewable energy sources.
- Turba, yenilenebilir enerji kaynakları listesinde yer almamaktadır.
- This is not about ticking a list and automatically giving a fail if five minuses appear on that list.
- Bu, bir listeyi işaretlemek ve bu listede beş eksi göründüğünde otomatik olarak başarısız olmak değildir.
- On this occasion, however, the contents of this list are very important.
- Ancak böyle bir durumda bu listenin içeriği büyük önem taşımaktadır.
- Safety, not the request for competences, must be top of the list.
- Yeterlilik talebi değil, güvenlik listenin başında yer almalıdır.
- This is why the Italian radicals of the Bonino List are going to vote for the directive.
- Bu nedenle Bonino Listesinin İtalyan radikalleri yönergeye oy verecekler.
- Personally, I hope others will be added to the list.
- Şahsen listeye başkalarının da ekleneceğini umuyorum.
- At present, the promotion of sustainable economic development is high on our list of priorities.
- Halihazırda, sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın desteklenmesi öncelikler listemizin üst sıralarında yer almaktadır.
- There is no point in repeating the list of shortcomings in the action plan adopted.
- Kabul edilen eylem planındaki eksikliklerin listesini tekrarlamanın bir anlamı yoktur.
- That is the addition and it is also in the voting list.
- Ekleme budur ve oylama listesinde de yer almaktadır.
- The list is extensive and we are taking it on trust.
- Liste oldukça kapsamlı ve biz de bu listeye güveniyoruz.
- We are not proposing a list of competences exclusive to the Member States.
- Üye Devletlere münhasır bir yetki listesi önermiyoruz.
- The origin of this list cannot be traced to any legal procedure whatsoever, but comes from the CIA.
- Bu listenin kaynağı herhangi bir yasal prosedüre dayandırılamaz ancak CIA'den gelmektedir.
- The intended work programme must be a political document and not an administrative list.
- Öngörülen çalışma programı idari bir liste değil, siyasi bir belge olmalıdır.
- We do not want a list of measures, that can come later.
- Bir tedbirler listesi istemiyoruz, bu daha sonra gelebilir.
- That will be the appropriate time to make any changes to the list of projects or the funding conditions.
- Bu, proje listesinde ya da finansman koşullarında herhangi bir değişiklik yapmak için uygun zaman olacaktır.
- What is first of all necessary is a list of priorities and, secondly of course, the funding.
- Öncelikle gerekli olan bir öncelikler listesi ve ikinci olarak da tabii ki finansmandır.
- Concentration on a new list of priority projects forms the core of this proposal.
- Yeni bir öncelikli projeler listesine odaklanılması bu teklifin özünü oluşturmaktadır.
- Some people wanted a list to be drawn up.
- Bazı kişiler bir liste hazırlanmasını istedi.
- However, a long list of measures is required in this area.
- Ancak, bu alanda uzun bir önlemler listesi gerekmektedir.
- A positive list should be given.
- Olumlu bir liste verilmelidir.
- As soon these are adopted, we will submit such a list to Parliament and to the Council.
- Bunlar kabul edilir edilmez, böyle bir listeyi Parlamento'ya ve Konsey'e sunacağız.
- The arrangements made as part of the Treaty of Stockholm are included in the list of prohibited products.
- Stockholm Antlaşması kapsamında yapılan düzenlemeler yasaklı ürünler listesinde yer almaktadır.
- Regrettably, I am unable to add the name of the Council and the Presidency to the list of those I would like to thank.
- Ne yazık ki, teşekkür etmek istediklerim listesine Konsey ve Başkanlığın adını ekleyemiyorum.
- It is also deeply tragic to have to place the US on the same list as the dictatorships.
- ABD'yi diktatörlüklerle aynı listeye koymak zorunda kalmak da son derece trajiktir.
- Safety, not the request for competences, must be top of the list.
- Listenin başında yetkinlik talebi değil, güvenlik yer almalıdır.
- This list of what we think are downright objectionable items of expenditure in the EU can be extended still further.
- AB'de düpedüz sakıncalı olduğunu düşündüğümüz bu harcama kalemleri listesi daha da uzatılabilir.
- At present there are organisations on our list which in fact no longer even exist.
- Şu anda listemizde aslında artık var olmayan kuruluşlar var.
- To sum up, this is a very long list, which needs to be closely examined.
- Özetle bu, yakından incelenmesi gereken çok uzun bir liste.
- There is also, however, a long list of omissions and missed opportunities.
- Bununla birlikte, uzun bir ihmaller ve kaçırılan fırsatlar listesi de var.
- The decision on the list of visas was taken two years ago.
- Vize listesine ilişkin karar iki yıl önce alınmıştır.
- According to the new list published in Turkey, Leyla Zana is a terrorist.
- Türkiye'de yayınlanan yeni listeye göre Leyla Zana bir teröristtir.
- Neither Greece nor Italy mentioned the Northern dimension in their list of priorities.
- Ne Yunanistan ne de İtalya öncelikler listesinde Kuzey boyutundan bahsetmemiştir.
- The Council's list of documents is to be complete and so also include texts distributed at the meetings of the Council.
- Konsey'in belge listesi eksiksiz olmalı ve dolayısıyla Konsey toplantılarında dağıtılan metinleri de içermelidir.
- Therefore, I would hope we could include this on the voting list tomorrow.
- Dolayısıyla bunu yarınki oylama listesine dahil edebileceğimizi umuyorum.
- We feel that the use of the system should not be limited to the diseases on this list.
- Sistemin kullanımının bu listedeki hastalıklarla sınırlı kalmaması gerektiğini düşünüyoruz.
- The Council's list of documents is to be complete and so also include texts distributed at the meetings of the Council.
- Konsey'in belge listesi eksiksiz olmalı ve Konsey toplantılarında dağıtılan metinleri de içermelidir.
- The services of the Bureau will supply this list to any of you who wish to have it.
- Başkanlık Divanı bu listeyi isteyen herkese sağlayacaktır.
- The list of Russian taboo topics of parliamentarian Yavlinsky can provide good service in this regard.
- Parlamenter Yavlinsky'nin Rus tabu konuları listesi bu konuda iyi bir hizmet sağlayabilir.
- The list of results makes impressive reading.
- Sonuçların listesi okuyanları oldukça etkilemektedir.
- This might well be higher on the list of priorities than a military solution.
- Bu, öncelikler listesinde askeri bir çözümden daha üst sıralarda yer alabilir.
- Thirdly, the list of products has been revised and a number of feedingstuffs have been included on the list.
- Üçüncü olarak ürün listesi revize edilmiş ve bir dizi yem maddesi listeye dahil edilmiştir.
