liven up - English Turkish Sentences
English Turkish
liven up canlandırmak v.
  • I cannot appreciate how organising everything in large groups will liven up the parliamentary debate.
  • Her şeyi büyük gruplar halinde düzenlemenin parlamentodaki tartışmaları nasıl canlandıracağını anlayamıyorum.
  • I cannot appreciate how organising everything in large groups will liven up the parliamentary debate.
  • Her şeyi büyük gruplar halinde organize etmenin parlamentodaki tartışmaları nasıl canlandıracağını anlayamıyorum.
  • We must liven up the debate here and there by using the catch-the-eye principle.
  • Kısa süreli söz isteyerek tartışma ilkesini kullanarak tartışmayı bir yerlerde yeniden canlandırmalıyız.
Show More (0)