- A full list of the Commission's position on each of the amendments is being provided to Parliament.
- Değişikliklerin her birine ilişkin Komisyon'un tutumunun tam listesi Parlamento'ya sunulmaktadır.
- It is precisely this procedure and this list that the Maij-Weggen report deals with.
- Maij-Weggen raporunun ele aldığı tam da bu prosedür ve bu listedir.
- The fishing effort is calculated on the basis of the list in Article 9.
- Balıkçılık çabası, Madde 9'daki liste temelinde hesaplanmaktadır.
- Let us add solidarity to this list.
- Bu listeye dayanışmayı da ekleyelim.
- Of course, it ratified the list of the ten new future members of the European Union, which is wonderful.
- Elbette Avrupa Birliği'nin gelecekteki on yeni üyesinin listesini onayladı ki bu harika bir şey.
- This provides a list of all such ombudsmen who can deal with any problems of that nature.
- Bu, bu tür sorunlarla ilgilenebilecek tüm ombudsmanların bir listesini sağlar.
- There is a mistake in our list of votes, which we are keen to put right.
- Oy listemizde bir hata var ve bunu düzeltmek istiyoruz.
- President of the Commission, I am speaking on behalf of the European radical Members of the Bonino List.
- Komisyon Başkanı, Bonino Listesinin Avrupalı radikal üyeleri adına konuşuyorum.
- I put in my report a list of rights that should be included in any UN convention.
- Raporumda herhangi bir BM sözleşmesinde yer alması gereken hakların bir listesini sundum.
- The EIB has published a list of projects at the assessment stage.
- AYB değerlendirme aşamasındaki projelerin bir listesini yayınlamıştır.
- That, at any rate, is what is in the voting list.
- Her halükarda oylama listesinde yer alan da budur.
- Just the list of desired amendments to the Convention text is 20 pages long.
- Sadece Sözleşme metninde yapılması istenen değişikliklerin listesi 20 sayfa uzunluğundadır.
- The list of results makes impressive reading.
- Sonuçlar listesi etkileyici bir okuma sunuyor.
- That is why my Group welcomes the inclusion of Hamas in the European list of terrorist organisations.
- İşte bu nedenle Grubum Hamas'ın Avrupa terör örgütleri listesine dahil edilmesini memnuniyetle karşılamaktadır.
- I should also like to add the demographic pressure of an uncontrollable and encroaching Islam to this list.
- Bu listeye bir de kontrol edilemeyen ve yayılmacı İslam'ın demografik baskısını eklemek isterim.
- The positive list was referred to by a number of people.
- Olumlu listeye birçok kişi tarafından atıfta bulunulmuştur.
- The decision on the list of visas was taken two years ago.
- Vize listesine ilişkin karar iki yıl önce alınmıştı.
- The responsible committee of the European Parliament is also proposing to add terrorism to this list, which seems wise.
- Avrupa Parlamentosu'nun sorumlu komitesi bu listeye terörizmi de eklemeyi öneriyor ki bu akıllıca görünüyor.
- It is my belief that Parliament must take part in the discussions on this list.
- Parlamentonun bu liste üzerindeki tartışmalarda yer alması gerektiğine inanıyorum.
- The list could go on and on.
- Liste uzayıp gidebilir.
- Above all, I object to the reiteration of this Parliament's demand for a pan-European top-up list.
- Her şeyden önce, bu Parlamentonun pan-Avrupa üst listesi talebinin yinelenmesine itiraz ediyorum.
- On what list are we going to put that?
- Bunu hangi listeye koyacağız?
- There is no Europe-wide mandatory list governing the broadcasting of sporting events.
- Spor müsabakalarının yayınlanmasını düzenleyen Avrupa çapında zorunlu bir liste bulunmamaktadır.
- Naturally we do not need a WHO list for this; subsidiarity will apply as usual.
- Doğal olarak bunun için bir WHO listesine ihtiyacımız yok; her zamanki gibi yetki ikamesi geçerli olacaktır.
- The list is extensive and we are taking it on trust.
- Liste oldukça kapsamlı ve biz de buna güveniyoruz.
- The Member States are agreed that the scope must be determined on the basis of a positive list of infringements.
- Üye Devletler, kapsamın pozitif bir ihlaller listesi temelinde belirlenmesi gerektiği konusunda mutabık kalmışlardır.
- It is rather a technical question, but it is ultimately important as regards our voting list.
- Bu oldukça teknik bir soru ama sonuçta oylama listemiz açısından önemli.
- This list of what we think are downright objectionable items of expenditure in the EU can be extended still further.
- AB'de düpedüz sakıncalı olduğunu düşündüğümüz harcama kalemlerine ilişkin bu liste daha da uzatılabilir.
- We readily support the proposal to produce a list of permitted ingredients.
- İzin verilen bileşenlerin bir listesinin oluşturulması önerisini de destekliyoruz.
- The June Movement does not wish to help extend the positive list of permitted sweeteners.
- Haziran Hareketi, izin verilen tatlandırıcıların pozitif listesinin genişletilmesine yardımcı olmak istememektedir.
- One of the key points on this list was the strengthening of police and judicial cooperation.
- Bu listedeki kilit noktalardan biri de polis ve adli işbirliğinin güçlendirilmesiydi.
- Moreover, there would inevitably be a long discussion on the potential beneficiaries to be included in the list.
- Ayrıca listeye dahil edilecek potansiyel faydalanıcılar konusunda uzun bir tartışma yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
- I should like to make a point about the PPE-DE recommended voting list.
- Avrupa Halk Partisi Grubu tarafından tavsiye edilen oylama listesi hakkında bir noktaya değinmek istiyorum.
- I do not think it right or proper that my colleague from the other committee is not also heading the list of speakers.
- Diğer komitedeki meslektaşımın da konuşmacılar listesinin başında yer almamasını doğru ya da uygun bulmuyorum.
- The EIB has published a list of projects at the assessment stage.
- AYB, değerlendirme aşamasındaki projelerin bir listesini yayınlamıştır.
- Our voting list does not seem to be following the same order as yours.
- Bizim oy listemiz sizinkiyle aynı sırayı takip etmiyor gibi görünüyor.
- This in an impressive list and the Commission, ECHO and the various aid organisations involved deserve credit.
- Bu etkileyici bir liste ve Komisyon, ECHO ve ilgili çeşitli yardım kuruluşları övgüyü hak ediyor.
- The first part of our resolutions generally comprises a list of old resolutions or international conventions.
- Kararlarımızın ilk bölümü genellikle eski kararların veya uluslararası sözleşmelerin bir listesinden oluşmaktadır.
- We therefore began searching through our membership, and we finally obtained the list we wanted and needed.
- Bu nedenle üyelerimizi araştırmaya başladık ve sonunda istediğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz listeyi elde ettik.
- Its move up the list of priorities is realistic and must of course be followed by tangible initiatives.
- Öncelikler listesinde üst sıralara taşınması gerçekçidir ve elbette bunu somut girişimler takip etmelidir.
- Finally, the third trap that was avoided was the victim list.
- Son olarak kaçınılan üçüncü tuzak kurban listesiydi.
- It should be a complete, closed, precise list of named products.
- Adı geçen ürünlerin eksiksiz, kapalı, kesin bir listesi olmalıdır.
- The interpretation of this list, to be found in Annex III, requires detailed guidelines.
- Ek III'te yer alan bu listenin yorumlanması ayrıntılı kılavuzlar gerektirmektedir.
- I hope that the entire list can be approved in that way.
- Umarım listenin tamamı bu şekilde onaylanabilir.
- This is just a clarification, for the amendment should be in your voting list anyway.
- Bu sadece bir açıklama, çünkü değişiklik zaten oy listenizde yer almalı.
- The positive list was referred to by a number of people.
- Olumlu listeye çok sayıda kişi atıfta bulundu.
- Your report contains no reference to an EU-wide list of safe third states and states of origin.
- Raporunuzda AB çapında bir güvenli üçüncü devletler ve menşe devletler listesine atıfta bulunulmamaktadır.
- It would be wrong to comment on possible changes until the list is ready, so I shall avoid doing that.
- Liste hazır olana kadar olası değişiklikler hakkında yorum yapmak yanlış olur, bu nedenle bunu yapmaktan kaçınacağım.
- The positive list to be produced by the end of 2002 should make that possible.
- 2002'nin sonuna kadar oluşturulacak pozitif liste bunu mümkün kılacaktır.
- Tom chose a song from the list and began singing it.
- Tom listeden bir şarkı seçti ve onu söylemeye başladı.
- But this is not the whole list of popular social networks.
- Ancak bu, popüler sosyal ağların tüm listesi değildir.
- Check out a short list of your achievements.
- Başarılarınızın kısa bir listesine göz atın.
- If so, you should check out our list.
- Eğer öyleyse, listemize göz atmalısınız.
- I have a whole list of favorites that you can have.
- Sahip olabileceğiniz favorilerin bende tam bir listesi var.
- Go ahead and check out the next name on the list.
- Devam edin ve listedeki bir sonraki isme göz atın.
- Here's the list of what you need to do this morning.
- İşte bu sabah yapmanız gerekenlerin listesi.
- Make sure your computer operating system and web browser are on the list of supported platforms.
- Bilgisayarınızın işletim sisteminin ve web tarayıcınızın desteklenen platformlar listesinde olduğundan emin olun.
- I guess the only thing I can do is check out every name on that list.
- Sanırım yapabileceğim tek şey listedeki her bir ismi kontrol etmek.
- Note the number of designs you want and bring this list to your BERNINA dealer with a USB flash drive.
- İstediğiniz tasarımların sayısını not edin ve bu listeyi bir USB flash sürücü ile BERNINA bayinize getirin.
- Check out the list of languages we specialize in.
- Uzman olduğumuz dillerin listesine göz atın.
- The flash drive containing the list of sleeper cells has been damaged, and he needs somebody to repair it.
- Uyuyan hücrelerin listesini içeren flash bellek hasar görmüş ve tamir etmesi için birine ihtiyacı var.
- He said the flash drive containing the list of sleeper cells had been damaged, and he needed somebody to repair it.
- Uyuyan hücrelerin listesini içeren flaş belleğin hasar gördüğünü ve tamir edecek birine ihtiyacı olduğunu söyledi.
- I picked up some bananas on the way home, so you can tick those off the list.
- Eve gelirken biraz muz aldım, bu yüzden onları listede işaretleyebilirsiniz.
- Tom chose a song from the list and began singing it.
- Tom listeden bir şarkı seçti ve söylemeye başladı.
- But this is not the whole list of popular social networks.
- Ancak bu, popüler sosyal ağların tam listesi değil.
- But this is not the whole list of popular social networks.
- Ancak bu popüler sosyal ağların tam listesi değil.
- The list included Tom.
- Listede Tom da var.
- On the page there was a list of phone numbers.
- Sayfada telefon numaralarının bir listesi vardı.
- Here's a list of our demands.
- İşte taleplerimizin bir listesi.
- Let's list all the reasons we shouldn't do that.
- Onu yapmamamız gereken bütün sebepleri listeleyelim.
- This is on the list of banned books.
- Bu, yasaklanmış kitaplar listesinde.
- Here's a list of what you need to buy.
- İşte almanız gerekenlerin listesi.
- Did you discuss any of the issues on our list?
- Listemizdeki konulardan herhangi birini tartıştın mı?
- Here's a list of what we need to buy.
- İşte almamız gerekenlerin listesi.
- Please take my name off the list.
- Lütfen adımı listeden çıkar.
- Tom has a list of things he needs to do.
- Tom'un yapması gereken şeylerin bir listesi var.
- My name was omitted from the list.
- Benim adım listeden çıkarılmış.
- A list of required hardware is available here.
- Gerekli donanımın listesi burada mevcut.
- I'm on the list.
- Ben de listedeyim.
- I want to learn all the words on this list by the middle of July.
- Bu listedeki tüm kelimeleri Temmuz ayının ortasına kadar öğrenmek istiyorum.
- You may choose what to eat from this list.
- Bu listeden ne yiyeceğinizi seçebilirsiniz.
- My name was omitted from the list.
- Adım listeden çıkartıldı.
- Here's a list of things I want you to do for me.
- İşte benim için yapmanı istediğim şeylerin bir listesi.
- Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Neden diller listesinde Maltaca yok?
- That list is secret.
- O liste gizli.
- Why is my name on this list?
- Benim adım neden bu listede?
- I'm the last person on your list, aren't I?
- Ben listendeki en son kişiyim, değil mi?
- Pick one of the items on this list.
- Bu listedeki öğelerden birini seçin.
- My list is quite long.
- Listem oldukça uzun.
- Put my name on the list.
- Adımı listeye koy.
- I wonder why they left my name off the list.
- Benim adımı neden listeye koymadıklarını merak ediyorum.
- Their names were erased from the list.
- İsimleri listeden silindi.
- I have a list of the thousand most-used words in French.
- Fransızcada en çok kullanılan binlerce sözcüğün bir listesine sahibim.
- It's on my list of things to do.
- Bu yapılacak şeyler listesinde.
- Here is your list of jobs.
- İşte iş listeniz.
- Cross Tom's name off the list.
- Tom'un ismini listeden düş.
- Do you want a list?
- Liste mi istiyorsun?
- Your name was on the list.
- İsmin listedeydi.
- That's quite an impressive list.
- Oldukça etkileyici bir liste.
- Who else is on that list?
- O listede başka kim var?
- You're on the list, aren't you?
- Sen de listedesin, değil mi?
- Cross me off the list!
- Beni listeden çıkar!
- Tom looked at the list.
- Tom listeye baktı.
- I don't care how long the list is.
- Listenin ne kadar uzun olduğu umurumda değil.
- You don't want to be on Santa Claus' naughty list.
- Noel Baba'nın yaramazlar listesinde olmak istemezsin.
- Your name has been removed from the list.
- Adınız listeden çıkarıldı.
- Who's next on your list?
- Listende bir sonraki kim?
- The list keeps getting longer.
- Liste uzamaya devam ediyor.
- Who's the next person on your list?
- Listendeki bir sonraki kişi kim?
- Unless they have a good wine list, I don't want to eat here.
- İyi bir şarap listeleri yoksa, burada yemek yemek istemiyorum.
- Solving your problem should be first on the list.
- Sorununuzu çözmek listenin ilk sırasında olmalı.
- Who's on your list?
- Listende kim var?
- Tom's name should be added to the list.
- Tom'un adı listeye eklenmeli.
- Here's the list Tom gave me.
- İşte Tom'un bana verdiği liste.
- Here's a list of people I want to invite to our wedding.
- İşte düğünümüze davet etmek istediğim insanların listesi.
- Tom checked the list again to make sure he had done everything.
- Tom her şeyi yaptığından emin olmak için listeyi tekrar kontrol etti.
- I took your name off the list.
- İsmini listeden sildim.
- Tom forgot his grocery list.
- Tom bakkaliye listesini unuttu.
- What's on your to-do list for today?
- Bugün yapılacaklar listende ne var?
- The names you've mentioned aren't anywhere to be found in the list.
- Bahsettiğin isimler listenin hiçbir yerinde yok.
- I want a complete list of your books.
- Kitaplarınızın tam bir listesini istiyorum.
- I'd like to know why my name was deleted from the list.
- Adımın neden listeden silindiğini bilmek istiyorum.
- I'd like to know why my name was deleted from the list.
- Benim adımın neden listeden silindiğini bilmek istiyorum.
- My name should be on that list.
- Benim adım da o listede olmalı.
- Tom has been on the wanted list for three years.
- Tom üç yıldır arananlar listesindeydi.
- For some reason, they didn't include my name on the list.
- Bir nedenle adımı listeye eklemediler.
- Tom crossed something off his list.
- Tom listesinden bir şeyin üstünü çizdi.
- Here is your list of jobs.
- İşte senin iş listen.
- Now give me the list.
- Şimdi bana listeyi ver.
- Let's put Tom's name on the list.
- Tom'un adını listeye koyalım.
- Here's a list of what you need to buy.
- İşte alman gerekenlerin bir listesi.
- You're not on my list.
- Sen benim listemde değilsin.
- Do you want to see the list?
- Listeyi görmek ister misin?
- The list is extensive.
- Liste çok geniş.
- That is not high on my list of priorities.
- Öncelikler listemde üst sıralarda değil.
- Tom pointed at one of the names on the list.
- Tom listedeki isimlerden birini işaret etti.
- How many of the words on this list don't you know?
- Bu listedeki sözcüklerden kaçını bilmiyorsunuz?
- Who's first on your list?
- Listende birinci sırada kim var?
- I don't have a list.
- Bir listem yok.
- Tom wrote our names on the list.
- Tom listeye isimlerimizi yazdı.
- I'm on the list.
- Listedeyim.
- I saw Tom's name on that list.
- Tom'un adını o listede gördüm.
- Could you show me the list?
- Bana listeyi gösterebilir misin?
- Tom was on the list.
- Tom listedeydi.
- This is a list of the people who came to the party.
- Bu, partiye gelen insanların bir listesi.
- We asked Tom about the list.
- Tom'a liste hakkında soru sorduk.
- We'll put you on the list.
- Seni listeye koyacağız.
- I wish I had kept a complete list.
- Keşke tam bir liste tutsaydım.
- Please list your previous jobs on the application.
- Lütfen başvuru formunda önceki işlerinizi listeleyin.
- I took your name off the list.
- Adınızı listeden çıkardım.
- He removed him from the list.
- Onu listeden çıkardı.
- What do you think of our list?
- Sen listemiz hakkında ne düşünüyorsun?
- This list is not official.
- Bu liste resmi değil.
- A list of required hardware is available here.
- Gerekli donanımın bir listesi burada mevcut.
- I'm putting Tom on the list.
- Tom'u listeye ekliyorum.
- Have you read my list of demands?
- Talep listemi okudun mu?
- Did you discuss any of the issues on our list?
- Listemizdeki konulardan herhangi birini tartıştınız mı?
- I checked the list.
- Listeyi kontrol ettim.
- How many of the words on this list do you know?
- Bu listedeki sözcüklerden kaçını biliyorsunuz?
- To remove a sentence from your list of favorites, click on the black heart icon.
- Bir cümleyi favoriler listenizden çıkarmak için siyah kalp simgesine tıklayın.
- What do you think of our list?
- Listemizle ilgili ne düşünüyorsun?
- You're on the list, aren't you?
- Sen listedesin, değil mi?
- The list is limitless.
- Liste sınırsız.
- I forgot to put it on the list.
- Onu listeye koymayı unuttum.
- What's on your to-do list for today?
- Bugün için yapılacaklar listende ne var?
- Tom has been on the wanted list for three years.
- Tom üç yıldır arananlar listesinde bulunuyor.
- Here's a list of everything you need to do.
- İşte yapman gereken her şeyin bir listesi.
- Is this list reliable?
- Bu liste güvenilir mi?
- Your name's further down the list.
- Senin adın listenin ilerisinde.
- Their names were crossed off the list.
- İsimleri listeden çıkarıldı.
- Am I on that list?
- O listede ben de var mıyım?
- That's quite a list.
- Ne listeymiş.
- I love doing things and crossing them off my to-do list.
- Bir şeyler yapmayı ve onları yapılacaklar listemden çıkarmayı seviyorum.
- I hear you have a list.
- Bir listeniz olduğunu duydum.
- Add a few more names to the list.
- Listeye birkaç isim daha ekleyin.
- Why isn't Tom on this list?
- Tom neden bu listede yok?
- I'll put that on my to-do list.
- Bunu yapılacaklar listeme ekleyeceğim.
- Tom answered the next question on the list.
- Tom listedeki bir sonraki soruyu yanıtladı.
- This list is inclusive of the past members of the group.
- Bu liste grubun geçmiş üyelerini kapsamaktadır.
- I want a complete list of everything Tom purchased.
- Tom'un satın aldığı her şeyin tam bir listesini istiyorum.
- I joined the list.
- Listeye katıldım.
- Your name was deleted from the list.
- Adınız listeden silindi.
- I don't have a list.
- Benim listem yok.
- Here's our wine list.
- İşte şarap listemiz.
- Here's a list of words I have difficulty remembering that I have compiled so far.
- İşte şimdiye kadar derlediğim hatırlamakta zorluk çektiğim kelimelerin bir listesi.
- This is a list of what I want for Christmas.
- Bu Noel için istediğim şeylerin bir listesi.
- When I read the list of ingredients, my stomach turned.
- Malzemeler listesini okuduğumda midem bulandı.
- Start your own list.
- Kendi listenizi başlatın.
- Who's first on your list?
- Listende ilk kim var?
- We don't need to do everything on the list.
- Listedeki her şeyi yapmamız gerekmiyor.
- Delete his name from the list of the applicants.
- Onun adını aday listesinden sil.
- Tom scanned the list, but couldn't find his name.
- Tom listeyi taradı ama kendi adını bulamadı.
- Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Dil listesinde neden Maltaca yok?
- Tom added his name to the list of people who wanted to attend the dance.
- Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.
- Do you want a list?
- Bir liste ister misin?
- You don't need a list.
- Listeye ihtiyacın yok.
- I noticed that one of the names on the list was yours.
- Listedeki isimlerden birinin seninki olduğunu fark ettim.
- When I read the list of ingredients, my stomach turned.
- İçindekiler listesini okuduğumda midem bulandı.
- I'm already on the list.
- Ben zaten listedeyim.
- Please check all the items on this list.
- Lütfen listedeki tüm kalemleri kontrol et.
- Here's a list of things that we need to do before Monday.
- İşte pazartesiden önce yapmamız gereken şeylerin listesi.
- This is a list of what we need.
- Bu ihtiyacımız olanların bir listesi.
- I have a list here.
- Burada bir listem var.
- Scratch me off the list!
- Beni listeden çıkarın!
- I would like you to add my name to your mailing list for the course.
- Kurs için mail listenize benim adımı da eklemenizi istiyorum.
- Do you think you can make out the list in an hour?
- Bir saat içinde listeyi çıkarabileceğini düşünüyor musun?
- Here's a list of things that we need to do before Monday.
- İşte pazartesinden önce yapmamız gereken şeylerin bir listesi.
- Tom handed Mary a list of questions.
- Tom, Mary'ye soruların bir listesini verdi.
- Your name has been deleted from the list.
- Adın listeden silindi.
- I'll put your name on the list.
- Adını listeye ekleyeceğim.
- Pick a name from this list.
- Listeden bir isim seç.
- She crossed my name off the list but not yours.
- Benim adımı listeden sildi ama seninkini silmedi.
- Who else is on your list?
- Listende başka kim var?
- Let me see that list.
- Listeyi görmeme izin ver.
- Why isn't Tom on this list?
- Tom neden bu listede değil?
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
- Bir bilgisayar programı, bilgisayara ne yapacağını söyleyen talimatların bir listesidir.
- That's a pretty impressive list.
- Oldukça etkileyici bir liste.
- Here's a list of things that need to be done.
- İşte yapılması gerekenlerin bir listesi.
- There was a list of available candidates.
- Mevcut adayların bir listesi vardı.
- Your name has been dropped from the list.
- İsminiz listeden çıkarıldı.
- Here's our wine list.
- İşte bizim şarap listemiz.
- Tom has asked to have his name taken off the list.
- Tom adının listeden çıkarılmasını istedi.
- Tom's name was on the list.
- Tom'un adı listedeydi.
- Who's the next person on your list?
- Listendeki sıradaki kişi kim?
- I took your name off the list.
- İsminizi listeden çıkardım.
- We all love lists.
- Hepimiz listeleri severiz.
- It was on the list.
- Bu, listedeydi.
- Here's a list of what we need.
- İşte ihtiyacımız olan şeylerin bir listesi.
- I've narrowed the list of possibilities down to three.
- Seçenekler listesini üçle sınırlandırdım.
- I have a list from them.
- Onlardan bir liste aldım.
- Tom put the list on the bulletin board.
- Tom listeyi ilan panosuna astı.
- It's probably a big list.
- O muhtemelen büyük bir liste.
- Here is a list of things you should avoid eating.
- İşte yemekten kaçınmanız gerekenlerin bir listesi.
- The first name on the list is Tom.
- Listedeki ilk isim Tom.
- Why's Maltese absent from the languages list?
- Neden diller listesinde Maltaca bulunmuyor?
- This list is inclusive of the past members of the group.
- Bu liste, grubun geçmiş üyelerini içerir.
- Here's a list of things I want you to do for me.
- Benim için yapmanı istediğim şeylerin listesi.
- How many of the words on this list do you not know?
- Bu listedeki kaç tane sözcüğü bilmiyorsun?
- Tom checked the list.
- Tom listeyi kontrol etti.
- Here's a list of things that Tom needs to buy.
- İşte Tom'un alması gereken şeylerin bir listesi.
- One of the names on the list was mine.
- Listedeki isimlerden biri benimdir.
- Tom has added three new names to the list.
- Tom listeye üç yeni isim ekledi.
- Can I have the list?
- Listeyi alabilir miyim?
- Why is my name on this list?
- Neden benim ismim bu listede?
- I'm glad I'm on your list.
- Listende olduğuma sevindim.
- Here's a list of everything you need to do.
- Yapman gereken her şeyin listesi burada.
- Tom has a list of people to he wants to talk to.
- Tom'un konuşmak istediği kişilerin bir listesi var.
- Let's list all the reasons we need to do this.
- Bunu yapmamız için tüm nedenleri listeleyelim.
- Your name has been dropped from the list.
- Adınız listeden silindi.
- Our teacher often overlooked his name on the list.
- Öğretmenimiz sık sık listedeki adını gözden kaçırırdı.
- If the list of books is too long, please leave out all foreign books.
- Eğer kitapların listesi çok uzunsa lütfen bütün yabancı kitapları dışarıda bırak.
- I hear you have a list.
- Bir listen olduğunu duyuyorum.
- I want a list of everyone in this class.
- Bu sınıftaki herkesin bir listesini istiyorum.
- Delete his name from the list of the applicants.
- Başvuranlar listesinden onun adını silin.
- I have a list from her.
- Elimde ondan gelen bir liste var.
- Please show me the list.
- Lütfen bana listeyi göster.
- Add up this list of figures.
- Bu listedeki rakamları topla.
- Here is a list of moderately priced restaurants.
- İşte makul fiyatlı restoranların bir listesi.
- You want to be on Santa Claus' nice list, don't you?
- Noel Baba'nın iyiler listesinde olmak istiyorsun, değil mi?
- Do you have a list of hotels?
- Bir otel listen var mı?
- Your name has been removed from the list.
- İsminiz listeden çıkarıldı.
- You're on the list.
- Listedesiniz.
- I would have wanted to cross him off of the list.
- Onu listeden çıkarmak isterdim.
- Here's a list of what we need.
- İhtiyacımız olanların listesi burada.
- Tom's was the first name on the list of persons of interest after Mary's murder.
- Tom, Mary'nin öldürülmesinden sonra şüpheli kişiler listesindeki ilk isimdi.
- Take me off the list!
- Beni listeden çıkar!
- Here's a list of people I want to invite to our wedding.
- Benim bizim düğünümüze davet etmek istediğim insanların bir listesi burada.
- This is on the list of banned books.
- Bu yasaklı kitaplar listesinde.
- Cross Tom's name off the list.
- Tom'un adını listeden çıkarın.
- When we started out in 2008, we wrote down a list of people that we wanted to hire, then went out and hired them.
- 2008'de işe başladığımızda, işe almak istediğimiz kişilerin bir listesini yazdık ve sonra gidip onları işe aldık.
- Here is a list of moderately priced restaurants.
- İşte uygun fiyatlı restoranların bir listesi.
- Take my name off the list.
- Adımı listeden çıkar.
- Your name stands first on my list.
- Listemde ilk sırada senin adın var.
- Start your own list.
- Kendi listeni başlat.
- I have a list from Tom.
- Tom'dan bir listem var.
- The ship had a marked list.
- Geminin işaretli bir listesi vardı.
- The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini Noel Baba'nın okuması umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdiler.
- I saw Tom's name on that list.
- O listede Tom'un adını gördüm.
- This is a list of what I want for Christmas.
- Bu Noel için istediklerimin bir listesi.
- I have a list of things I need to do.
- Yapmam gereken şeylerin bir listesi var.
- Let me see that list.
- Şu listeyi göreyim.
- Please show me the list.
- Lütfen listeyi bana göster.
- How many of the words on this list do you know?
- Bu listedeki kelimelerden kaç tanesini biliyorsun?
- I put Tom on the list.
- Tom'u listeye koydum.
- We have to find a way to narrow down the list.
- Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmalıyız.
- Tom skimmed the list.
- Tom listeyi gözden geçirdi.
- I've done everything on my list.
- Listemdeki her şeyi yaptım.
- Tom crossed Mary's name off the list.
- Tom, Mary'nin adını listeden sildi.
- Add my name to the list.
- Listeye benim adımı da ekleyin.
- Don't you want to see the list?
- Listeyi görmek istemiyor musun?
- We'd like to see a wine list.
- Bir şarap listesi görmek isteriz.
- Could I see the menu and wine list?
- Menü ve şarap listesini görebilir miyim?
- That's quite a list.
- Ne liste ama.
- We will add new names to our list.
- Listemize yeni isimler ekleyeceğiz.
- Cross Tom's name off the list.
- Tom'un adını listeden silin.
- I've narrowed the list of possibilities down to three.
- Olasılıklar listesini üçe indirdim.
- Your name has been crossed off the list.
- İsminiz listeden çıkarıldı.
- Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Diller listesinde neden Malta dili yok?
- How many of the words on this list don't you know?
- Bu listedeki kelimelerden kaç tanesini bilmiyorsun?
- Here's a list of things that need to be done.
- İşte yapılması gereken şeylerin bir listesi.
- Tom Jackson was one of the names I recognized on that list.
- Tom Jackson o listede tanıdığım isimlerden biriydi.
- You may choose what to eat from this list.
- Listeden ne yiyeceğini seçebilirsin.
- Who's next on your list?
- Listende sırada kim var?
- My name was on the list.
- Adım listedeydi.
- Tell me who else is on your list.
- Listende başka kimler olduğunu söyle.
- Show me that list.
- Bana şu listeyi göster.
- You are adding new names to the list, aren't you?
- Listeye yeni isimler ekliyorsun, değil mi?
- Was your name on the list of names I gave you before?
- Adın sana daha önce verdiğim isim listesinde var mıydı?
- Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Neden diller listesi Maltaca içermiyor?
- Tom gave Mary a list of all the victims.
- Tom, Mary'ye tüm kurbanların listesini verdi.
- Tom put Mary's suggestion down on his to-do list.
- Tom, Mary'nin önerisini yapılacaklar listesine ekledi.
- I have a list of the thousand most-used words in French.
- Fransızcada en çok kullanılan bin kelimeyi içeren bir listem var.
- Have you been to any of the places on this list?
- Bu listedeki yerlerden herhangi birine gittin mi?
- I was on the list.
- Listedeydim.
- I'm glad I'm on your list.
- Listenizde olduğum için mutluyum.
- I want to talk to you about this list.
- Seninle bu liste hakkında konuşmak istiyorum.
- Our town was added to the list of the most beautiful towns in the country.
- Şehrimiz ülkenin en güzel şehirleri listesine eklendi.
- Tom's name was at the top of the list.
- Tom'un adı listenin başındaydı.
- The list is extensive.
- Liste kapsamlıdır.
- Here's a list of what we need to find.
- İşte bulmamız gerekenlerin bir listesi.
- My list is quite long.
- Benim listem oldukça uzun.
- Delete his name from the list.
- Onun adını listeden sil.
- You don't need a list.
- Bir listeye ihtiyacın yok.
- Let me have the list.
- Bırak listeyi ben alayım.
- Who's on your list?
- Listenizde kimler var?
- Here's a list of what we need to buy.
- İşte almamız gerekenlerin bir listesi.
- Tom was last on the list.
- Tom listenin sonundaydı.
- I want a list of all Tom's relatives.
- Tom'un tüm akrabalarının bir listesini istiyorum.
- Tom should be added to the list.
- Tom listeye eklenmeli.
- That's a pretty impressive list.
- O oldukça etkileyici bir liste.
- Here's a list of the people who'll be here today.
- İşte bugün burada olacak kişilerin bir listesi.
- Where did you get this list?
- Bu listeyi nereden aldın?
- You gave Tom the list, didn't you?
- Tom'a listeyi verdin, değil mi?
- It's on my list of things to do.
- Yapılacaklar listemde var.
- We should compile a list of everybody who would be willing to help.
- Yardım etmeye istekli olacak herkesin bir listesini derlemeliyiz.
- The list is limitless.
- Liste sınırsızdır.
- Unless they have a good wine list, I don't want to eat here.
- İyi bir şarap listesi yoksa, burada yemek istemiyorum.
- This is a list of what we need.
- Bu ihtiyacımız olan şeylerin listesi.
- This word is not found in the list.
- Bu kelime listede bulunmuyor.
- What do you want the list for?
- Listeyi ne için istiyorsunuz?
- I'll put it on the list.
- Listeye eklerim.
- This is not a complete list.
- Bu tam bir liste değil.
- I looked at the list.
- Listeye baktım.
- This list is not exhaustive.
- Bu liste ayrıntılı değildir.
- I have a list from them.
- Elimde onlardan gelen bir liste var.
- He was last on the list.
- Listenin sonundaydı.
- Cross me off the list!
- Beni listeden kaldır.
- You're on the list.
- Listedesin.
- Let's list all the reasons we need to do this.
- Bunu yapmamız için gereken tüm nedenleri listeleyelim.
- Please list your previous jobs on the application.
- Lütfen önceki işlerinizi başvuruda listeleyin.
- This is a list of things we need to buy.
- Bu da almamız gereken şeylerin listesi.
- Your name was dropped from the list.
- Adınız listeden çıkarıldı.
- Pick a name from this list.
- Listeden bir isim seçin.
- I noticed one of the names on the list was yours.
- Listedeki isimlerden birinin seninki olduğunu fark ettim.
- Pick a name from this list.
- Bu listeden bir isim seç.
- Tell me who else is on your list.
- Bana listende başka kim olduğunu söyle.
- Take my name off the list.
- Benim adımı listeden çıkar.
- My name should be on that list.
- Benim adım o listede olmalı.
- One of the names on the list was mine.
- Listedeki isimlerden biri benimdi.
- Here's a list of difficult words I have compiled so far.
- İşte şimdiye kadar derlediğim zor kelimelerin bir listesi.
- Tom checked the list to make sure he had everything.
- Tom her şeyi aldığından emin olmak için listeyi kontrol etti.
- I have a list from him.
- Ondan bir listem var.
- I wish I had kept a complete list.
- Keşke tam bir liste tutmuş olsaydım.
- There was a list of available candidates.
- Uygun adayların bir listesi vardı.
- I have a list from her.
- Ondan bir liste aldım.
- Every address on the list was crossed out.
- Listedeki her adresin üstü çizilmişti.
- I think I could convince Tom to put you on the list.
- Tom'u seni listeye koyması için ikna edebileceğimi düşünüyorum.
- I'll put that on my to-do list.
- Bunu yapılacaklar listesine koyacağım.
- I think I could convince Tom to put you on the list.
- Sanırım Tom'u seni listeye koymaya ikna edebilirim.
- We don't need to do everything on the list.
- Listedeki her şeyi yapmamıza gerek yok.
- It must be a big list.
- Bu büyük bir liste olmalı.
- I'll check the list.
- Listeyi kontrol edeceğim.
- I'm the last person on your list, aren't I?
- Listendeki son kişi benim, değil mi?
- We've already taken your name off the list.
- Adını listeden çoktan çıkardık.
- I'm on Tom's list.
- Tom'un listesindeyim.
- Would you like to add me to your contact list?
- Kişi listene beni eklemek ister misin?
- We'd like to see a wine list.
- Biz bir şarap listesi görmek istiyoruz.
- Could I see the menu and wine list?
- Menüyü ve şarap listesini görebilir miyim?
- Don't leave my name off your list.
- Adımı listenden çıkarma.
- I'm not adding you to my list of friends.
- Seni arkadaş listeme eklemiyorum.
- What do you think of our list?
- Listemiz hakkında ne düşünüyorsun?
- Pick one of the items on this list.
- Bu listedeki maddelerden birini seç.
- I need everything on this list.
- Bu listedeki her şeye ihtiyacım var.
- Let me have the list.
- Listeyi alayım.
- Tom has a list of people to he wants to talk to.
- Tom konuşmak istediği kişilerin bir listesine sahip.
- The first name on the list is Tom.
- Listedeki ilk isim Tom'dur.
- He went on with his list.
- Listesine devam etti.
- I have thirteen names on my list.
- Listemde on üç isim var.
- The police drew up a list of persons of interest after the discovery of Mary's body.
- Polis, Mary'nin cesedinin bulunmasından sonra şüpheli kişilerin bir listesini hazırladı.
- How many of the words on this list do you not know?
- Bu listedeki sözcüklerden kaçını bilmiyorsunuz?
- Please check all the items on this list.
- Lütfen bu listedeki tüm maddeleri kontrol edin.
- I forgot to put it on the list.
- Listeye koymayı unuttum.
- We'll put you on the list.
- Sizi listeye ekleyeceğiz.
- Do you have a list of hotels?
- Otel listeniz var mı?
- If the list of books is too long, please leave out all foreign books.
- Kitap listesi çok uzunsa, lütfen tüm yabancı kitapları hariç tutun.
- Your name has been deleted from the list.
- İsminiz listeden silindi.
- Scratch me off the list!
- Beni listeden sil!
- From the words on this list, how many can you understand?
- Bu listedeki kelimelerden kaç tanesini anlayabiliyorsun?
- This is on the list of banned websites.
- Bu yasaklı web siteleri listesinde.
- Here's a short list.
- İşte kısa bir liste.
- There are only three people on my list that I haven't yet made amends to.
- Listemde henüz hatalarımı telafi etmediğim sadece üç kişi var.
- Their names had been removed from the list.
- Adları listeden çıkarıldı.
- Please take my name off the list.
- Lütfen adımı listeden çıkarın.
- I wonder why they left my name off the list.
- Benim ismimi neden liste dışı bıraktıklarını merak ediyorum.
- Tom answered the first question on the list.
- Tom listedeki ilk soruyu yanıtladı.
- This is a list of things we need to buy.
- Bu satın almamız gereken şeylerin bir listesi.
- Tom obtained the list of all the hotels in the area.
- Tom bölgedeki tüm otellerin listesini ele geçirdi.
- I need a list of all the dangerous neighborhoods in the city.
- Şehirdeki tüm tehlikeli mahallelerin bir listesine ihtiyacım var.
- Delete his name from the list.
- Listeden onun adını silin.
- The list keeps getting longer.
- Liste uzayıp gidiyor.
- Your name has been deleted from the list.
- İsmin listeden silindi.
- That's quite an impressive list.
- Bu oldukça etkileyici bir liste.
- It must be a big list.
- Büyük bir liste olmalı.
- Tom answered all the questions on the list.
- Tom listedeki tüm soruları yanıtladı.
- Can you add my name to the list?
- İsmimi listeye ilave edebilir misiniz?
- We asked Tom about the list.
- Tom'a listeyi sorduk.
- Tom obtained the list of all the hotels in the area.
- Tom alandaki bütün otellerin listesini elde etti.
- I have the list.
- Liste bende.
- For some reason, they didn't include my name on the list.
- Nedense benim adımı listeye eklememişler.
- Here's a list of things that Tom needs to do.
- İşte Tom'un yapması gereken şeylerin bir listesi.
- Your name stands first in the list.
- Senin adın listede ilk sırada bulunuyor.
- I want to learn all the words on this list before July first.
- Bu listedeki tüm kelimeleri 1 Temmuz'dan önce öğrenmek istiyorum.
- This is the list of all the people buried here.
- Bu, burada gömülü olan tüm insanların listesi.
- When we started out in 2008, we wrote down a list of people that we wanted to hire, then went out and hired them.
- 2008'de işe başladığımızda, çalıştırmak istediğimiz insanların bir listesini yazdık sonra dışarıya çıktık ve onları işe aldık.
- Why are you at the top of the list?
- Neden listenin başındasın?
- I took your name off the list.
- Adını listeden çıkarttım.
- The list keeps growing.
- Liste uzayıp gidiyor.
- Here's a list of the people who'll be here today.
- Bugün burada olacakların listesi burada.
- That is not high on my list of priorities.
- O benim öncelikler listemde yüksek değil.
- Tom omitted a couple of items from the list.
- Tom listeden birkaç maddeyi atladı.
- Her eyes ran over the list to see if her name was on it.
- Gözleri listede adının olup olmadığını görmek için listenin üzerinde gezindi.
- Check your list.
- Listenizi kontrol edin.
- We have to find a way to narrow down the list.
- Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmak zorundayız.
- Tom has a list of things to do.
- Tom'un yapılacaklar listesi var.
- Leave it off the list.
- Onu listeden çıkar.
- This is a list of the people who came to the party.
- Bu partiye gelenlerin listesi.
- Tom's name should be added to the list.
- Tom'un adı listeye eklenmelidir.
- Put this list in alphabetical order.
- Bu listeyi alfabetik sıraya koy.
- I made a list of the students' names in alphabetical order.
- Öğrencilerin isimlerini alfabetik sıraya göre listeledim.
- I would like a list of the Italian words that don't appear in the corpus yet.
- Henüz korpusta görünmeyen İtalyanca kelimelerin bir listesini istiyorum.
- Where's the list?
- Liste nerede?
- Your name was on the list.
- Adınız listedeydi.
- Tom Jackson was one of the names I recognized on that list.
- Tom Jackson o listedeki tanıdığım isimlerden biriydi.
- Tom is on the list.
- Tom listededir.
- Here's a list of words I have difficulty remembering.
- İşte hatırlamakta zorluk çektiğim kelimelerin bir listesi.
- Show me that list.
- Bana o listeyi göster.
- Let's list all the reasons we should be happy.
- Mutlu olmamız için gereken tüm nedenleri listeleyelim.
- Here's a list of things that Tom needs to buy.
- Tom'un alması gereken şeylerin listesi burada.
- I love doing things and crossing them off my to-do list.
- İşleri yapmayı ve onları yapılacaklar listemden silmeyi severim.
- Your name stands first in the list.
- İsminiz listede ilk sırada.
- List the top five things you like to do when you're not working.
- Çalışmadığınız zamanlarda yapmaktan hoşlandığınız ilk beş şeyi listeleyin.
- The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger.
- Tom'un seyahate çıkarken yanına alması gerekenler listesindeki ilk madde cep telefonu şarj cihazı.
- Leave it off the list.
- Onu listeden kaldırın.
- Am I on that list?
- Ben o listede miyim?
- Don't take my name off your list.
- Adımı listenden çıkarma.
- Why's Maltese absent from the languages list?
- Maltaca neden diller listesinde yok?
- Her name is not on the lists.
- Adı listelerde yok.
- Could you show me the list?
- Bana listeyi gösterebilir misiniz?
- This is on the list of banned websites.
- Bu yasaklanmış web sitelerinin listesindedir.
- I added Tom to my list.
- Tom'u listeme ekledim.
- Her name is not on the lists.
- Onun adı listelerde değil.
- I've already made amends to most of the people on my list.
- Listemdeki insanların çoğundan zaten özür diledim.
- I've got a list.
- Bir listem var.
- We've already taken your name off the list.
- Biz zaten adınızı listeden çıkardık.
- Tom skimmed the list.
- Tom listeye göz attı.
- Your name was deleted from the list.
- İsminiz listeden silindi.
- Who gave you this list?
- Bu listeyi sana kim verdi?
- Was your name on the list of names I gave you before?
- Adın sana daha önce verdiğim isimler listesinde miydi?
- It's probably a big list.
- Muhtemelen büyük bir liste.
- Please show me the list.
- Lütfen listeyi bana gösterin.
- This list is not exhaustive.
- Bu liste kapsamlı değil.
- Your name stands first on my list.
- Adınız listemde ilk sırada.
- I'll send you the list.
- Sana listeyi göndereceğim.
- Tom put the list on the bulletin board.
- Tom listeyi panoya astı.
- We have not been able to contact anyone on our list.
- Listemizdeki kimseye ulaşamadık.
- The books which are on that list will be difficult to find in Japan.
- O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.
- Where did you get this list?
- Bu listeyi nereden buldun?
- Our town was added to the list of the most beautiful towns in the country.
- Bizim kasabamız ülkedeki en güzel kasabalar listesine eklendi.
- I only recognized three names on the list.
- Listedeki sadece üç ismi tanıyordum.
- I put Tom's name on the list.
- Tom'un adını listeye koydum.
- The ship had a marked list.
- Geminin bir işaretli listesi vardı.
- The names you've mentioned aren't anywhere to be found in the list.
- Bahsettiğin isimler, listenin hiç bir yerinde geçmiyor.
- Here's a list of what we need to get.
- İşte almamız gerekenlerin bir listesi.
- Their names had been removed from the list.
- İsimleri listeden çıkarılmıştı.
- Your name was dropped from the list.
- İsminiz listeden çıkarıldı.
- The list is as follows.
- Liste aşağıdaki gibidir.
- Do you think you can make out the list in an hour?
- Listeyi bir saat içinde çıkarabilir misin sence?
- I want to learn all 1,000 words on this list by July.
- Temmuz ayına kadar bu listedeki 1000 kelimenin hepsini öğrenmek istiyorum.
- I'd like you to put me back on the list.
- Beni listeye geri koymanızı istiyorum.
Show More (629)
|
